logo

ANKARA ÇALIŞTAYINDA ACI GERÇEKLER!

Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan dostumuzun bizzat daveti ile geçtiğimiz gün Ankara’da “Yerel Medyanın Geleceği” konulu çalıştaya Haber Hayat Yayıncılık’ı temsilen katıldım.

RTÜK destekleri ile düzenlenen programda ilk gün, Ak Parti Başkan vekili Numan Kurtulmuş’un büyük bir otele yakışmayacak küçüklükteki salonda yaptığı konuşma ile başladı.

Yerel Medya Dostu olduğu bilinen Kurtulmuş’un konuşmasında bahsettiği terörle mücadele ve Ortadoğu politikaları gibi genel konular bir yana, “Yerel medyanın gücü ülkemizdeki demokrasinin de gücüdür. En zor zamanlarda, en zor virajlarda yerel medyanın neredeyse kahir ekseriyetinin sürekli milli iradeden, Türkiye’nin bağımsızlığından, demokrasinin güçlenmesinden yana olduğuna şahit olduk.” sözleri malumun ilanı olsa da hoşumuza gitti. Programın en yoğun olduğu 2.gün için, Kurtulmuş’un konuşmasının içeriğinin bürokratlarca ete kemiğe büründürülmesini beklemeye başladık…

2. gün Ulucanlar Cezaevi Müzesi toplantı salonundayız. O cezaevi ki 1970’li ve 80’liş yıllarda çok sayıda sol ve az sayıda sağ görüşlü ismin tutuklu veya mahkum olarak kaldığı, hatta idamların infaz edildiği mekandı. 1. Acı gerçek; 70’li yılların sonlarına doğru lise öğrencisi olan bizlerin adını duyduğumuzda bile irkildiğimiz mekanda kamu kaynaklarından pay bekleyen gazeteciler haline getirilmemizdi.  Acıydı ama gerçekti…   

Ulucanlar Cezaevi Müzesi Altındağ Belediyesi sınırlarında ve Belediye Başkanı Asım Balcı’da bizlerle.  AYD Başkanı Sinan Burhan’ın selamlamasının ardından ; Başkan Balcı, Basın İlan Kurumu Başkanı Rıdvan Duran, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin ve son olarak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, birer konuşma yaparak özetle, demokraside yerel medyanın önemine dikkat çektiler ve ellerinden gelen destekleri esirgemeyeceklerini söylediler. Biz de “ah keşke somut çözümler sunsalardı !..” iç geçirmeleri ile alkışlarımızı esirgemedik!

Çalıştay 3 ayrı oturumda  “Ulusal Ve Yerel Medyanın Önemi ve Demokrasi”, “Yerel Televizyonların Sorunları ve Geleceği”, “Yerel Gazete ve Radyoların Sorunları” başlıkları ile devam etti.

İlk oturumda Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı’nın söylediği “Medyanın En büyük sorunu inandırıcılıktır… Medya bilgilendirme değil yönlendirme yapıyor… Basında  yapısal sorunlar var…. Mevzuatta vahim düzenlemeler var!” sözlerini 2. Acı gerçek olarak kayıtlara geçirdim. Bu arada Pazarcı’ya   “bir ölçüde halksınız ama çözüm de sunmak gerek, öneriniz nedir?” soruma cevaben “Biz gerçekleri yazmaya devam etmeliyiz” cevabı ise 2. acı gerçeğin altını çizmekten öteye gidemedi.

İkinci oturumda söz alan Çay TV Genel Müdürü Hasan Yavuz Bakır ise 3. Acı gerçeğe dikkat çekti ve “Kurumsallaşamama sorunumuz var” dedi. Meslektaşım haklı; Zira bırakın kurumsallaşmayı, daha vergi kaydı, belediye ruhsatı, yayınında künyesi, hatta herhangi bir mecrası olmadan cep telefonu ile yayın yapanların, şantaj -tehditle kazanç sağlayanların veya sosyal medya kalemşörlerinin baş tacı edildiğini de hatırlatıyor ve bu acı gerçeğe ekliyoruz.

Bitti mi: hayır! Son oturuma katılamayan konuşmacının yerine Sinan Burhan Başkan’ın ricası üzerine kendimi  Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Deniz Gürel’in moderatörlüğündeki oturumda konuşmacı olarak bulmamla 4. Acı gerçeğe dikkat çekmem bir oldu. Ve özetle “Teknolojik-dijital gelişmeler  mesleğimize nicesel gelişme sağlasa da nitesel gelişmeyi sağlamamıştır… Haberde içerik değil başlık ve görselin öne geçmesi gibi durumlar oluştu. Oysa popülistlik yapmadan popüler olmalıyız, okuyucu aptal değildir!” deyiverdim.

Ve efendim 5. Acı gerçek: Destek bekleyen medya haklı, kıt kaynakları yetiştiremeyen kamusal taraf haklı, ama Nasrettin Hoca hikayesindeki gibi; bizi izleyen, dinleyen, okuyan takipçi ise en haklı taraf!

Daha önce de yazmıştım, tekrar ediyorum: “Oysa bu durum sürdürülebilir değil! Köşelerimizi ağlama duvarına çevirmeden, dükkanlarımızı kapatmadan, başta akademisyenler olmak üzere, politika yapıcılar ve gerçek meslek erbapları bu konulara da kafa yormalılar.”

Ve işte bu işe kafa yoranlardan ve gereğini yaparak tarafları bir araya getirenlerden biri de Sinan Burhan oldu. Yerel TV’lerin uydu fiyatlarına düzenleme getirilmesini, gazetelerin türlü gider ve baskı maliyetlerinin sürekli artmasına destek olunmasını, telif hakları sorununa hakkaniyetle çare bulunmasını, üniversitelerin nitelikli eğitim vermesini istediğimizi, sertifikasyon, akreditasyon gibi kriterlerle yerel medyanın kamusal kaynaklarla yeterince desteklenmesi gerektiğini açıkça söyledik.

Umarın kendimiz çalıp kendimiz söylememişizdir.

Bunca acıdan sonra tatlı gerçek şu ki; Verimli ve anlamlı bir toplantı oldu; Teşekkürler AYD Başkanı Sinan Burhan ve ekibine….  

Paylaşın:
548 Kez Görüntülendi. Etiketler: »
#

SENDE YORUM YAZ