Alternatif tıbbın en tartışmalı konularından biri, ortopedi pratiğinde de kendine yer buluyor.
Kas-iskelet sistemi ağrıları, modern yaşamın bir yan etkisi haline geldi. Masa başı çalışma, hareketsizlik, stres ve postür bozuklukları, boyun, sırt, bel, omuz ve diz gibi bölgelerde yaygın ağrılara neden oluyor. Bu tür şikâyetlerle karşılaşan birçok hasta, çözüm arayışında zaman zaman geleneksel yöntemlere yöneliyor. İşte bu noktada sıkça karşımıza çıkan uygulamalardan biri de hacamat.
Peki, hacamat gerçekten işe yarıyor mu? Kas-iskelet sistemi hastalıklarında bilimsel olarak etkili bir yöntem mi? Tıbbi olarak nerede duruyor? Hangi durumlarda uygulanabilir, hangi durumlarda sakıncalıdır? Bu yazıda, ortopedi ve travmatoloji bakış açısıyla hacamatı bilimsel temellerle değerlendiriyoruz.
Hacamat Nedir?
Hacamat (kuru ya da yaş kupa terapisi), binlerce yıldır çeşitli medeniyetlerde uygulanan bir tedavi şeklidir. Genellikle sırt, boyun veya bel bölgesine yapılan bu işlem, cilt üzerinde vakum oluşturulmasıyla ya da minik kesilerle bir miktar kan alınarak gerçekleştirilir. Amaç, vücuttaki “kirli kanın” atılması ya da dolaşımın artırılmasıdır.
İslam kültüründe de yer bulan hacamat, halk arasında “ağrıyı çeker, rahatlatır” şeklinde anlatılır. Ancak bugünün tıbbında bu iddiaların ne kadarı bilimsel zemine oturuyor, ne kadarı geleneksel inanca dayanıyor, burada ayrım yapmak gerekir.
Kas-İskelet Sistemi Ağrılarında Hacamat Ne Vaat Ediyor?
Hacamatın savunucularına göre bu yöntem: Kas spazmını azaltır, Kan dolaşımını hızlandırır, İnflamasyonu azaltır, Vücutta birikmiş toksinleri temizler, Ağrı hissini hafifletir…
Bu etkiler kulağa hoş gelebilir, ancak önemli olan bu etkilerin bilimsel çalışmalarda gözlenip gözlenmediğidir.
Bilimsel Araştırmalar Ne Diyor?
Son 10-15 yılda hacamat (özellikle kupa terapisi) üzerine yapılan bazı çalışmalar, ağrı kontrolü üzerinde olumlu etkiler bildiriyor. Özellikle: Fibromiyalji, Miyofasiyal ağrı sendromu, Boyun ve bel ağrıları gibi durumlarda bazı hastalarda rahatlama sağlandığı gözlemlenmiş.
Ancak bu çalışmaların çoğu küçük ölçekli, kontrolsüz ve uzun vadeli etkiyi değerlendirmeyen nitelikte. Ayrıca; Etki mekanizması net değil, Sonuçlar hastadan hastaya değişken, Placebo (plasebo) etkisinin belirgin olduğu düşünülüyor.
Yani, hacamat kısa süreli rahatlama sağlayabilir, ancak bu etki çoğu zaman geçicidir ve bilimsel olarak standardize edilmemiştir.
Ortopedik Hastalıklarda Hacamat Ne Zaman Düşünülebilir?
Uygun olabilir (destekleyici amaçla): Kas spazmı ve miyofasiyal tetik nokta ağrılarında, Fibromiyalji gibi yaygın vücut ağrılarında, Kronik stres kaynaklı kas gerginliğinde, Alternatif yöntem denemek isteyen, medikal tedaviye uygun yanıt alamayan bireylerde
Uygun değildir (kaçınılmalıdır): Enfeksiyon riski olan bölgelerde, Kırık, çıkık veya yeni cerrahi geçirmiş bölgelerde, Deri hastalığı, kanama bozukluğu veya kansızlık durumlarında, İlerlemiş sinir basısı olan fıtıklarda ya da cerrahi gerektiren yapısal bozukluklarda, Gebelik, bağışıklık baskılanması gibi özel durumlarda Hekim Onayı ve Steril Uygulama Şarttır
Hacamat, basit bir işlem gibi görünse de, ciltte kesiler oluşturulduğu ve kan alındığı için enfeksiyon riski taşır. Özellikle steril olmayan koşullarda, hepatit B, C, HIV gibi bulaşıcı hastalıkların yayılma riski mevcuttur.
Bu nedenle: Uygulama yapacak kişi mutlaka bu konuda eğitimli ve sertifikalı olmalıdır, Kullanılan malzemeler tek kullanımlık ve steril olmalıdır, Hacamat sonrası yara bakımı ihmal edilmemelidir. Her ağrıya hacamat uygulanmaz; öncelikle hekim değerlendirmesi şarttır.
Hacamat Tedavi mi, Destek mi? Gerçekçi Beklentiler Önemlidir
Hacamat, doğru kişi tarafından, doğru hastaya, uygun koşullarda ve bir tıbbi değerlendirme sonrasında uygulandığında bazı hastalarda ağrı kontrolünde yardımcı olabilir. Ancak; Hastalığı tedavi etmez, sadece destek olabilir, Ağrının kaynağını ortadan kaldırmaz, Tıbbi tedavinin yerine geçemez, Bilimsel kanıtları sınırlıdır.
Sonuç: Geleneksel Yöntemler Modern Tıbbın Yerini Almaz, Tamamlayıcısı Olabilir
Hacamat gibi geleneksel uygulamaları tamamen reddetmek kadar, her derde deva görmek de yanlıştır. Ortopedik problemlerin nedeni mekanik, biyolojik ya da sistemik olabilir. Her ağrıya aynı yöntemle yaklaşmak, yanlış sonuçlar doğurabilir.
Unutulmamalıdır ki, ağrı bir belirtidir, teşhis konmadan yapılan her müdahale risk taşır.
Dolayısıyla kas-iskelet sistemi ağrılarınız varsa önce bir ortopedi uzmanına başvurun, tanı konulsun. Gerekirse bilimsel tedavinizin yanında destekleyici yöntemleri, doktor denetiminde ve bilinçli şekilde değerlendirin.
Çünkü sağlıkta en etkili yaklaşım, gelenekseli inkâr etmeden, bilimi temel alan dengeli bir yoldur.
Etiketler: DR. EROL GÜNENBENZER HABERLER