logo

GÖNÜLLÜ SORDU, SEMA NAZ CEVAPLADI : “LAPİS LAZULİ”

.

Yazar Sema Naz, Lapis Lazuli, kitabının hikayesini Gazeteci Doğan Gönüllü ile paylaştı.

Haber Hayat Yayıncılık İmtiyaz Sahibi Doğan Gönüllü le ortak dostları bulunan Yazar Sema Naz, Lapis Lazuli kitabını Kitap Otağı Yayınevi’nden çıkardı. Kendisine yıllar önce Haber Hayat Logolu taşa işlenmiş deniz yıldızı armağan eden Yazarı ve on line sitelerde de satışa sunulan kitabını merak eden Gönüllü, Sema Naz’a çevrimiçi gönderdiği soruların cevabını okuyucuları için paylaştı.

İş’te Haber Hayat farkı ile sorular ve cevapları :

  • Doğan GÖNÜLLÜ: Merhabalar Sema Hanım öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz?

Sema NAZ: “Mayıs ayının döngüsünde, bir bahar çocuğu olarak gelmişim dünyaya. Ağaçlara su yürümüş, erikler artık olgunlaşmış, yemyeşil bahçeleri olan Ay’ın Hattının geçtiği şehir, Akdeniz’in incisi Hatay /İskenderun’un Nergizlik Yaylasına çıkma vaktinin geldiği günlerde, kuzuların dağlara koşturulduğu, cemrelerin hayat bulduğu mevsimde gelmişim dünyaya.”

  • Etrafınız sizi yardımsever ve aktivist olarak tanımlıyor. Nerede bir yardıma ihtiyaç var bulup buluşturuyormuşsunuz, nedir bu merak?

“ÖĞRENMEYİ, ARAŞTIRMAYI YÜREĞİME YERLEŞTİRDİM HER DAİM”

Herşeye meraklı olmam güzel deneyimler edinmemi sağlarken, ne çok kaza atlattığımı, kaç defa ailemin başucumda beklemek durumunda kaldığını saymak mümkün değil. Kalabalık bir aileye sahip olmak en önemli kazançlarımdan oldu her daim. Dedem Mahmut Kaya’nın bilge yaşamı, Anneannem Yeter Kaya’nın doğal Şifacı, Otacı olmasının hayatımın şekillenmesinde ne denli önemli rol oynadığını bugünlerde daha iyi anlıyorum. Etiketlere hiç önem vermedim, öğrenmeyi, araştırmayı yüreğime yerleştirdim her daim. Yüreğime yerleştirdiklerimi sizlerle paylaşmak bana da şifa olacaktır.

  • Şimdi de  ‘Lapis Lazuli’ kitabınızın motivasyon kaynağını merak ediyoruz.

“BİLGİMİN ZEKATIDIR”

Her şeyin bir zekatı olduğunu düşünüp, bilgimin de zekatını vermem gerekliliği bana uzun yollar aldırdı ve ilk masal anlatıcısının bir kadın olduğunu, Rahim olan Allah’ın kadını anne olmakla, üretmekle ödüllendirdiğini de düşündüğümde Doğaltaşların, Esmaların ve tüm enerjilerin aslında kadınla anlam bulması, ‘40 Taş 40 Kadın’ adlı serinin ilk kitabı “Lapis Lazuli, Yaşamına Gecenin Mavisi Giren Kadın” ile sizlerle buluşmamı sağladı. Şükürüm daim olsun Yaradanıma, teşekkürüm yaradılmış olan tüm alemlere, sizlere…

  • Yazmak okutmak zor işlerdir biliriz…

“ATATÜRK’ÜN IŞIĞI İLE AYDINLANMAYI SEÇMİŞİZ”

‘Herkes okumalı ama zamanı geldiğinde bazıları yazmalı’ derdi dedem. Yazmalı ki, edindiği deneyimler aksın ve ışık olup, yolunu bulsun. ‘Bir kişiye bile şifa olsa ne mutludur sana kızım’ derdi… Dedem yazmadı ama anlattı, onun bıraktığı yerden devam etmek, yol almak benimkisi, değil mi ki Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığı ile aydınlanmayı seçen bir toplum olmuşuz, bütüne şifa olsun yazdıklarım diyor, yorumları sizlere bırakıyorum. İzlemek değildir hayatı değiştiren, harekete geçip, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan yol almaktır… Bir kişinin bile ruhuna, yüreğine, aklına ışık olabilirsem ne mutlu bana… Sevgice/Semaca Lapis Lazuli, (Yaşamına Gecenin Mavisi Giren Kadın) kitabından alıntıyı birazdan sizinle ve değerli okurlarınızla paylaşıyor olacağım.

SON MESAJLARINIZ…:

Bu kitabın ortaya çıkmasında beni birçok dostum destekledi, adeta zorladılar diyebilirim. Ama en önemlisi benden sonraya kalıcı olsun diye kocaman yüreği ile hep desteğini sunan minik yeğenim Buğlem Buse Naz’a; kadın annem Meloş’uma, ve 06 Şubat depremlerinde yitirdiğimiz Türkçe Öğretmenim Merhum Eren Dağtekin’e ve yine son deminde bana taşların ilmini anlatan Merhum Hasan Kocabaş öğretmenime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ne demişler, nefesin bitmesi değildir asıl ölüm, ölüm, hafızlardan silinmiş olmaktır. Hep hatırlanmak dileğiyle, Tüm dostlarıma, Dünyaya, bilmediğim, öğrenmeye çalıştığım ilimlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Kitaptan minik bir alıntı sunuyorum:

…. Ama içinden bir ses “Uyuma kızım, uyuma canım, kalkma yerinden” diyordu…. Mavi ışıklar çoğalmaya, gürültü bir şekilde yer, gök gürlemeye başlayana kadar da devam etti ses…. Kalkmadı,

daha çok duvara sığındı, yataktan tutundu, çığlıklar geliyordu duvarlardan, yer gök inliyordu sanki… Duvarlar ağlıyor, yerlerden lapis lazuli taşını pırıl pırıl yapan masmavi yıldırımlardan daha şiddetli ışıklar geliyordu… Çığlıklara insanlar da karışmıştı…. Yerler, eşyalar, yataklar artık her şeyden bağımsızdı…. Kapılar çarpıyor, duvarlar çatlıyor, kitaplık öne arkaya sallanıyordu…. “Annem” dedi genç kadın, salonda…. “Allahım sen insanlığı koru, Allahım, sen herkesi koru, tüm canlıları, tüm evreni, sen Esirgeyen ve Bağışlayansın… Allahım…..” Tekrar eden duaları Kadının dilinden, yüreğinden dökülüyordu sürekli….. Kolunda lapis lazuli…. Yüreğinde Yaradanı, aklının bir kıvrımında tüm insanlık vardı….. Kitaplık düştü, elektrikler gitti, her yer karanlık, her yer çığlık, sokaklar dolunay….. 3 dakika 3 asır sürmüştü sanki….. Ölüm yüzünü göstermişti… Kadın tüm sarsıntılar geçici de olsa durunca Annesine koştu… Salondaydı…. “Çok Şükür Allahım” dedi…. Oturttu annesini, garipti, ama sakindi. Aklı deli gibi çalışıyordu… Evden çıkmalıydılar… Ama ya merdivenler; tehlike en çok orada değil miydi… Bekledi… Bir sarsıntı daha….. Hemen botlarını giydi, telefonun ışığını yaktı, 2 mont asılıydı kapıda, aldı, annesiyle sokaktaki çığlıkların arasına karıştı….. Kolunda lapis lazuli… Yüreğinde duaları, yanında annesi…. Sokaklar soğuk, çığlık, ıslak ve ölüm kokuyordu… Ama o sakindi…. Hatay da, Ay’ın Hattında, asrın depremlerine gecenin mavisiyle yakalanmıştı….. Gözündeki yaş, artık yüreğindeydi…. Kadının hayatına artık gecenin mavisi, lapis lazuli tüm haşmetiyle dahil olmuştu…. Korkusunu, aklını, cesaretini, yüreğini rahatlatan… Bunu çooook sonra anlayacaktı kadın….. Göklerin ve denizlerin mavisinin gece görünümünde….. Bütüne şifa olsun…

Paylaşın:
184 Kez Görüntülendi. Etiketler: » »
#

SENDE YORUM YAZ