DEMİR ÇELİK FİYATLARI NASIL BİR GRAFİK İZLER?

Demir Çelik fiyatları bir miktar daha gerileyip 2015 yılı seviyelerini gördükten sonra toparlanmaya başlayacak gibi görünüyor. 2011 yılının ilk yarısında başlayan gerileme 2015’in ikinci yarısına kadar sürmüş ve fiyatların dibi görmesi yaklaşık dört yılı bulmuştu. 2018 yılının ikinci yarısına kadar yükselişini devam ettiren fiyatlar buradan geri gelmeye başladı. Ancak fiyatlardaki düşüş bu defa daha kısa sürede gerçekleşti, yükselmesi de daha uzun sürecek gibi. Talep azalırken üretim artarsa fiyatların düşmesi beklenir. Reel arz talebin ötesinde manipülatif manivelalara dikkat etmek gerekiyor çünkü üretim miktarı kadar talep miktarı da fiyatı etkileyen bir unsurdur. 

En büyük paramız 200 bin kat, dolar ise 8,2 milyon kat büyümüş. 

İthalat ihracat oranlarına baktığımızda aslında kurun belli bir seviyede istikrarlı bir şekilde seyretmesinin bizim açımızdan daha yararlı olacağı ortada. Dolar kuru 2018 de izahı güç bir şeklide %32 yükselmişti. 2019’da %18 daha arttı. 2009 yılında bile bu oran %15’ler seviyesinde kalmıştı. Bir ülkenin parasının değeri o ülkenin aşil topuğudur derler. Cumhuriyet tarihimiz, en büyük para olan 1000 lira ile hayatına başladı. 200 bin kat artarak 200 milyon liraya yani yeni 200 liraya yükseldi en büyük paramız. Dolar ise aynı sürede 8,2 milyon kat değer kazanmış.

Paranın değer kaybetmesi beraberinde bir çok şeyi de etkiler. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut bir ölçü aracı olan değer kavramını salt parasal kayıp olarak ele almamak gerekir. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü de kaybedilen değerlerin arasında sayılmalıdır.

İhracat için kurdan değil kaliteli ve katma değerli ürünlerden medet ummalıyız. Kurguyu 1 dolar için daha çok mal ve hizmet satmak üzerine değil, 1 birim mal ve hizmeti daha çok dolara satmak üzerine kurmak gerekiyor. Paranın değerinin düşük olması ihracata dayalı büyümenin bir yolu olarak görülse de, aşağı yönde bir fiyat spiralinin dünya çapında ekonomik durgunluğa davetiye çıkarma riski taşıdığını unutmamak gerekir.

Dünya genelinde ülkelerin politikalarında, bir sıkı bir gevşek para politikaları yürüttüğünü izliyoruz. Para ve mal piyasalarını izlemek mümkün ama gidişatı kestirmek güç. Çünkü her geçen gün sorunların üzerine yenileri ekleniyor. Hümanizmin etkisiyle ortaya çıkan Rönesans, kültür ve sanat akımlarını tetiklemiş, bilim ve sanat gelişmişti. Bilim, teknoloji ve sanayiyi aşıladı. Belki de bu sefer kapitalizmin yıkıcı etkisiyle canlanacak bir kültür ve sanat akımı, ekonominin sırtından ellerini çekmesi için siyasilere hümanizm aşılar.

Çok mümkün görünmese de bu olana kadar firmalar, kur savaşlarından etkilenmemek ya da en az seviyede etkilenmek için parasal pozisyonlarını dengede tutmalı ve açığa satış yapmamalı, aksi taktirde bir batağı telafi etmek için on kat, belki de yirmi kat daha fazla satış yapmaları gerekebilir.

845 Kez Görüntülendi. Etiketler: KONUK YAZAR » SEDAT ÇİFTÇİOĞLU