logo

“BİREYLERİN PSİKOLOJİK İYİLİK HÂLİNİ ZAYIFLATABİLİR”

Karanlıkta Güne Başlamanın İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri: Biyolojik ve Davranışsal Bir İnceleme

Türkiye’de sabah saatlerinde karanlıkla güne başlamak, özellikle kış aylarında, bireylerin biyolojik ritimleri ve psikolojik iyilik halleri üzerinde çeşitli etkiler yaratmaktadır. İnsan vücudu, sirkadiyen ritim adı verilen yaklaşık 24 saatlik biyolojik döngüler tarafından düzenlenir. Bu döngülerin en önemli zamanlayıcısı ise ışıktır. Göz retinasına ulaşan doğal ışık, hipotalamustaki suprachiasmatic nucleus (SCN) aracılığıyla beynin hormon dengesi ve uyanıklık düzeyini düzenler.

Sabah doğal ışığa maruz kalmayan bireylerde melatonin salgısı baskılanmakta gecikir. Normalde gün doğumuyla azalmaya başlayan melatonin, karanlık ortamlarda yüksek kalmaya devam ettiği için uyanıklık düzeyi düşer, bilişsel performans zayıflar ve motivasyonda azalma görülür. Aynı zamanda sabah ışığının gecikmesi, serotonerjik sistemleri de etkiler. Serotonin, ruh halinin düzenlenmesinde önemli bir nörotransmitterdir ve ışık maruziyeti serotoninin sentezi ile yakından ilişkilidir. Sabah ışığının yetersizliği, serotonin üretimini azaltarak depresyona yatkınlığı artırabilir.

Bu durum, özellikle “Mevsimsel duygu durum bozukluğu (Seasonal Affective Disorder – SAD)” olarak bilinen ve ışık eksikliğine duyarlı bireylerde görülen depresif belirtileri tetikleyebilir. Sabah karanlığında okula veya işe gitmek, hem yetişkinlerde hem çocuklarda daha yüksek uyku inersisi, yani uyanırken yaşanan bilişsel yavaşlık ve isteksizlikle ilişkilendirilir. Çocuklarda bu durum dikkat ve öğrenme süreçlerini; yetişkinlerde ise iş performansını olumsuz yönde etkileyebilir.

Karanlık aynı zamanda davranışsal düzeyde de fark edilir sonuçlar doğurur. Işık yoksunluğu, bireylerin çevresel uyarılara daha düşük enerjide yanıt vermesine neden olurken toplu taşıma, trafik ve kalabalık alanlarda tahammülsüzlük, gerginlik ve stres artışı gözlenebilir. Yapılan çalışmalar, sabah ışığı alan bireylerde ruh halinde iyileşme, sosyal etkileşimlerde artış ve gün boyu daha dengeli bir duygu durumu görüldüğünü ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak, sabah karanlığında güne başlamak biyolojik, duygusal ve davranışsal düzeyde çok yönlü etkiler yaratır. Işık eksikliği, hormon döngülerini, nörotransmitter düzeylerini ve ruh halini doğrudan etkileyerek bireylerin psikolojik iyilik hâlini zayıflatabilir.

Bu nedenle, doğal ışıkla senkronize yaşam ritimlerinin desteklenmesi; gerek bireysel düzeyde (Işık terapisi, sabah erken ışık maruziyeti artırma), gerekse toplumsal düzeyde (Çalışma ve okul saatlerinin ışıkla uyumluluğu) önemli bir halk sağlığı konusu olarak değerlendirilebilir.

Uzm. Psikolog Dr. Tugay YAZGAN

Paylaşın:
Etiketler:
#

SENDE YORUM YAZ