logo

CHP’Lİ DEMİRTAŞ, AVUKAT MESLEKTAŞLARININ GÜNÜNÜ KUTLADI

CHP Zonguldak Milletvekili, Avukat Ünal Demirtaş, 5 Nisan Avukatlar Günü’nde, Avukatların sorunlarını TBMM gündemine taşıdı. Avukatların sorunlarının araştırılması için bir meclis araştırma önergesi veren CHP’li Demirtaş, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemi ile bir soru önergesi de verdi.

Yaptığı yazılı açıklamada “Savunma hakkının dokunulmazlığı ile yargının bağımsızlığına inan, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin güvencesi tüm meslektaşlarımın Avukatlar Günü’nü kutluyorum” diyen CHP’li Demirtaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunduğu önergesinde de şunları ifade etti;

AVUKATLAR, BAĞIMSIZ, ÖZGÜR VE TARAFSIZDIR

         Demokrasinin olduğu ülkelerde yargılamanın adil ve tarafsız yapılmasının en önemli unsuru, “savunmanın bağımsız ve özgür” olmasıdır. Temel hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesi ise “hak arama özgürlüğüdür”. Bu özgürlüğü vatandaşlarımız avukatlar aracılığıyla kullanmaktadır. Avukatların özgür ve bağımsız olarak mesleklerini yürütemedikleri ülkelerde, adaletten, adil yargılama hakkından, bireylerin hukuk güvenliğinden ve hak arama özgürlüğünden söz edilemez.

Avrupa Baroları ve Hukuk Birlikleri Konseyi’nin, Avrupa’da Avukatlık Mesleğine İlişkin Temel İlkeler Tüzüğü’nde, avukatlık mesleği ile ilgili olarak, “Bir toplumda avukatın mesleki faaliyetine saygı göstermek o toplumda demokrasi ve hukukun üstünlüğünün varlığı için zorunlu bir koşuldur” denilirken,  Avrupa Konseyi Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 Numaralı Tavsiye Kararı ile Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlüğün Genel Prensipler belirlenerek; “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri dikkate alınarak avukatlık mesleğinin icrasındaki özgürlüğün ayrım gözetmeden, hükümet veya kamudan gelebilecek uygunsuz müdahalelere yer vermeyecek şekilde korunması, teşvik edilmesi ve bağımsızlık prensibine saygı gösterilmesi için gereken tüm tedbirler alınmalıdır” düzenlemesi getirilmiştir. Avukatlık mesleği, dünyanın demokrasisi gelişmiş bütün ülkelerinde son derece saygın ve itibarlı meslek olup, devlet tarafından Avukatlığın bu saygınlığını ve itibarını korumak için bütün tedbirler alınmalıdır.

Avukat; savunma hakkının temsilcisi, yargının üç sacayağından biridir. Adaletin tecelli etmesinin temel unsurlardan biri olan bağımsız ve özgür icra edilen avukatlık mesleği, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmasıdır. Bu nedenle de avukatların mesleklerini yaparken bağımsız ve özgür hareket edebilmeleri koşullarının sağlanması ve saygınlığını koruyacak tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bir Fransız Avukat olan Molierac’ın “Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz, bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı!” sözleri avukatların savunma görevini yerine getirirken bağımsızlık ve nesnellik ilkelerinden ödün vermediğini, özgürlüğü ve tarafsızlığı da her şeyin önünde tuttuğunu ortaya koymaktadır.

YARGI SİSTEMİNİN AĞIR SORUNLARI VAR

Ak Parti iktidarının ülkemizde gerçekte bağımsız ve tarafsız yargı istememesi ve kendisine bağımlı bir yargı oluşturma çabaları ve adımları nedeniyle, özellikle son 11 yılda yargı sistemiz bozulmuş, yargımız bağımsızlığını ve tarafsızlığını tamamen yitirmiş ve siyasi iktidara bağımlı hale gelmiştir. Bugün yargı sistemimizin çözülemeyen, tam tersine gün geçtikçe derinleşen ağır yapısal ve zihinsel sorunları vardır. Avukatlar da,  yargı sistemimizde ki maalesef bu giderek derinleşen yapısal ve zihinsel sorunlar nedeniyle gün geçtikçe çözülemez hale gelen ağır sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Avukatlar, hukuk fakültesindeki öğrencilik yaşamından başlamak üzere, staj dönemi ve mesleğe atıldıktan sonra da mesleğin tüm aşamalarında ağır bir çok sorunla karşı karşıya kalmaktadır.

                Ülkemizde avukatlık, özellikle Ak Parti iktidarlarının hukuk devleti ilkesini zedeleyen siyasal kararları ve yargıya müdahaleleri sonucunda, bağımsızlıkları ve özgürlükleri elinden alınmaya ve iktidar tarafından sindirilerek baskı altında tutulmaya çalışılan,  ekonomik sorunları karşısında yalnız bırakılan ve itibarı ve saygınlığı da günden güne azaltılmaya çalışılan bir meslek grubu haline getirilmiştir. Ak Parti İktidarları tarafından “hukuk reform paketleri” olarak kamuoyuna cilalı sözlerle sunulan, ancak “içi boş” düzenlemeler ile hukuk sistemindeki yapısal ve zihinsel sorunlar çözüleceğine daha da büyümüş ve derinleşmiş, avukatlar ve barolar açıklanan paketlerle açık bir hedef haline getirilmiştir. Ak Parti İktidarları, 20 yılda avukatların sorunlarını çözmeye yönelik adımlar atmamış, aksine avukatlık mesleğinin sorunlarını çoğaltan ve saygınlığını azaltan pek çok uygulama, hukukçuların, avukatların ve baroların tüm itirazlarına rağmen hayat geçirilmiştir.

AVUKAT SAYISI YILDAN YILA YÜKSELİYOR

Bugün Avukatlık mesleğin en önemli sorunlarından birisi, hukuk fakültesini bitiren bir kişinin stajını yapmasıyla birlikte herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmadan avukat olabilmesiyle avukat sayısının ihtiyacın çok üzerinde kontrolsüz şekilde artmasıdır. Ülkemizde Avukatlarla aynı fakülteden mezun olan Noterlerin, Hakim ve Savcıların bir kotası vardır. Hatta taksi ve dolmuş gibi serbest mesleklerin dahi kotası vardır. Ancak kotası olmayan bir meslek grubu olarak sadece Avukatlar vardır. Son 20 yılda, ülkemizin dört bir tarafına avukatlık mesleğine yönelik planlama yapılmadan hukuk fakülteleri açılmıştır. Hukuk fakültelerindeki öğrenci sayıları son derece yüksektir. Hukuk fakültesi sayısının çoğalması ile birlikte eğitim kalitesi de düşmüştür. Mezun olan öğrencilerin adliye ve büro stajlarında yaşadıkları çok sayıda zorluk bulunmaktadır. Stajlarının tamamlanmasının ardından mesleğe başlayan avukatlar, staj döneminde yaşadıklarından çok daha ağır koşullar altında ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmaktadır. Avukat sayısı da öğrenci sayısındaki artışa bağlı olarak yıldan yıla yükselmektedir. Şu anda ihtiyacın çok üzerinde avukat vardır. Bu durumlar da maalesef meslekte acımasız ve yıkıcı bir rekabeti beraberinde getirmekte, adaletin kalitesini düşürmekte, hukuka olan güveni zedeleyen sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

 Yüksek Öğretim Kurumu tarafından 16 Şubat 2021 tarihinde yapılan açıklamaya göre; ülkemizde 47’si devlet, 37’si vakıf olmak üzere toplam 84 hukuk fakültesi bulunmaktadır. Son olarak Boğaziçi Üniversitesi’ne de Hukuk Fakültesi açılması kararı ile bu sayı 85’e yükselmiştir. 2020 yılında hukuk fakültelerinin kontenjanı 16 bin 580 olurken, hukuk fakültesinde okuyan öğrenci sayısının ise 100 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Hukuk fakültelerindeki öğrenci sayılarındaki bu yükseklik karşısında, fakültenin öğrenim süresinin 4 yıldan 5 yıla çıkarılması, üniversite sınavında ilk 100 bine girenlerin hukuk fakültesini tercih edebilmesi ve Hukuk Meslekleri İcra Sınavı gibi önlemlerin alınması birer adım olmakla birlikte yetersizdir. Bunun yanında hukuk fakültelerindeki eğitimin niteliğinin de sorgulanması gerektiği ortadadır. Bazı hukuk fakültelerindeki akademik kadrolarda hukukçu olmayan kişilerin görevlendirilmesi, hukuk eğitimindeki gayrı ciddi yaklaşımın bir göstergesidir. 31.12.2020 tarihi itibariyle, Türkiye Barolar Birliği’nin yaptığı açıklamaya göre; Türkiye’de 81 baroya kayıtlı, 143 bin 330 avukat bulunmaktadır. Meslekteki bu daralma yeni mezun olup stajını tamamlayan avukatlar açısından büyük ve önemli bir sorun teşkil etmektedir. Stajını tamamlayan yeni avukatların önemli bir kısmı işsiz kalırken, bir kısmı da asgari ücretle çalışma zorunda kalmaktadır. Bu nedenle hukuk fakültelerindeki nicelik ve niteliğin sorgulanması gerekmektedir.

AVUKATLIK BÜROLARI KAPANIYOR

Bugün avukatlar ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıyadırlar. Yıldan yıla kontrolsüz olarak artan avukat sayısı nedeniyle, bugün ihtiyaçtan çok daha fazla avukat bulunmaktadır. Avukat sayısındaki bu yükseklik, ekonomik olarak daha güçlü durumda olanın daha fazla hak ve söz sahibi olduğu bir haksız rekabet ortamını ortaya çıkarmaktadır. Öte yandan avukat sayısı kontrolsüz şekilde büyük bir artış gösterirken, son yıllarda yapılan uygulamalarla, sadece avukatlar tarafından yapılması gereken mevcut iş alanları daraltılmakta ve avukatlara yeni iş alanları yaratılamamaktadır. Son derece düşük olan iş potansiyeli, rekabet ortamı içinde avukatlık ücretlerinin düşmesine de neden olmaktadır. CMK ücretlerinin son derece düşük olması ve asgari ücret tarifesine eşitlenmesiyle birlikte hem CMK, hem de Adli Yardım hizmetlerinde KDV alınması avukatlar açısından önemli ekonomik sorunlardan birisidir. Avukatlar sosyal sigorta primleri ile ağır vergi yükü altında ezilmekte, yaşadıkları bu ağır mali yükler, büyük umutlarla hukuk fakültesini bitiren çok sayıda avukat açısından büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. Avukatlık, 1 yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19 salgınından da en fazla etkilenen meslek gruplarından birisidir. Covid-19 salgını nedeniyle ekonomi ve ticaretteki çarkların yavaşlaması ve adliyelerin aralıklarla kapatılması, hem avukatlara gelen iş sayısında düşüşe yol açarak zaten ekonomik sorunlarla boğuşan avukatların gelirinde önemli bir düşüşe yol açmış, hem de Adliyelerde işlerin yürütümü açısından büyük sorunlar ortaya çıkarmıştır. Üstelik bunca çaba ve emeğin karşılığında avukatlar, emeklilik hayatlarında da son derece düşük maaş almaktadırlar. Bu gün avukatların büyük çoğunluğu geleceğe dair büyük bir endişe ve ekonomik kaygı taşımaktadır. Özellikle son dönemde, avukatların yaşadıkları bu ağır ekonomik sorunlar  ne acıdır ki genç yaşta avukatların hayatlarına son vermesine neden olmaktadır. Bu nedenle avukatların önemli bir kısmı, bu rekabet ortamı içinde ayakta kalamayarak bürolarını kapatarak mesleği bırakmaktadır.

PARALEL BARO YARGIYI ELE GEÇİRME ÇABASIDIR

Bu koşullar altında Ak Parti tarafından avukatların sorunlarının çözülmesi bir yana ülkemizdeki baroların tamamının itiraz ettiği, savunma hakkını zedeleyen, avukatları bölen parçalayan, avukatların fişleneceği Paralel barolar oluşturmayı amaçlayan Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik öngöre kanun teklifi Temmuz 2020’de, “çoklu baro” adı altında alel acele Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilmiştir. Bu düzenlemenin Ak Parti tarafından yasalaştırılması, avukatlara ve onların meslek örgütü olan barolara vurulan son darbelerden biridir. Baroların kurumsal yapılarına karşı başlatılan bu siyasi müdahale, yargıyı ele geçirme çabasının bir parçası olmuştur. Yargının üç sacayağından bir olan ve bağımsızlığını korumak için çaba sarfeden avukatlara ve onların meslek örgütlerine karşı demokratik bir hukuk devletinde görülmeyecek şekilde müdahale edilmiştir. Türkiye’nin dört bir yanından gelen baro başkanları, günlerce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kapısında bekletilmiş, Ak Parti tarafından verilen talimatla milletin meclisine girmeleri engellenmiştir. Mesleklerinin onuru, meslektaşlarının bağımsızlığı için günlerce Ankara’da nöbet tutan baro başkanları ve avukatlara şiddet uygulanmıştır. Baro başkanlarının, kolluk kuvvetleri tarafından tartaklandığı, dövüldüğü görüntüler, Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Avukatlık mesleğinin sorunlarına çözmek yerine baroları ele geçirmeyi hedefleyen, avukatların iradesini gaspeden, avukatları bölen, kutuplaştıran, baroları vesayet altına alan bu değişiklik, 80 Baro Başkanının ve binlerce avukatın, karşı çıkmasına rağmen, bir dayatma ile kanun Türkiye Büyük Meclisi’nden geçirilmiştir.

AVUKATLIK SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAKTAN ÇIKTI

Avukatlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda düzenlendiği gibi, sosyal bir hukuk devleti içinde hak ettikleri yeri almak, mesleklerini bağımsız, özgür ve onurlu bir şekilde yapmak ve ekonomik olarak yaşadıkları kuşatılmışlıktan kurtulmak için sorunlarının çözülmesini beklemektedirler.  

Bunun yanında, avukatların adliyelerde de yaşadığı önemli sorunlar bulunmaktadır. Özellikle son dönemlerde liyakatsız ve siyasi atamalar yapılarak iktidara bağımlı hale gelen hakim, savcı ve kalem personelleri nedeniyle yargı sisteminde çok yanlış uygulamalar ve hatalar yaşanmaktadır. Yargılama sürelerinin uzunluğu, yargı uygulama ve kararlarında birliğin sağlanamaması, vatandaşın yargıya ve avukata olan güveninin zedelemektedir. Aynı zamanda bu durum, avukatların saygınlığını da azaltmaktadır. Adliyelerdeki personellerin liyakat gözetilmeden yapılan siyasi atamalar sonucu hem sayı olarak, hem de nicelik olarak yetersiz olması,  duruşma sürelerindeki uzama gibi sebeplerle avukatlar günlerinin önemli bir kısmını, adliyelerde geçirmek zorunda kalmaktadırlar. Yine Avukatlar, icra dairelerinde de personel azlığı ve niteliksiz personel ve iş yükünün çok olması nedeniyle de bir çok sorunlar yaşamaktadırlar. Yani yargıdaki liyakatsız ve siyasi atamaların bedelini  avukatlar ödemektedir. Bu ekonomik koşullar ve zorluklar karşısında, avukatlar açısından meslek sürdürülebilir olmaktan çıkmaktadır.

KAMU AVUKATLARININ MALİ VE ÖZLÜK HAKLARI DÜZELTİLMELİ

Kamuda istihdam edilen avukatların da özlük hakları ve ekonomik koşullar açısından yaşadığı büyük sorunları vardır. Kamuda çalışan avukatlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36. maddesinde “özel kanunlarına göre avukatlık ruhsatına sahip, baroya kayıtlı ve kurumlarını yargı mercilerinde temsil yetkisini haiz olan memurlar” olarak tanımlanmıştır. Ancak kamuda çalışan tüm avukatların aynı statüde istihdam edildiğini söylemek mümkün değildir. Kamu avukatlarının kimisi 657 sayılı Kanuna tabii iken kimisi KİT’lerde uygulanan 399 sayılı KHK’ya, kimisi de 4857 sayılı kanuna göre iş sözleşmesi ile çalıştırılmaktadır. Genel olarak Kamu avukatları, bünyesinde bulunduğu kamu tüzel kişiliğine ait işlerde avukatlık hizmeti sunan kişilerdir.

Kamu avukatlığı, serbest avukatlıktaki rekabet ortamı, serbest çalışan avukat sayısının fazlalığı karşısında iş potansiyelinin düşük olması gibi sebeplerle daha fazla tercih edilmektedir. Ancak son yıllarda özellikle kamu avukatlarının ücretlerindeki düşüklük, özlük haklarındaki eksiklik, iş yoğunluğunun fazla olması, kamuda istihdamın düşük olması ve liyakatsiz görevlendirmeler gibi sebeplerle, kamu avukatlığına talep de geçmişe oranla azalmış durumdadır. Öncelikle, kamu avukatları farklı kamu tüzel kişiliklerinde, farklı statülerde dağınık bir şekilde çalışmaktadır. Bu da, kamuda çalışan avukatlar açısından yaşanan sorunlarda mesleki bir birlik ya da dayanışma olmasını sınırlandıran bir durumdur.

Kademe ilerlemesi ve ek göstergesi, kendisine eşdeğer eğitim düzeyindeki memurlardan düşük olan kamu avukatları, istihdam edildikleri statülere göre farklı ücretler almaktadır. Aynı iş yapmalarına rağmen farklı ücret almaları kamu avukatları arasında bir dengesizlik ve eşitsizliğe yol açmaktadır. Bu nedenle, kamuda çalışan avukatlar arasındaki bu ayrımın kaldırılması gerekmektedir. Kamuda çalışan avukatların aldıkları ücretlerle, yine kamu adına görev yapan aynı fakülteden aynı eğitimi alarak mezun olan savcı ya da hakimler arasında iki katı geçen oranda fark bulunmaktadır. Bu fark, emeklilikte ek gösterge oranlarındaki düşüklük nedeniyle daha da açılmaktadır. Bu da, yargının kurucu unsuru olan savunmayı temsil eden avukatlar açısından son derece adaletsiz bir durumu ortaya çıkarmaktadır.  Bunun yanında kamu avukatlarını, kamu idaresi içindeki hiyerarşide hukukçu olmayan sicil amirleri tarafından denetlenmesi, kamu avukatlarının görev yaptıkları alandaki yardımcı personelin sayıca ve nitelik olarak yetersiz olması, meslek içi eğitimlerdeki yetersizlik gibi sorunları da bulunmaktadır. Bunun yanında kamuda çalışan avukatlara siyasal iktidarın açık bir baskısının olduğu bilinmektedir. Kamu adına iş ve işlemleri yapan, kamu avukatlarının yıllardır çözülmeyi bekleyen sorunlarına biran önce çözüm bulunmalı, hem yasal statü sorunları çözülmeli hem de mali haklarında acilen iyileştirme yapılmalıdır. Tüm bunlar kamu adına hizmet veren kamu avukatlarının verdiği hizmetin kalitesine etki edecek temel unsurlardır.

SAVUNMA HAKKI GÖRMEZDEN GELİNEMEZ

Ülkemizde hukuk sisteminde yapısal sorunların, serbest çalışan avukatların ve de kamu çalışan avukatların sorunlarının çözülmesi için acilen adım atılması gerekmektedir. Uluslararası Dünya Adalet Projesi Kurumu’nun, 2020 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin, 128 ülke 107’inci sırada, Temel İnsan Haklarının yasal ve yargısal güvencesinde 123’üncü, Adil, bağımsız ve tarafsız hukuk yargılamasında 103’üncü sırada yer almasının temel sebebi iktidarın, hukuk sistemindeki büyük yanlışlarından kaynaklanmaktadır. Savunma hakkının görmezden gelindiği bir hukuk sistemi içinde, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle savunmanın temsilcisi avukatların sorunlarının çözümü için atılacak adımlar, Türkiye’nin aynı zamanda hukuk, adalet ve yargı bağımsızlığı konusunda dünyadaki bu olumsuz sicilini de düzeltecek adımlar olacaktır.

AVUKATLARIN EKONOMİK SORUNLARI AŞMASINA YARDIMCI OLACAK MISINIZ?

CHP Zonguldak Milletvekili Avukat Ünal Demirtaş, Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemi ile verdiği soru önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi;

1)Türkiye genelinde şu anda hukuk fakültelerinde okuyan toplan öğrenci sayısı kaçtır?

2)Ülkemizdeki hukuk fakültelerinin 2021 yılı kontenjanı ne kadardır?

3)Türkiye genelinde avukatlık stajı yapan kişi sayısı kaçtır?

4)Önergenin cevaplandığı tarih itibariyle Türkiye genelinde serbest avukatlık yapan avukat sayısı kaçtır?

5)Ülkemizde, şu anda ihtiyacın çok üstünde avukat olması ve iş potansiyelinin düşük olması nedeniyle avukatların içinde bulunduğu ekonomik sorunları aşmasına yardımcı olacak şekilde avukatlık hizmetlerindeki katma değer vergisi oranında yeniden bir düzeleme yapılması planlanmakta mıdır?

6)Yıldan yıla avukat sayısının artması nedeniyle sadece avukatların yapabileceği iş alanlarının genişletilmesine yönelik bir çalışma bulunmakta mıdır?

7)Önergenin cevaplandığı tarih itibariyle Türkiye genelinde her biri ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na, KİT’lerde uygulanan 399 sayılı KHK’ya ve 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışan kamu avukatı sayısı kaçtır?

8)Kamuda çalışan avukatların statü farklılıklarını giderecek, aldıkları maaşlarda dengeyi sağlayacak bir çalışmanız bulunmakta mıdır?

9)Kamuda çalışan avukatların ek göstergeleri ile ilgili bir çalışmanız bulunmakta mıdır?

Paylaşın:
840 Kez Görüntülendi. Etiketler: »
#

SENDE YORUM YAZ