logo

KONYA BİR ŞEHİRDEN DAHA FAZLASINI SUNUYOR!

Bu kurban bayramını Türkiye’nin en geniş coğrafyalı ve nüfus olarak yedinci büyüklükteki Konya şehrinde -dolu dolu- geçirdik. Öyle ki eşim Ülkü ile birlikte 5 yıl sonra aynı tarihlerde ikinci kez geldiğimiz Konya’nın adeta hayranı oluverdik!

Sevgili kızımız Hande’nin eşi Sefa’nın ailesi, yani dünürlerimiz Ayfer &Nuri Aydemir çiftinin davetine iyi ki icabet etmişiz.

Konya’daki ilk günümüzün akşamında sosyal medya hesabımdan aynen şu notu paylaşmıştım:

“Gönüllerin Şehri Konya’da Ayfer hanımın rehberliğinde muhteşem ve verimli bir gün geçirdik. Öyle ki ; Ne Japon Kyoto parkını bıraktık, ne Sille, ne Kelebek vadisi ne de Mevlana Müzesini, hatta Bedesten’i, Meram ‘da leziz ziyafetin ardından akrabalarda yorgunluk kahvesi içip Karatay’da Nuri Aydemir kardeşimi ziyaret ettik… Tarımın, sanayinin, sakinliğin ve düzgünlüğün şehri Konya ; ne güzelsin sen….”

Açayım biraz…

Yeni bir şehirdeyiz; hava güzel, vaktimiz var ve sevdiğimiz, güvendiğimiz bir aile ile beraberiz. Keyifli bir kahvaltının ardından “haydi gezelim” dediğimizde kendimizi Japon Kyoto Parkında bulduk.

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Japonya Kyoto şehri arasında imzalanan Kardeş Şehir anlaşması sonucu Konya’ya 36 bin metrekarelik güzel bir park kazandırılmış. Yer Konya’dan ama Kyoto parkındaki yapılar ve çiçekler ağaçlar, peyzaj tamamen Japonlar tarafından kendi kültürel özelliklerine göre tasarlanmış ve uygulanmış.  Özenle şekillendirilmiş sakura ağaçları bir yana, kocaman ve renkli Japon balıklarının havuzdaki sakinliği bile Japon disiplinine uyum sağlamış gibiydi. Bambudan yapılmış çitlerin koruduğu çimenlerle ve bitkilerle bezenmiş içinde göleti, simetrik kamelyaları ve birçok kültürel öğeleri barındıran park mimar gençlerimiz tarafından bol bol fotoğraflandı.

Bir tatlı huzurla başladı böylece Konya gezimiz. Bayram tatili olmasının verdiği sakinlik bonusumuz olurken; şehir giriş-çıkışı, alt-üst geçitler, bulvar, Cadde ve sokakların hatta apartmanların park yerlerinin genişliği ise Allah vergisi dümdüz araziye yakışan düzen bizi şaşırtmaya yetti!

İkinci durağımız Selçuklu Belediyesi Konya Tropikal Kelebek Bahçesi oldu. Buraya yoğun ziyaretçi akını var.

2015 yılında hizmete açılan ve 3500 m2’lik gezi alanı ile toplamda 7.600 m2’lik bir kullanım alanına sahip bu sıcak mı sıcak tropikal bahçede; birçok türden kelebeğe doğal yaşam alanı sunuyor ve 98 türe ait 20.000 adet bitki bulunuyor. Kocaman renkli kelebekler kendi nektar bitkileri etrafında uçarken gözlenebiliyor, hatta dokunma yasağını delenler fotoğraf için adeta poz veriyor! Kelebeklerin zarif danslarını izlemek, hayat döngü hikayelerini bilgi panolarından okumak bize öyle keyifli geldi ki aynı alanda birbirimizi kaybedip umursuzca dolaşıverdik. Avrupa’nın en büyük kelebek uçuş alanına sahip bu parkı da çok sevdik. Yaşasın tatil ve gezi” diyoruz.

Ve Sille’ye doğru yol alıyoruz.

Konya’nın önemli turizm-kültür değerlerinden olan ve eskiden küçük bir köy olan Sille, bugün Selçuklu ilçesinin mahallesini oluşturuyor. 5 bin yıllık tarihi ve barındırdığı Kilise, manastır, mezarlıkları ve kentsel varlıkları nedeni ile Sille, Kentsel Sit Alanı olarak ilan edilmiş. Konya Valiliğinin resmi web sitesine göre; “Sille bölgesi, Frigyalılardan günümüze iskân görmüş, Bizans döneminden itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Erken Hristiyanlık devrinin ilk merkezlerinden; İstanbul-Kudüs arasındaki hac yolunun önemli konaklama noktalarından biridir.” Ben burada içtiğim çayın ve sohbetin tadını unutamadım ama bir küçük magnet alıp buzdolabıma asamadığıma pişmanım. Her zamanki zafiyetim gibi gibi acele ediyorum zira aklım(itiraf) galiba akşam atıştırmalığında.  

Hoppalaa acı gerçek!: Konya’da birçok restoran Kurban Bayramı nedeni ile kapalı.

Telaşe yok; Bu bir gelenek ve esnaf ile çalışanların kurban inancını/geleneğini yerine getirme hakkı var! Neyse ki Ayfer hanım hızlı telefon trafiği ile açık bir yer buluyor. Meram’daki Çakıbey’de duraklıyoruz. Salaş bir lokantada harika lezzetleri tatmak isteyenlere şiddetle tavsiye edebileceğimiz bu mekanda akşam atıştırmalığımızı Etliekmek(Harika sunum ile pide lahmacun arası ince uzun hamurlu bir tür pide), Bıçakarası (bu pidenin ince kuşbaşılı hali) ve Küflü Peynirli(özel ve eriyen bir peynirle maydonoz karıştırılarak yapılıyor)  menüsü ile ziyafete dönüştürüyoruz.

Yemek sonrası aile yakınları ile tanışma heyecanını, geniş bahçeli evlerin serin bahçelerinde dalından koparılan meyveler eşliğinde sıcak ve samimi sohbetler gideriyor. Ah eskimeyen toprak Emin ağabey, Güler yüzlü Erkan kardeş; vakit olsa da saatlerce konuşsak ama... Ama fukarayız biz bu vakit konusunda…

Sıcak ama terletmeyen Konya’da yorulmuyoruz…

Bir şehirden çok daha fazlasını; şehir planlamasını, kolektif çalışma ve paylaşım kültürünü, değerlere sahip çıkılmasının önemini, sıkı aile bağlarının değerini bize deneyimleterek öğreten Konya’da Mevlana Müzesi ve Çatalhöyük gezileri ile FURUN Kebabını bir sonraki yazıya bırakalım…

Not: Ayşe&Selcan Uzunel öğretmenlerimin su gibi akan karavan maceraları onları yazarlıktan öteye taşıyacak gibi. Günlükleriniz ile harikasınız eğitimci çiftimiz ve bizler takipteyiz..

GALERİ FOTOĞRAFLARI İÇİN GÖRSELLERİ TIKLAYINIZ :

Paylaşın:
1223 Kez Görüntülendi. Etiketler:
#

SENDE YORUM YAZ