logo

NİLGÜN DURAK; ‘TOPRAK DEDE’Yİ YAZDI…

TEMA VAKFI Kdz.Ereğli Gönüllü Sorumlusu Nilgün Durak, Hayrettin Karaca’nın vefatı ile ilgili düşüncelerini makale tadında yazdı.

İşte o yazı:

Gerçek anlamda bir “BİLGE” gitti diğer dünyasına.. Orada da eminim bu dünyasında yeşerttiği doğa nimetleri, melekler onu mutlulukla huzurla karşılayacaklardır..

Mekanı cennet olsun.. Bu duanın gerçek kılındığı insanlardan bence Hayrettin KARACA, nam-ı diğer TOPRAK DEDE.. Kavuştu çok sevdiği toprağa.. Hiçbir kişisel kar gözetmeden ve hatta kendine ait neredeyse tüm maddi-manevi varlığını Türkiye Çöl Olmasın diye feda eden, feda edilmesi için de Ülkemiz çapında değerli yol arkadaşı Nihat GÖKYİĞİT, nam-ı diğer YAPRAK DEDE ile 1992 yılında yola çıkan bir bilge..

Ben de Toprak Dedemi, Kentimizin TEMA VAKFI Gönüllü Sorumlusu olduğum 2006 yılında Kdz.Ereğli’de Kaymakamımız, Bölge Komutanımız, Fakültemiz Dekanı ve tüm Yerel Yöneticilerimizle, o dönem de Belediye Başkanımız olan Halil POSBIYIK ile ağırlamış, Donanma Komutanlığında Ağaçlandırma, AKM’de geniş katılımlı bir konferans ve Okullarımızda eğitimler gerçekleştirmiştik..

TOPRAK YOKSA HAYAT YOK!.. Felsefemizle biz gönüllüler hala aynı yolda aynı heyecanla çalışmaktayız ve emaneti olan toprağı, yeşili korumaya devam etmekteyiz, edeceğiz de..

Toprak Dede çok da milliyetçiydi.. Ülke sevdalısı gerçek anlamda.. Bize de aşıladı.. Pardon-Okey- vb gibi yabancı kökenli kelimeler, yazılar ve bu tür giysilere de karşıydı.. Türkçe!.. Her zaman her yerde..

Yalova’da tüm protokolün de katıldığı bir toplantımızda ön sıralara eğilerek; toprak yoksa hayat yok, açız hatta çıplağız dedi.. Siz de çıplaksınız,  deyince bir şaşırma ve sessizlik oldu birbirlerine baktı herkes ne bakıyorsunuz toprak yoksa pamuk nerde yetişecek de giysi olacak?.. Biz de eğitimlerde bunun gibi asla gözardı edilemeyecek değerli tespitlerinden yola çıkıyoruz Toprak Dede..

Bir diğer hayranlığım da son yıllarına kadar biz gönüllü çalışanlarını (temsilci, sorumlu bazında) tek tek hatırlamasıydı telefon ettiğimizde de.. Benim adım; Karakız.. Ortaokul yıllarında Kdz.Ereğli’de bulunmuşlar ve çilek çok sevmiş.. Benden istemişti.. O zaman Soğanlıyörük İlkokulunda Ana Sınıf Öğretmeni İlknur Göktaş aracılığı ile bulup göndermiştim.. Bu birkaç yıl devam etti istemedi sonra..

Aslına anlatmak istediğim çok şey var ama biraz biraz paylaşırım ilerde.. Şimdi derin sevgi ve saygıyla anıyorum, mekanı cennet olsun nurlar içinde yatsın diliyorum.. Çok çok üzgünüm, çok etkilendim.. Bu vesileyle acıma kişisel anlamda da destek olan paylaşan duyarlı dostlara can-ı gönülden teşekkür ediyorum..

Demeye dilimin varmadığı tören yarın 22 Ocak Çarşamba günü öğle namazına müteakip İstanbul’da Fatih Camii’nden.. Hepimizin, Ülkemizin başı sağolsun..

TOPRAK DEDE hayatını bizlere hemen her toplantımızda kendi dilinden dinlediğimiz gibi şöyle özetlemiş;

Ben bir kasaba çocuğuyum. Varlıklı bir ailenin çocuğuydum. Ama herkes eşit şartlarda oynardı sokakta. Bütün çocuklar gibi ben de yalınayak oynardım. Akşam olduğu zaman annem seslenirdi, avucuma bir kap sıcak yemek koyarlardı. Kulağıma eğilip, ‘Komşu anneye götür’ derdi. Etrafımızda bizi duyacak kimse yoktu ama bu bana verilen ‘Aman kimse görmesin Hayrettin’ mesajıydı. Komşu annenin yağını, odununu kim alır, kimse bilmezdi. Paylaşma düzeni vardı, o kültürdü. Savaştan çıkmış bir Türkiye’de fakirim çoktu ama açım yoktu. Oradan aldım bu kültürü. Kaybolan budur, giden budur. İnsanlar için en büyük mutluluk “iyilik ve gerçeğin egemen olduğu” bir dünyaya ulaşmak yönünde verilen gayrettir. Bilinçli yaşamalı, insanları ve doğayı sevmeli ve sahip olduğumuz toprağın bereketine sadece bugünün meselesi anlayışına değil, yarınların da yaşam kaynağı olduğunun bilinciyle hareket etmeli.
Olanın olmayana, bilenin bilmeyene borcu var. Malını mülkünü verirsin orada biter borcun. Mesela Yalova’daki botanik bahçemi vakıf yaptım ama borcum bitmedi topluma. Şimdi borcumu bilgi sahibi olarak ve bunu aktararak ödüyorum.” demişti, TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı ve Toprak Dede,Sayın Hayrettin Karaca…

HAYRETTİN KARACA KİMDİR?

Hayrettin Karaca 4 Nisan 1922 yılında Bandırma’da doğdu. Babası Hocazade Halil Efendi, annesi Zehra Hanım’dır. Her ikisi de Kırım muhaciridir. Lisesini bitirdikten sonra ailesinin işinin başına geçip triko-örme olan bu işi ülkenin en başarılı sanayi kuruluşlarından biri yapmıştır. Karaca firması diğer firmalara göre 20 yıl önceden Türkiye’de ihracatın liderliğini yapmıştır.

Karaca ellili yaşlarında, Türkiye’nin ilk özel arboretumunu (Ağaç parkıdır. Ağaç yada ağaç gibi, çalılar,vodunsu bitkilerin yetiştirildiği botanik bahçesidir. Böyle bahçeler bilimsel araştırma ve gözlemler için kullanılmakla birlikte, çeşitli canlı ağaç türlerinin derlemini (koleksiyonunu) barındıran birer müzedir.)  kurdu ve yurtiçi-yurtdışında gezdiği her yerden tohumlar topladı, botanik bahçelerini gezdi ve bağlantılar kurdu. Karaca’nın Yalova’da kurduğu Karaca Arboretumu, dünyanın her tarafındaki botanikçiler tarafından bilinmektedir. Yılda iki kez yayınlanan Arboretum Magazin’i bilim adamlarının araştırma ve görüşlerinin yayınlandığı bir forum olmuştur. Türkiye için adeta bir gen koruma merkezi olan Karaca Arboretumu içerisinde 14.000 türü barındırıyor. Hannover Üniversitesi’nden ekoloji profesörü Franz H. Meyer, Hayrettin Karaca’dan “Şimdiye kadar hiç böylesine kişisel çıkar gütmeden, kendini insanlığın yararına çalışmaya adamış birine rastlamadım.” diye bahsetmektedir. Karaca, TEMA Vakfı’nın kurucularından biridir.

ÖDÜLLER

97 yaşında hayata veda eden TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca çok sayıda ödülün sahibiydi..

Hayrettin Karaca Alternatif Nobel ödülüne layık görülmüş, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da ‘Orman Kahramanı’ seçilmişti.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından Fahri Doktora 1990
Birleşmiş Milletler Çevre Programının ‘Global 500 Roll of Honour’ Ödülü 1992
Çevre Bakanlığı tarafından “Çevre Beratı” 1992
Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından verilen ‘Çevre Ödülü’ 1993
Uluslararası Lions Club tarafından ‘Melvin Jones Fellow Ödülü 1994
Çevre Bakanlığı tarafından “Üstün Hizmet Ödülü” 1994
ODTÜ tarafından ‘Felsefe Onur Doktorası’ 1995
Ege Üniversitesi “Fahri Doktora”sı 1995
Milli Olimpiyat Komitesi “Fair Play” Ödülü 1996
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı “Hoşgörü Ödülü” 1996
Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından “Şeref Üyeliği Beratı” 1997
Kırıkkale Üniversitesi ilk Fahri Doktora unvanı 1997
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü 1997
ÇEVRETED tarafından “Çevreted 97 Onur Ödülü” 1997
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi “2000 Yılının Öncüleri” Ödülü 1998
Genç Hukukçular Derneği tarafından “Yılın Yurttaşı” Ödülü 1998
Türkiye Çocuk Dergisi tarafından Babalar Günü nedeniyle “Toprak Baba” unvanı 1998
Anadolu Üniversitesi Fahri Doktora Ödülü 1998
BİLSES Vakfı “Çevre Ödülü” 1998
Ankara Çankaya İzci Grubu tarafından “Yılın Doğa Dostu” Ödülü 1998
Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Yılın Adamı” Ödülü 1999
Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı tarafından “1998 Türk Dünyasına Hizmet Ödülü” 1999Right Livelihood Award 2012(Alternatif Nobel Ödülü)
Birleşmiş Milletler “Orman Kahramanı Ödülü” 2013
TBMM Onur Ödülü 2005

Paylaşın:
1604 Kez Görüntülendi. Etiketler: » »
#

SENDE YORUM YAZ

#

NİLGÜN DURAK; ‘TOPRAK DEDE’Yİ YAZDI…” için 2 Yorum

  1. Nilgün Durak : diyor ki:

    Her zaman olduğu gibi bu acı günümüzde de desteğiniz, duyarliliginiz için teşekkür ederiz. Hepimizin, Ülkemizin başı sağolsun.. Bir bilge gitti..😔💕

  2. pembe tekçe : diyor ki:

    çok örnek alınası bir kişilik.Allah rahmet eylesin.