logo

MİLLETVEKİLİ, ERDEMİR’DEN ÇIKAN ‘CURÜF’U BAKAN’A SORDU!

  • CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verdiği soru önergesinde, “Zonguldak ilinde Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’ndan (Erdemir) çıkan cürufların insan sağlığına ve doğal hayata ciddi zararlar verdiği bilinmektedir. Cürufların neden olduğu sorunlar ve neden olduğu sorunlara kalıcı çözümler için Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır? Bu sorunların tespiti ve çözüm için ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmakta mıdır? Bakanlığınız Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’ndan çıkan cürufları işleyen şirkete ne sıklıkla denetimler yapmaktadır? Denetimlerin sonucu kamuoyu ile paylaşılacak mıdır?” diye sordu.

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanıtlaması istemiyle Meclis’e sunduğu soru önergesinde, Erdemir’den çıkan ve özel bir tesiste işlenen curüf (demir elde edilirken oluşan bir tür atık-taş) malzemesinin çevre kirliliği yarattığını savunarak denetim istedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, Meclis’e sunduğu önergede, ‘Cüruf depolama için istenen zeminin su ve hava ile temasının engellenmesi, depo zemininin suya zehirli madde geçişine izin vermeyecek şekilde oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Demir-çelik fabrikalarından çıkan cüruf atıklarını işleyen şirketin, bu atıkları tesislerinde özensiz depoladığını savunan Ertuğrul, atıkların yarattığı çevre sorunlarına da dikkat çekti.

SÜRECİ ÖZETLEDİ VE “TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ” DEDİ

Ertuğrul, Meclis’e sunduğu önerge için yaptığı yazılı açıklamada, Zonguldaklıların Zonguldak Valiliği’ne açtığı ve cürufu işleyen tesisin de müdahil olduğu davayı da hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:

” Cürufun, çevre ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu ileri süren Zonguldak halkı, kendi çabalarıyla Zonguldak Valiliği’ne dava açmışlardır. Mahkemenin talebi üzerine, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) hazırladığı raporda; Bu cürufların tehlikeli atık olduğu, sulu ortamlara karışmasının engellenmesi ve özel mühendislik gerektiren düzenli depolama (çevreden ve her biri ayrı olarak izole edilmiş ve örtülmüş hücresel depolama ve benzeri) yapılarak bertaraf edilebileceği belirtilmiştir. Ayrıca, raporda, balıklar üzerinde yapılan inceleme sonucunda da cürufun suya karışmasıyla birlikte ciddi sağlık sorunları yaratmasından dolayı “tehlikeli” olduğu sonucuna varıldığı açıklanmıştır. Mahkeme, TÜBİTAK’ın hazırladığı raporun ardından, cürufu işleyen şirketin tesislerinde bilirkişilerce keşif yapılmasına karar vermiş, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda da, ‘keşif sırasında tesisin cüruf stoklama için özel depolama alanı oluşturmadığı görülmekle beraber agreganın tesisin dış tarafında, hiçbir sızdırmazlık zemini olmayan, üstü açık bir şekilde depolandığı, analiz sonuçlarına göre tehlikeli özellik gösteren, aynı zamanda tozumaya uygun olan agrega ürününün üstü açık bir stok alanında geçici depolanmasının uygun olmadığı, çevre ve insan sağlığı açısından risk oluşturduğu, zeminin sızdırmaz olması nedeniyle agreganın içeriğindeki tehlikeli içeriğin yeraltı suyuna sızma olasılığı bulunduğu, ürünün üstü açık olması nedeniyle, agregadan uçan tozların, rüzgarın da etkisiyle çevreye yayılacağı, çevredeki bitkilere zarar vereceği, yakın sucul ortamlara çökelerek sucul ortam için tehlike oluşturacağı ve atıkların ‘tehlikeli’ olduğu’ görüşü yer almıştır. Demir-çelik fabrikalarının atık malzemesi olan cürufları işleyen şirketin atıkları depoladığı tesislerinde insanların sağlığı, canlı yaşamı, su, deniz, kıyılar, ormanlar, tarım alanları tehdit altındadır. Vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları, bütün ekolojik yaşamı etkileyen cüruf ve cüruftan elde edilen agrega isimli ürünün depolama alanlarının yarattığı sorunlara dikkat çekmek ve tesisin etkili bir biçimde denetlenmesi için yıllardır mücadele etmelerine karşın bir sonuç alamamışlardır. Konuyu Meclis gündemine taşıdık, takipçisi olmaya devam edeceğiz. Umarız ilgili kurumlar karşı karşıya olunan tehlikenin farkına varır bir an önce gerekli adımları atarlar.”

DENETİMLER, İZİN BELGELERİNİ VE RAPORLARI SORDU

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ ERTUĞRUL, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanıtlaması istemiyle Meclis’e sunduğu önergede şu sorulara yer verdi:

1- Zonguldak ilinde Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’ndan (Erdemir) çıkan cürufların insan sağlığına ve doğal hayata ciddi zararlar verdiği bilinmektedir. Cürufların neden olduğu sorunlar ve neden olduğu sorunlara kalıcı çözümler için Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır? Bu sorunların tespiti ve çözüm için ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmakta mıdır? Bakanlığınız Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’ndan çıkan cürufları işleyen şirkete ne sıklıkla denetimler yapmaktadır? Denetimlerin sonucu kamuoyu ile paylaşılacak mıdır?

2- İlçe halkının imece usulü topladığı 25 bin lirayla yaptırdığı TÜBİTAK cüruf raporunda ortaya çıkan en önemli ayrıntı balıklar üzerinde yapılan ‘Zehirli Seyretme Faktörü’ (ZSF) deneyidir. Bu deneyde cürufun suyla birleştiğinde balıklar üzerinde ölümcül etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Bölge halkının ve sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki talepleri dikkate alınıp incelenecek midir?

3-Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’ndan çıkan cürufları işleyen şirket,  ilçe halkı ve çevrecilerden yükselen tepkiler üzerine Bakanlığınızdan ‘Çevre ve Etki Değerlendirmeye (ÇED) gerek yoktur’ kararı almıştır. Bu karar hangi gerekçeyle, kimler tarafından verilmiştir?

4-Türkiye’nin en önemli bilimsel kurumlarından olan TÜBİTAK yaptığı incelemeler ve canlılar üzerinde atıkların neden olduğu sağlık sorunlarının tespiti için balıklar üzerinde yaptığı deneyler sonucunda atıkların tehlikeli atık olduğunu belirtmiştir. TÜBİTAK raporu bakanlığınız tarafından incelenmiş midir? Cüruf ve küllerin tehlikeli atık sınıfına alınması için çalışmalarınız olacak mıdır?

5- Türkiye’de demir-çelik endüstrisinde, kaç adet tesis faaliyet göstermektedir? Bu faaliyetler sonucu oluşan cüruf miktarı yıllık yaklaşık olarak kaç tondur? Söz konusu atıkların yüzde kaçı tesislerde bekletilmekte, yüzde kaçı düzenli depolanmakta ve yüzde kaçı geri kazanılmaktadır? Bu alanda faaliyet gösteren tesislerin çevre izin belgeleri ve geri dönüşüm tesis lisansları var mıdır?

6- TÜBİTAK Raporunda “Bu cürufların tehlikeli atık olduğu, sulu ortamlara karışmasının engellenmesi ve özel mühendislik gerektiren düzenli depolama (çevreden ve her biri ayrı olarak izole edilmiş ve örtülmüş hücresel depolama ve benzeri) yapılarak bertaraf edilebileceği” belirtilmiştir. İlgili raporda, atık kodu hakkında ve atık işleme yönetimine ilişkin verilen bilgiler tavsiye niteliğinde olup nihai kararın Bakanlığınıza ait olduğu belirtilmiştir. Bu hususta bir kararınız mevcut mudur?

Paylaşın:
787 Kez Görüntülendi. Etiketler:
#

SENDE YORUM YAZ