14 Ekim 2022 tarihinde TTK’nın Amasra Müessesesi’nde meydan gelen maden faciasını araştırmak için kurulan “Bartın’ın Amasra İlçesinde Meydana Gelen Maden Kazasının Tüm Yönleriyle Araştırılarak Benzer Kazaların Önlenmesine Yönelik Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” bir rapor hazırladı. CHP, Meclis Araştırma Komisyonu’nun raporuna bir muhalefet şerhi sundu.
Amasra Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Antalya Milletvekili Aydın Özer ve İzmir Milletvekili Kani Beko, komisyona sundukları muhalefet şerhi ile ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir basın açıklaması yaptı. CHP’li vekiller, yaptıkları açıklamada, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun diğer müesseselerinde her an yeni bir maden faciası olabileceği uyarısını yaparken, TTK’dan artık siyasetin elini çekmesi gerektiğini de vurguladılar.
CHP’li vekiller, 11 bölüm, 124 sayfadan oluşan “Muhalefet Şerhi”nde, bir daha bu tip maden facialarının yaşanmaması için 66 tane öneri sundular. Komisyon başkanlığına sunulan Muhalefet Şerhi’nde, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun mevcut durumu, Amasra faciasının meydana gelmesinde etkili olan teknik sebepler ile eksiklik ve zafiyetler ayrı ayrı başlıklar altında incelendi.
10 BÖLÜM AYRI AYRI DEĞERLENDİRİLDİ
Muhalefet Şerhi’nde, “Giriş” ve “Genel Değerlendirme” başlığı altında ülkemizde iş ve çalışma hayatına ilişkin detaylı bir değerlendirme yapılmış, Ak Parti iktidarları döneminde, bu alanda çözülmeyen aksine derinleşen sorunlar değerlendirildi.
1’inci Bölümde “TBMM Komisyon Süreci” başlığı altında, 14 Ekim 2022 sonrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan Araştırma Komisyonu sürecinin nasıl ilerlediği, komisyon başkanının seçimi ve komisyon çalışmaları hakkında bilgi verilerek, değerlendirmeler yapıldı.
Muhalefet Şerhi’nin 2’inci Bölümünde; ülkemiz ve bölgemiz açısından son derece önemli olan taşkömürü ile ilgili değerlendirmelerin yanı sıra, Türkiye Taşkömürü Kurumu ile değerlendirmeler de yer almıştır. “TTK’da Norm Kadrolu İşçi Açıkları” ve “TTK Yönetimindeki Liyakatsizlik”, “TTK’ya Bağlı Müesseselerdeki Yönetim Zafiyeti” başlıkları altında son 21 yılda TTK’daki norm kadrolu işçi sayılarındaki eksiklikler, bu eksikliklerin Sayıştay denetimine yansıyan kısımları, liyakatsiz atamalar ve bu atamalar sonucunda kurumda meydana gelen çürüme gözler önüne serildi.
Şerhin 3’üncü Bölümünde, ATİM Müessesesi özelinde, “Sayıştay Tarafından Tespit Edilmiş İşçi Açıkları”, “ATİM’de 14 Ekim 2022 Tarihinde Çalışan İşçi Sayıları ve Çalıştıkları Birimler”, “Havalandırma Sistemine İlişkin Sorunlar”, komisyon sürecinde ısrarla talep edilen belgeler çerçevesinde değerlendirildi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili olarak ise şerhin 3’üncü başlığı altındaki “Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası”, “Dış Denetim Eksiklikleri” ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konusundaki Genel Yaklaşım ve Eksiklikler” başlıkları altında ifade edildi.
Facia öncesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndaki yozlaşma, partizanca atama ve liyakatsiz yönetime dikkat çekmek için Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri tarafından yapılan yasama faaliyetleri 4’üncü Bölümde “Facia Öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi Tarafından Madencilik Alanındaki Yasama Çalışmaları” başlığı altında belirtildi.
6’ıncı Bölümde yer alan “Facianın Teknik Nedenleri” başlığı altında, Amasra Faciasının meydana gelmesindeki teknik nedenler; “Patlamanın Olası Nedenleri”, “Grizu Patlamasının Temel Nedenleri”, “Toz Patlamasının Temel Nedenleri” başlıkları altında kazanın meydana geliş senaryosu tüm yönleri ile detaylandırılırken, gerçeğin ortaya çıkarılmasından daha çok TTK Yönetimini korumaya yönelik olan Komisyon Taslak Raporu değerlendirmesi; “Komisyon Taslak Raporu’nun Teknik Değerlendirmesi” başlığı altında maddeler halinde incelenmiştir. Bunun yanında, yine 6’ıncı Bölümde “Facia Analizi” ana başlığı altında 5 ayrı başlık altında, facianın meydana gelmesinde etkili olan yönetimsel nedenlerle diğer nedenler ayrıntılı olarak incelendi.
Muhalefet Şerhinin 7’inci Bölümü’nde, Facianın Ardından Yargı Süreci” başlığı altında, olayın meydana geldiği ilk andan itibaren hukuki süreç detaylı olarak incelenmiş, siyasetin bir aparatı haline gelmiş yargı eliyle TTK üst düzey yönetiminin nasıl korunduğu ayrıntılı olarak ifade edildi.
“Facianın Ardından Amasra” adlı 8’inci Bölümde, 14 Ekim 2022 sonrasında Amasra Müessesesi’nde yürütülen çalışmalarda idari ve hukuki olarak ortaya çıkan eksiklik ve yanlışlıklar belirtildi.
“Komisyon Raporuna Eleştiriler” başlıklı 9’uncu bölümde, Komisyon Taslak Raporu’nun, Amasra faciasının temel sebeplerini açıklamakta yetersiz ve eksik kalan kısımlarının yanı sıra getirilen önerilerde somut bir değişiklik önerilememesi detaylı olarak ifade edildi.
10’uncu Bölümde “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Önerileri” başlığı altında, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması ile ülkemizde bir daha böyle maden facialarının yaşanmasının engellenmemesi için alınması gereken, hukuki ve idari tedbirler 66 madde olarak sıralanmıştır. Bu bölümde genel düzenlemelerin yanı sıra TTK özelinde yapılması gereken düzenlemeler de ayrıca ifade edildi.
Muhalefet Şerhi’nin açıklandığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, şunları ifade etti;
DEMİRTAŞ HÜKÜMETİ ELEŞTİRİDİ
Geçmişteki maden kazalarına baktığımız zaman ihmaller zinciri olduğunu görüyoruz. Başta Enerji Bakanı olmak üzere, onların atadığı üst düzey bürokratlardan başlamak üzere, en alt kademelere kadar devam eden bir ihmaller zinciri ile bu facialar yaşanmaktadır. Ak Parti döneminde artık bu tür kazalara maalesef alıştık. Bu neden kaynaklanıyor? Devletin kurumları içerisindeki çürüme ve yozlaşma bütün kurumlara sirayet ettiği gibi TTK’ya da sirayet etmiştir. Yıllardır Zonguldak ve Bartın Milletvekilleri olarak; siyasetin kurumdan elini çekmesi gerektiğini, ehil kadroların iş başına gelmesi gerektiğini, kişinin görüşüne bakılmaksızın kurumun yönetilmesi gerektiğini ve bu şekilde ekonomiye kazandırılması gerektiğini söylüyoruz. Ancak maalesef bunlar dinlenmedi. Kurumun tamamen siyasallaşması ve liyakatsiz yönetimi sonucunda bu faciaları yaşıyoruz. Amasra’daki facianın temel sebeplerinden birisi de işçi açıklarıdır. Kurumun 14 bin olan norm kadrosuna rağmen kurumda şu anda 7 bin 385 işçi çalışmaktadır. Bu da iş güvenliğinde ve üretimde çok büyük zafiyetlere neden olmaktadır. Gaz izleme istasyonunda 2 kişi olması gerekirken işçi yetersizliği nedeniyle bir kişiyi bırakırsanız bu facialar yaşanmaya devam eder.
“KURUMUN YÖNETİCİLERİNİ KURTARMAK İÇİN SENARYO YAZMIŞLAR“
Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin ağırlıklı olarak hazırlamış olduğu raporda, kazanın sebebi barutçuya yüklenmiş ve kurumun diğer yöneticilerini kurtarmaya yönelik bir senaryo yazılmıştır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu facianın birinci sorumlusu siyasal iktidardır. Başta Enerji Bakanı olmak üzere, onun atamış olduğu üst düzey bürokratlardır. Yaşamını yitirmiş bir barutçuya bu facianın bütün sorumluluğunun yüklenmesi vicdansızlıktır. Bu kabul edilemez. Konunun uzmanı olan kişilerden bilgi alarak oluşturduğumuz senaryoya göre de facianın birçok teknik sebebi bulunmaktadır. Benzer kazalar yaşanmaması için bunlardan ders çıkarmamız gerekiyor.
“FACİA BAĞIRA BAĞIRA GELİYORUM DEMİŞ“
Amasra’daki faciada, havalandırma sistemi de facianın temel sebeplerinden biridir. Bizim raporumuzda da bununla ilgili değerlendirmeler var. Zaten geçmişe yönelik teknik verilere baktığımız zaman, facia göz göre göre, bağıra bağıra geliyorum demiş.2018 yılında başlayan havalandırma sistemi projesi, maalesef facia yaşanıncaya kadar tamamlanamamıştır. İhale sürecinin üzerinden 4 yıl geçmiş.2 defa ihale iptal edilmiş ve proje tamamlanamadan facia meydan gelmiştir. Metan verilerine baktığımız zaman, bu zamana kadar bir facia yaşanmaması mucizedir. Bir kurum 4 yılda bir ihale sürecini tamamlayamamışsa demek ki o kurumda çürüme ve yozlaşma o kurumda hat safhaya ulaşmış demektir.
“SİYASAL İKTİDAR, TTK ÜST YÖNETİMİNİ KORUYOR“
Her facia sonrasında, yargı sürecinde ve idari süreçte yaşanan olayların aynısı, Amasra’da da yaşanmaktadır. Yargı süreci de eksik ve yanlış ilerlemektedir. Özellikle üst düzey iki bürokrat, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve Müesseselerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ercan Gebeş, siyasal iktidar tarafından, Enerji Bakanı tarafından koruma altına alınmış durumdadır. Bu kişilerin kusurları Bilirkişi Ön Raporu’nda detaylı bir şekilde 3 madde üzerinde defalarca tekrarlanarak anlatıldığı halde yargı bu iki kişiyi ayırmış ve Amasra müessese müdürlüğünden başlayarak alt kademelere kadar istenmiş olan “olası kast” ve “bilinçli taksir” gibi ağır cezalardan vazgeçilmiştir. Bu iki kişi hakkında sadece ve sadece “görevi kötüye kullanma” gibi basit suçtan soruşturma izni istenmiştir. Enerji Bakanı bu iki kişiyi korumak için soruşturma izni vermemiştir. Neticede de TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu emekliye ayrılmıştır. Ercan Gebeş ise Zonguldak’ta Ak Partili bir belediye başkanının kardeşi olup siyaseten yapılmış bir atama sonucu oraya gelmiş bir kişidir. Dolayısıyla bu tür facialar sonrasında sorumlular yargıda hesap vermezse, caydırıcı cezalar almazsa biz daha çok bu tür facialar yaşamaya devam ederiz. Daha çok madencimiz yaşamını yitirir.
“TTK’YA 5 BİN İŞÇİ ALINMALI“
TTK’daki yozlaşma ve çürümenin önümüzdeki dönemde mutlaka düzeltilmesi gerekmektedir. Yeni bir anlayışla, yeni bir zihniyetle TTK yeniden yapılandırılmalıdır. Yıllık 39 milyon ton taşkömürü ihtiyacı olan Türkiye’nin TTK’ya ihtiyacı vardır. Yerli ve milli kaynaklarla taşkömürünü üretmeliyiz. Yerli ve milli politikalar yaşama geçirilmeli, TTK’nın üretimi arttırabilmesi, hem de iş güvenliği alanındaki zafiyetlerin giderilebilmesi için en kısa zamanda, ivedilikle 5 bin işçi alımı gerçekleştirilmelidir. TTK’daki yönetim zafiyeti hala daha devam etmektedir. Bu facia Amasra Müessesinde olmuştur. Ancak TTK’ya bağlı 4 işletme daha bulunmaktadır. Hala daha aynı zihniyetle kurum yönetilmektedir. Buradan bir kez daha uyarıyorum; Bu dört işletmede de her an büyük bir facia yaşanabilir çünkü aynı yönetim anlayışı, aynı bakış açısı, aynı zihniyet devam etmektedir. Dolayısıyla işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri ivedilikle alınmalıdır.
“MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI VE ZONGULDAK ŞUBESİ’NİN ÖNEMLİ KATKILARI OLDU“
Bu raporu hazırlarken bize yardımcı olan çok önemli isimler de vardı. Kazanın teknik boyutu ve oluş senaryosu ile ilgili bizden bilgilerini esirgemeyen Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel ve yönetimine, Zonguldak Şube Başkanı Çağlar Öztürk ve yönetimine aynı zamanda da Nevzat Ünlü’ye çok teşekkür ediyorum”
423 Kez Görüntülendi. Etiketler: chp » maden kazası » ünal demirtaşBENZER HABERLER