ERDEMİR ÖZEL ENDÜSTRİ BÖLGESİ OLURSA…
Nasıl ki Ereğli il olarak büyümek, bazı imtiyazlara sahip olmak istiyorsa, Erdemir’in de Özel Endüstri Bölgesi ilan edilerek bazı ekonomik ve idari avantajlara sahip olmak istemesi rasyonel bir talep gibi duruyor. Ancak bu tek taraflı avantaj; Başkan Posbıyık’ın iddiasına göre 2,5 milyar tl. Belediyeye, 3,5 milyar tl. kamuya zarar olarak yansıyor. Yani Erdemir’e 6 milyar tl. gibi büyük bir üretim dışı karlılık sağlıyor.
Şehir halkı olarak Erdemir’in Ereğli’ye karşı sosyal ve ekonomik katkısını amasız-fakatsız artarak devamını bekler ve isteriz. Elbette şirket öncelikle rantsal değil, yassı çelik üreterek karlılığını, istihdamını ve büyümesini devam ettirsin, bulunduğu şehre karşı yükümlülüklerini yerine getirmeye de devam etsin. Tıpkı belediyelerin de sınırları dahilindeki sanayi ve ticari kuruluşlara karşı kolaylaştırıcı yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği gibi…
Peki, bu işte hem şehrin hem de şirketin kazanacağı bir “sen de haklısın” formülü yok mudur acaba? Yani, hem Erdemir Özel Endüstri Bölgesi olsun, hem de belediyeye, dolayısı ile bölge halkına karşı özellikle ekonomik yükümlülükleri yerine getirsin ki; belediye bu ciddi gelirle daha konforlu ve güvenli hizmet üretebilsin.
Benim bildiğim/okuduğum kadarı ile Özel Endüstri Bölgelerine Cumhurbaşkanınca özel teşvikler sağlanabiliyor. Erdemir’de, yeni kurulan bir fabrika olmadığına göre, kuruluş aşamasında gerekmeyen altyapı ve teşvik tutarı, Başkan Posbıyık’ın dillendirdiği talepler dikkate alınarak belirlensin ve Ereğli’ye böylece ödensin/ödemeye devam edilsin. Ayrıca Belediyenin içerideki arazileri ile fabrikanın (lojmanlar bölgesinde – Devrek yol ayırımında vs.) dışarıdaki arazilerine, belirlenecek jüri değer biçsin. Bunlar da takas yapılarak her iki taraf ta rahatlatılsın.
Hiç kimse ve hiçbir kurum “Bana ne faydası var?” çıkarcılığı ve umursamazlığı içinde olmamalı! Belediye ile Erdemir arasında ateş hattının aşılmasına ve barışa şiddetle ihtiyaç var.
Bakalım rövanş ustası Posbıyık, Pazartesi konuşmasında bu konuda yeni bir hamle mi yapacak, yalnızlaşmaktan mı şikayetçi olacak, yoksa yeni bir formül mü üretecek?
Bu arada OYAK/ERDEMİR’in ve iktidar kanadının “konu yargıda” gerekçesi ile ketum sessizliğini sürdürüyor olması işi daha da ilginç hale getiriyor. Ben şahsen en azından yerel seçimlere kadar böyle bir ilan kararı beklemiyorum. Ya da her iki tarafı memnun edecek bir model üzerinde çalışılıyordur diye umut ediyorum.
MİLLETVEKİLERİ BASINLA BİR ARAYA GELSİN
SAFFET BOZKURT
Ak Parti Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt beni şaşırttı. İtiraf ediyorum ki daha durağan daha teorik planda bir icraat bekliyordum. Senenin üçte biri tamamlandığında yerinde duramayan, halkın iyi ve zor günlerinde yanında olan, sözünü tutan ve kamu yatırımlarını sıkı takip eden bir siyasetçi bulduk karşımızda. Bozkurt’un iletişimi de sıkı ama inceleme gezilerinden çok fotoğraf, az bilgi notu çoğu kez yetersiz kalıyor. Basın toplantısı veya basın inceleme gezisi yapmalı ki, biraz da soru cevaplarla ve yerinde gözlemlerle ilerleyelim. Teşkilatla ve belediye meclis üyeleri ile uyumlu çalışması büyük avantaj.
EYLEM ERTUĞRUL
CHP Milletvekili Op. Dr. Eylem Ertuğ Ertuğrul’u başarılı buluyorum. Kendisi siyasete öyle ısındı ki; birinci dereceden yetki ve sorumluluğu olmayan “ilçe teşkilat yapısı, belediye seçimleri süreci” gibi konularda bile etkin olduğu görülüyor. Halkın yanında olmaya özen gösteren ve soru önergeleri ile hükümeti eleştirmeyi sürdüren Ertuğrul, eğitim, sağlık ve madencilik gibi genel konular ile Erdemir, il olma gibi yerel konularda hemen refleks vermesi kişisel ve örgütsel dinamikliğin izdüşümü gibi… Ah bir de uzun ve karmaşık basın açıklamaları özete dönüşse ne iyi olur. Ertuğrul’dan da aynı şekilde siyasi gelişmeleri değerlendireceği, soruları yanıtlayacağı basın toplantısı yapmasını bekliyoruz.
KARIŞIK:
BENZER HABERLER