Bülent Ecevit Üniversitesi Öğretim Görevlisi Uzman Fizyoterapist Arzucan Toksal, “COVID-19 Sürecinde Fiziksel Aktivite” konusunu değerlendirdi.
Hastalığının gelişimim sürecini hatırlatan ve alınması gereken fiziksel aktivite önlemlerine dikkat çeken Toksal, değerlendirmesinde şu görüşlere yer verdi:
Koronavirüs hastalığı (COVID-19) şiddetli akut solunum sendromu Koronavirüsü 2’nin (SARS-CoV-2) neden olduğu bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Mevsimsel gripten daha bulaşıcı olmakla birlikte en az iki kat daha yüksek vaka ölüm hızına sahiptir. Hastalığın ilk tespitinden şu ana kadarki süre içerisinde tedavisi hakkında semptomatik müdahaleler dışında gelişme kaydedilmemiş olmasına rağmen bulaşma oranının düşürülmesi için en etkin yöntem olan korunma ve sosyal izolasyon devam etmektedir. Öte yandan, hastalığın ortaya çıkışı ve evde kalma uygulamalarının başlaması fiziksel hareketsizliğe bağlı görülen sağlık problemleri açısından tehdit oluşturmaktadır.
“SÜREÇTE FİZİKSEL KAPASİTELER BELİRGİN OLARAK AZALDI”
COVID-19’un kalp damar sistemine direkt etkileri yanında hastalarda hareketsizlik, izolasyon ve karantina gibi uygulamalar sırasında fiziksel aktivitenin ileri düzeyde kısıtlanması, bireylerin fiziksel kapasitelerinin belirgin olarak azalmasına yol açtığı bilinmektedir. Kas zayıflıkları, azalmış fiziksel kapasite, kronik yorgunluk, obezite, artmış insülin direnci ve azalmış yaşam kalitesi, sedanter yaşam tarzının olumsuz sonuçları arasındadır. Fiziksel aktivitenin azalması ek olarak bağışıklık kaybı oluşturarak viral potansiyel riskini arttırmakta bu da kısır döngüye neden olmaktadır. Yine, pandemi sürecinde her yaştan bireyin, eğitim, iletişim vs. amaçlarla yüz yüze görüşmelere alternatif olarak kullanmaya başladığı çevrimiçi etkinlikler de aynı bireylerin uzun süre doğru olmayan postürlerde vakit geçirmesine ve buna bağlı gelişebilecek kas-iskelet sistemi yaralanmalarına daha fazla maruz kalmasına neden olmaktadır.
FİZİKSEL AKTİVİTELERİN FAYDALARINI SIRALADI…
Yapılan düzenli fiziksel aktivite bazı hastalıkları önlemede veya semptomları geciktirmede etkili olduğu gibi fizyolojik, metabolik, psikolojik birçok problemin tedavisinde, kemik, kas ve eklem sağlığını düzenlemede, erken ölüm riskini azaltmada önemli rol oynar. Fiziksel aktivitelerin düzenli ve devamlı yapılması kan basıncını düşürür, obeziteyi engeller, koroner arter hastalıklarının ve kalp damar hastalıkların görülme olasılığını azaltır. Düzenli yapılan fiziksel aktivitenin ölüme sebep olan faktörleri azaltmasının yanı sıra, özellikle ciddi bir COVID-19 hastalığına yakalanma sonucu oluşabilecek istenmeyen durumlar açısından risk faktörü olarak kabul edilen faktörler üzerindeki faydaları, stresi azaltması, kısa ve uzun vadede mental sağlık üzerindeki iyileştirici etkileri göz önünde bulundurulduğunda mevcut sosyal durum için de oldukça yüksek önem taşımaktadır. Düzenli olarak yapılan fiziksel aktivitenin bu olumlu etkileri fiziksel aktivitenin tipi, süresi ve şiddeti gibi parametreler ile doğrudan ilişkilidir.
“DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTE ALIŞKANLIĞI EDİNİLMELİ”
Fiziksel aktivitenin olumlu etkilerinin optimal düzeyde sağlanabilmesi, alanında uzman bir klinisyen tarafından bireyin özellikleri göz önünde bulundurularak planlanmasına bağlıdır. İnsan anatomisi ve fizyolojisiyle beraber Covid-19 hastalığının insan vücudu üzerindeki etkilere hakim bir fizyoterapist, çeşitli ev içi ya da ev dışı aktiviteleri içeren bir egzersiz programı ile kişilerin düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı edinmesini ve hastalıkla ilgili süreçleri kolaylıkla atlatabilmesini sağlayabilir. Pandeminin getirmiş olduğu tüm olumsuzluklara rağmen, kişilerin kendi sağlıklarına daha fazla değer vermeye başladıkları COVID-19 sürecinde toplum olarak fiziksel aktivite alışkanlığının edinilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, olumsuz algılanan bu süreci olumluya çevirmenin bir fırsatı olarak değerlendirilebilir.
Sağlam bir zihin ve sağlıklı bir vücut için, harekete geçin.
634 Kez Görüntülendi. Etiketler: beü hastanesi » koronavirüsle mücadeleBENZER HABERLER