“ERDEMİR’de neler oluyor?” diye birkaç hafta önce yöneticilerini eleştiren bendeniz, yiğidi öldürüp hakkını yemiyor ve bugün de, “Ereğli’den Erdemir’i çıkarınca geriye daha altyapı sorunlarını bile çözememiş bağımlı bir şehir kalıyor.” diyorum.
1961’de kurulmaya başlanan, 1965’te üretime geçen, binlerce çalışanı olacağı, milyon tonlarca çelik üreteceği, dolayısı ile bölgesine sosyoekonomik ve kültürel gelişim sağlayacağı aşikar olan Erdemir’in Ereğli’yi geliştirdiği kadar tembelleştirdiği de acı bir gerçek!
Şehrin içme suyu konusunda bile hala Erdemir’e bağ(ım)lıyız. Erdemir Sineması hariç düne kadar nezih gösterilerin yapılabileceği bir kültür merkezimiz yoktu, sağ olsun işadamı Akın Tatoğlu bu işe ön ayak oldu da; Tatoğlu Kültür Merkezimiz oldu. Şehirde iyi bir sinema salonumuz hala yok. Erdemir plajı iade edince hepimiz kıyamet kopardık, çünkü iyi bir sahilimiz var ama iyi işletilen bir plajımız yoktu. Erdemir Bağlık ve Göztepe lojmanları 1960’larda yapılmış, hala en düzenli mahalle olarak örnek gösteriliyor; Şehrimiz ise başta trafik olmak üzere çarpık yapılaşma ile göz yaşartıyor. Ekonomimiz Erdemir’de çalışanların ve çelik ürünleri ile ilgili ticaret yapanların gelirleri ile ayakta duruyor. Özel okulların çoğalması Erdemir’in getirttiği TED Kolejinin başarısının türevsel bir sonucudur. Otomotiv markalarının bolluğu da Erdemir’de iyi imkanlarla çalışanlara endeksli. Şehir trafiğinin arapsaçı olması, araç ve yayaların çokça artacağını öngöremeyen, yol kaldırım park yeri üretmeyen yöneticilerin kabahati olsa gerek. Hava ve deniz kirliliği de aynı şekilde kamu yöneticilerinin yetki ve sorumluluğunda. Örnekleri çoğaltabiliriz…
Ne demek istiyorum? Daha kuruluş kanununda bile, Ereğli Demir ve Çelik fabrikalarının günü geldiğinde özelleştirileceği yazıyordu. Bunu bilen(bilmesi gereken) şehir üst yöneticileri Erdemir’den dönemsel olarak faydalanmayı bilmişler ama görünen o ki; sürdürülebilir, geliştirilebilir ve kalıcı bir fayda olmamış bu.
Geldiğimiz noktada; ileriye dönük çıkarımlar yaparak net hedefler ortaya koyup bunları formülüze ederek sonuca giden vizyoner lider eksikliğindeyiz. Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem, OYAK/ERDEMİR’le “mücadelenin(!)” tarafı değil, tarafları bir araya getiren tarafsızları/ liderleri olmalıydılar. Olamadılar!
Öte yandan; Erdemir/OYAK’tan hala Posbıyık’ın iddialarına, yani, “vergisini ödemiyor, şehri zehirliyor, denizi izinsiz dolduruluyor, HES’le şehrin içme suyuna göz dikiyor, sosyal sorumluluklarını yerine getirmiyor vs!” iddialarına hala cevap bekliyoruz.
ÖNCEKİ DÖNEM BELEDİYE BAŞKANI HÜSEYİN UYSAL İSE, şimdiki dönem Başkanı Posbıyk’ın iddialarını sosyal medya canlı yayınında cevaplandırdığını öğrendik. Uysal, İz Medya’dan Vedat Kılıç ve Yeşim Özdoğan’ın sorularına özetle, “iddia edildiği gibi fazla çalışan istihdam etmediğini, belediyenin borç/bütçe oranının teslim aldığı döneme göre çok daha iyi şartlarda(rakamlar ve oranlar vererek) bıraktığını, Erdemir’le ilgili yer davalarını savsaklamadıklarını tam tersi Posbıyık döneminden devam eden belediye avukatlarının savunma yaptıklarını, hava kirliliği ölçüm istasyonunu kaldırmadıklarını vs.” söylemiş. Yani Posbıyık “Uysal belediyeyi kötü yönetti, batırdı” diyor, Uysal “hayır işte ispatı” diyerek rakamlar veriyor.
Benim yeni sorularım ise şunlar: 1-Posbıyık 2014’de devir ettiği ve 2019’da devir aldığı “bütçe-borç-çalışan sayısı” rakamlarını açıklar mı? 2- Ve Uysal, hangi stratejik hatalar yaparak yalnız kaldı?
CHP İLÇE BAŞKANLIĞINA ATANAN EYLEM ERTUĞRUL, kendisini Ankara’ya bizzat davet eden ve elini güçlendirmesi için somut stretjik önerilerde bulunan Milletvekili Ünal Demirtaş’a rağmen değil de, öteden beri siyasetim tüm zorlu aşamalarını izlediği başarılı stratejilerle aşan, politika sanatını çok iyi bilen Demirtaş’la birlikte hareket etmeli. Başkan Posbıyık’la da el ele vererek ilerler ve böylece partideki dağınıklığı giderirse, hele bir de kasaba politikacılığı geleneğine son verirse kendi önünü ve partisinin önünü açar. Sağlam değerler manzumesine sahip olduğuna inandığım Ertuğrul, liderliğin üç altın tacını başından eksik etmemeli: Güvenilirlik, kararlılık ve inisiyatif.
Atatürk’ümüzü saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
1721 Kez Görüntülendi.“GÖNÜLLÜ YAZDI “ERDEMİR – UYSAL – ERTUĞRUL”” için 2 Yorum
BENZER HABERLER
Doğan bey,
Parti ile ilgili yazınızın altına imzamı atıyorum.Kasaba politika geleneği yıllardır sürüp; günümüze kadar uzanmış, kendisinin sözde politika yaptığına inanan bir avuç sığ siyasetçiler(kasaba politikacıları)küçük menfaatleri uğruna partiyi alet etmeye devam devam ediyor.Ben biliyorum ki, partide yapılan toplantılarda kural, tüzük
tanımadan huzursuzlulk çıkararak toplantıların amacından uzaklaşmasına neden oluyorlar.Umudumuz yeni yönetim sayesinde parti toparlanır etkin siyaset yapabilme imkanı sağlanmış olur.
Ne demek istiyorum dan başlayan paragrafınız ile CHP ilçe başkanlığı’na .. ya kadar süren bölüm son 25 yılın kilidini açacak anahtar bence. Popülizmden kent kültürüne ve geleceğine yüzümüzü dönmedikçe daha çoook bu ana fikirli yazılar yazar dururuz. Asıl olan havan topu mermisi ve düzeneği gibi dağın arkasını görecek gelecek endeksli yerel yönetim projeleri hazırlamak gerek. Erdemir-Ereğli bir ikilem değil bir bütün olmalı. Bu bütünün çimentosu da kumu da suyu da elimizde. İş bunu doğru karıştırmakta.. Yüreğinize sağlık dostum..