Duygu yüklü paylaşımında, olaydan duyduğu üzüntüyü ve beldede sağlık kurumu olmamasını “Kandilli adına asla kabul edilemez, hatta Kandilli adına yüz karası…” olarak niteleyen Önder, yazısını şöyle tamamladı:
Çocukluğunu Kandilli’de(Armutçuk ) geçirmiş biri olarak, madende yaşanan kaza beni fazlasıyla üzdü. Çok gerilere 60’lı – 70’li yıllarda grizu kazaları yaşayan, yüzlerce maden şehidi veren, bir o kadar da yaralıların madenden çıkarıldığı, ambulans sesleri ile çığlıkların birbirine karıştığı o yıllarıma götürdü beni.
Kandilli’de içinde ameliyathanesi de olan bir hastane vardı o yıllarda… Ereğli’den Kandilli’ye ameliyata hastaların geldiğini hatırlıyorum… Maden kazalarında ilk müdahale Armutçuk Hastanesinde yapılır, çok ciddi olmadığı sürece tedaviye bu hastanede devam edilirdi. 80’li yıllarda hastane bir daha Kandilli’ye sağlık kurumu açılmamak üzere kapatıldı.
Daha önceki maden kazalarında yaşadığımız gibi bu kazada da Kandilli sınıfta kaldı! Maden ocağı gibi çok ciddi bir iş alanının bulunduğu Kandilli’de var olan bir hastanenin kapatılması, ilk müdahalenin bile yapılabilecek bir sağlık kurumunun olmaması Kandilli adına asla kabul edilemez, hatta Kandilli adına yüz karası…
Aslolan maden kazalarını tümüyle ortadan kaldırmak, ancak bunun yanında kaza olduğunda da erken müdahalede bulunabilecek sağlık kurumunun yok edilmesi yerine, bu kurumların yaşatılması ve kurumların modernize edilmesidir.”
BENZER HABERLER