logo

ERTUĞRUL, SOSYAL KONUTTA ENDİŞELERİNİ AÇIKLADI

  • CHP Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Op. Dr. Eylem Ertuğ Ertuğrul, TOKİ Sosyal Konut projesinin seçim yatırımı olduğunu iddia ettiği açıklamasında “…her şeye rağmen ekonomiye bir hareket getirecekse de bir gazla başlanan bu projede birkaç sene içinde Türkiye’nin her yerinde yarım kalmış inşaatlar göreceğiz. Temelleri atılmış binaların kaçıp gitmiş müteahhitlerini konuşacağız. Bizim endişemiz tam da budur.” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Op. Dr. Eylem Ertuğ Ertuğrul, TOKİ tarafından yapılacak Sosyal Konut projesi ile ilgili yazılı açıklama yaptı.

Açıklamasında konutların fiyatları, ödeme koşulları ve üretilmesi ile ilgili endişelerini, ardından da çözüm önerilerini sıralayan Ertuğrul, seçim yatırımı iddiasını tekrarlayarak “zaten parasız olan halk için bu kampanya tamamen seçime endeksli bir kampanyadır.” dedi.

Ertuğrul’un açıklaması şöyle :

Bilindiği gibi iktidarın üzerinde durduğu TOKİ Toplu Konut Projesi, Türkiye’nin son zamanlardaki en büyük sosyal projesi olarak lansmanı yapıldı.
Bu tür projeler, zaten sosyal devletin yapması gereken projeler. Biz bu projeden rahatsızlık duymayız. Dar gelirli vatandaşlarımızın da en önemli ihtiyaçlarından birisi barınma. Bu ihtiyacının sağlanması lazım.
Son yıllarda ülkemizdeki emlak fiyatlarının nasıl arttığı herkesin malumu. Hem emlak değerleri hem de kira değerleri anlamında ülkenin her yerinde yüzde 250’lere ulaşan artışlar yaşandı. İnşaat maliyetleri de çok yüksek oranlarda arttı. Bu artışlar birbirlerine paralel olarak gidiyor. Toplamda 500 bin konut yapılacak olmasına bir itirazımız yok; fakat bırakın dar gelirliyi, orta gelirli bir vatandaşın bile mülk edinme şansı yok.

“GARANTİ SİSTEMİ NASIL İŞLEYECEK?”

Asıl tartışılması gereken konulardan biri de şudur: TOKİ son yirmi yıldır ne kadar konut kazandırmış Türkiye’de? Toplamda 1 milyon 700 bin konut. Şimdi siz bu kadar kısa bir zaman içerisinde önce 250 bin ardından da bir 250 bin konut kazandıracaksınız. Zaten biz ülke olarak inşaattan başka bir şey üretemiyoruz. Parayı yine beton ekonomisine yönlendiriyoruz.
Ayrıca şöyle bir sıkıntı daha var; bizim yöremiz de dahil olmak üzere pek çok şehirde iktidar kamu binaları için ihalelere çıkıyor. Yüklenici firmalar bu ihalelere bile girmiyorlar. Ya şartnameyi beğenmiyorlar ya da mevcut fiyat artışları altında bu binaları yapamayacaklarını düşünüyorlar. Bu sıkıntıları da düşünmek lazım. Böyle bir yükün altına girmek herkesin harcı değil. Bu proje çok büyük müteahhit firmalarının yapabileceği bir çalışma. Türkiye’nin elbette bu kadar çok sayıda konut üretme gücü var. İnşaat sektörü emek ağırlıklı bir sektör. Bu sektörde çalışacak elemanlarımız da var. Ancak Türkiye’de sadece inşaat yapıyoruz; başka bir şey yok. Önümüzdeki iki buçuk yıl içinde bu konutların 250 binini yapmayı taahhüt ediyorlar; peki bu projeye girecek olan firmaları nasıl garanti altına alabilecekler? Önce bunun netleştirilmesi gerekir. Mevcut şartlarla bu ihaleleri alacak firmalar bu kadar konutu nasıl bitirebilecekler?
Bir seçim yatırımı olarak yapılan bu lansman her şeye rağmen ekonomiye bir hareket getirecekse de bir gazla başlanan bu projede birkaç sene içinde Türkiye’nin her yerinde yarım kalmış inşaatlar göreceğiz. Temelleri atılmış binaların kaçıp gitmiş müteahhitlerini konuşacağız. Bizim endişemiz tam da budur. Bunu önlemenin yolu da şudur: Eğer iktidar bu projede samimiyse ve Beşli Çete’yi nasıl garanti altına alıyorsa bu ihalelere girecek müteahhit firmaları da garanti altına alsın. Onlara sağlanan kolaylıklar bu firmalara da sağlansın.

“DAR GELİRLİ ÖDEYEMEZ”

Diğer yandan bu konutlar için vatandaştan talep edilen giriş ücreti cazip gibi geliyor. İnsanlar birkaç ay sıkıntı çekip ilerleyen zamanlarda rahatça bu taksitleri ödeyebileceklerini düşünüyorlar; ancak aylık ödemelerin altı aydan altı aya memur maaş zammı oranında artacak olması önemli bir belirsizlik oluşturuyor. İleride vatandaşın ödeme zorluğu çekebileceği ödeme tutarları ile karşılaşılması mümkün. İş sonunda bu binaların maliyetleri çok çok yukarı seviyelerde olabilir. Parasını TL’nin değer kaybı yaşaması ihtimali sebebiyle bankalara yatıramayan dar gelirli için bu proje cazip gelebilir; ancak bu şartlarda hiçbir dar gelirli vatandaşımız bu konutların parasını ödeyemez. Dolayısıyla da bu şartları ortaya koymak, insanların aklıyla dalga geçmek gibi.

“BETONA YATIRIM YETER, TARIMA YÜZÜMÜZÜ DÖNELİM”

CHP’nin baskıları ile en düşük emekli maaşı ortalama 3 bin 500 lira düzeyine geldi. Emekli vatandaşımız bu projeden konut sahibi olmak istese; elektrik, doğalgaz, kira gibi giderleri varken bu konutun aylık ödemelerini nasıl yapabilecek? Bu ülkede doğalgaz faturasını ödeyemediği için icralık olan yüz binlerce insan var. Yetmedi; bu ülkede KYK kredi borcunu ödeyemediği için icraya verilmiş gençler var. Biz bu insanlara böyle imkanlarla konut sahibi olabileceklerini nasıl anlatacağız? Niyet edecekler; ama ödemelerini yapamadıkları için yine icralık olacaklar. Burada görebildiğimiz sadece vatandaşın dudağına bir parmak bal çalmak ve seçim ekonomisi için kaynak para bulmak. Ayrıca Ülkeyi betona gömdünüz! Yeter! Artık ihraç edeceğimiz ürünler üretme peşine gidelim. Tarıma yüzümüzü dönelim. Köylerimiz boşaldı; çünkü bu iktidar hayvancılık yapan insanları bile bitirdi. Millet sütteki hayvanını kasaba verecek hale geldi. Bakamıyor hayvanına. Bu sebeple de zaten parasız olan halk için bu kampanya tamamen seçime endeksli bir kampanyadır. Yine söylüyorum ki Türkiye ekonomisi betondan ve binadan ibaret değildir.


Paylaşın:
517 Kez Görüntülendi. Etiketler: »
#

SENDE YORUM YAZ