Kdz. Ereğlili Üniversite öğrencisi Simge Büyükbaş, Erasmus Programı kapsamında bulunduğu İtalya’da, CORONA Virüs salgınının hayatı durma noktasına getirdiğini bildirdi ve alınan polisiye tedbirlere uymayanların para ve hapis cezasına çarptırıldığını ifade etti. Süreci özetleyen Üniversite Öğrencisi Simge Büyükbaş, “Şimdi bütün ülke son 100 yılda başlarına gelen en kötü şey olduğunu söyleyip birlik beraberlik duygusuyla hareket ediyor. Keşke bu noktaya gelmeden küçük ve doğru adımlar atmayı tercih etselerdi.” dedi.
Kdz. Ereğlili Üniversite öğrencisi Simge Büyükbaş, Erasmus Programı kapsamında bulunduğu İtalya’da CORONA VİRÜS krizinde yaşadıklarını gazetemizle paylaştı.
İtalyan hükumetinin önlemler almakta geç kaldığını örneklerle ifade eden Büyükbaş, “İtalya’da virüs ve karantina süreci nasıl gelişti?” sorusunu özetle şöyle cevapladı :
“15 ŞUBAT’TA HİÇ KONUŞULMUYORDU”
İtalya’da bir erasmus öğrencisiyim ve yaşanan süreci 15 Şubat’tan itibaren gözlemleme fırsatım oldu. Bu son bir ayda İtalya’da hastalığın yayılma hızının ve insanların bu duruma verdiği tepkilerin çok hızlı değiştiğini gözlemledim. Ben Güney İtalya’nın Reggio Calabria şehrinde yaşıyorum. 15 Şubat tarihinde geldiğimde İtalya’da virüs neredeyse hiç konuşulmuyordu. Alınan herhangi bir önlem veya insanların bu duruma karşı bilinçli hareket ettiğini söyleyemeyeceğim.
GEÇ KALINMIŞLIĞA ŞAHİTLİK ETTİ
Şubat ayında düzenlenen büyük karnavalların virüsün yayılmasında etkili olduğunu iddia eden öğrenci Büyükbaş, “Karnavalın son gününün ve neredeyse bütün toplu etkinliklerin iptal edilmesi üzerine kuzeyde insanları bir panik havası sardı, okullar kapandı ve insanlar evlerinden çıkmak istemiyorlardı. Ama bu adım Lombardiya için maalesef geç bir adımdı. İlk etapta sadece bu bölgeyi karantinaya alma yolunda ilerleyen hükümet maalesef aldığı geç karar yüzünden virüsü sadece o bölgede tutmayı başaramadı. Bu esnada hala güneyde okullar devam ediyor, insanlar herhangi bir önlem almak için adeta virüsün bulunduğu şehre gelmesini bekliyordu. Bulunduğum bölgede ve şehirde insanlar o kadar rahattı ki bu konuyla ilgili ben de panik olmuyordum açıkçası.” dedi.
“YASAKLARA UYMAYANLARA HAPİS VE PARA CEZASI VAR”
Büyükbaş, Mart ayı başlarında İtalya’da virüsün hızla yayılma gösterdiği ve ölümlere neden olduğunun fark edilmesi üzerine radikal tedbirlere başvurulduğunu belirterek, “Öncelikle tüm İtalya’da kuzey güney ayrımı olmadan bütün okullar ve üniversiteler dersleri kesti. Yaklaşık on gün sonra sadece Lombardiya bölgesinin karantinaya alınmasıyla durumu kontrol altına alamayacaklarını fark eden hükümet bütün İtalya’da birlik beraberlik ve tek yumruk olacağız politikasıyla ülkeyi giriş çıkışa kapattı. Bu etapta alınan önlemleri serbest dolaşım yasağı diye adlandırabiliriz. Şehir dışına çıkmak, şehir içinde toplu buluşmak, sinema, tiyatro gibi sosyal etkinlikler tamamen iptal edildi ve yasaklandı. Bu yasaklama süreci kuralların ihlali doğrultusunda 3 ay hapis cezası veya 206 euro para cezası olarak halka duyuruldu.” ifadelerini kullandı.
“HER GÜN YENİ SINIRLAMAYLA UYANIYORUZ”
İtalya’da 90 kişinin virüsten enfekte olup hayatını kaybetmesi üzerine yasakların distopya senaryosuna dönüştüğünü yazan Simge Büyükbaş, yaşadıklarını ve yorumlarını şöyle özetledi:
“Serbest dolaşım yasağının uygulanışı bir gecede değişti, ülkedeki bütün ticari, kültürel, sosyal tesisler kapatıldı. Yalnızca eczaneler, bankalar ve marketler açık bunların da çalışma saatleri kısıtlandı saat 18.00’a kadar çalışma kararı alındı. Ayrıca eczane, banka veya markete gitmiyorsanız dışarı çıkmanız resmen yasak. Bu ihtiyaçlarınızı karşılamak için de dışarı çıktığınız takdirde elinizde bir sertifika olmasını bekliyorlar. Polislerin sokakta yürüyen (tek başınıza bile olsanız) insanları durdurma ve sertifikasıyla beraber neden çıktığını sorma hakkı ve eğer geçerli bir açıklaması yoksa veya sertifikasız ise ceza verme hakkı var. İtalya’da durum her geçen gün değişiyor, daha ne kadar kötüye gidebilir dediğimiz her gün yeni bir sınırlamayla uyandık.
“İYİYE GİTMESİNİ UMUYORUZ”
Maalesef İtalya bu tarz büyük adımlarla yoluna devam etmek zorunda kaldı. Öncesinde almaktan kaçındığı küçük önlemler ülkeyi bu noktaya getirdi. Şimdi bütün ülke son 100 yılda başlarına gelen en kötü şey olduğunu söyleyip birlik beraberlik duygusuyla hareket ediyor. Keşke bu noktaya gelmeden küçük ve doğru adımlar atmayı tercih etselerdi. Şimdilik sokaklar boş, ufak çaplı bir distopya senaryosu yüzümüze çarpıyor. 3 Nisan’a yani karantinanın biteceği söylenen tarihe kadar bir şeylerin daha iyiye gitmesini umuyoruz.”
2781 Kez Görüntülendi.BENZER HABERLER