Kdz. Ereğli’nin yaşamında OYAK yönetiminin anlayışından kaynaklanan büyük sorunlar yaşandığını belirten Belediye Başkanı Halil Posbıyık, “Ereğli’yi Türkiye duydu, OYAK yönetimi duymuyor. Bizi İngiltere’den dahi arıyorlar, desteklerini bildiriyorlar. Verdiğimiz bu mücadele Ereğli halkının geleceği için” dedi. Posbıyık, ‘Ereğli Geleceğine Sahip Çıkıyor’ Platformu tarafından bastırılan bilgilendirme broşürlerinin de binlerce insana dağıtılmaya başlandığını söyledi.
Kdz. Ereğli Belediye Meclisi Kasım ayı olağan toplantısının ilk oturumunu AKM Nikah Salonu’nda Belediye Başkanı Halil Posbıyık Başkanlığında gerçekleştirdi.
Gündemdeki maddelerin bir bölümü görüşülerek karara bağlandı, bazı maddeler ise komisyonlara havale edildi.
Meclis toplantısının ardından değerlendirmelerde bulunan Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Kdz. Ereğli’nin yaşamında, OYAK yönetiminin anlayışından kaynaklanan büyük sorunlar yaşandığını söyledi.
Belediye Basın bürosundan geçilen haber göre; Ereğli halkının geleceği için büyük bir mücadeleye girdiklerini anlatan Başkan Posbıyık, OYAK yönetimine tepki gösterdiği konuşmasında özetle şunları söyledi.
PLATFORMDAN KİTAPÇIK DAĞITIMI
“Kdz. Ereğli’nin Geleceği Platformu çok güzel bir hazırlık yapmış. OYAK ile ilgili kitapçık hazırlamış, bizlere de gönderdiler. Halkımızın bilgilendirilmesi için bütün köyler başta olmak üzere, her tarafa dağıtılacak. OYAK ile Ereğli arasında ne oluyor? Onun için ilk defa halkımızın aydınlanması lazım. Bunun için güzel bir çalışma olmuş. İlerleyen zamanda Ereğli’nin tüm Sivil Toplum Örgütleri, müzik derneğinden kuaför derneğine kadar tüm STK’lar, büyük bir salonda bir araya gelip tekrar bilgilendirme yapacağız. Bu çalışmalarımız kademe kademe gidecek.
“ERDEMİR’DEN HİÇ BİR BEKLENTİMİZ FALAN YOK”
Özellikle her konuşmamda söylüyorum, Erdemir bizim için çok önemli. Ereğli’ye hayat vermiştir, sadece bizim değil Türkiye’nin göz bebeğidir. Onun üretimini artırması, gelişmesi büyümesi için bütün halkımızla birlikte Belediye olarak elimizden gelen gayreti yapmaya hazırız. Ancak, Ereğli’nin sorunu Erdemir’le değil, OYAK yönetiminin anlayışıyla ilgilidir.
Bazıları diyorlar ki, ‘Belediye Erdemir’den para almak istiyor’ Bunu söyleyen bazı siyasilerde var maalesef. Bizim Erdemir’den hiçbir beklentimiz falan yok. Zaten almıyoruz. Bu memlekette hak, hukuk, adalet varsa zaten yasal yollarla Belediyenin hakkını alacağız. Ereğli’de, Ankara’da uzman avukatlar tuttuk, büyük bir yasal mücadele içerisindeyiz. Ekibimizle birlikte yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Ereğli’nin hakkını bırakmayacağız. Orada problemimiz yok.
“İNSANLARIN ZEHİRLENMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Bizi ve çocuklarımızı zehirlemesin diye cüruf dağlarını, Erdemir arazisinden şehir dışına çıkaracaklar. Karabük’te yaptıkları gibi, şehir dışında bir çukur buldular üzerini doldurup betonladılar. O cüruf dağlarını kaldıracaklar. Denizi kirletmeyecekler. Yakında neticeler çıkıyor. Bütün numuneleri laboratuarlarda incelettiriyoruz. Resmi raporlar elimize gelecek. Resmi davalar açılıyor. Karabük’te gördük. Cürufun içerisindeki siyanür miktarları, bir takım zehirli maddeler net bir şekilde belgelerle elimizde. Bizim topraklarımızı kirletmesinler, zehir saçmasınlar. Başka bir şey istemiyoruz. Biz Erdemir’e her türlü yardımı yapmaya hazırız. Ama bu memlekette yaşayan insanların torunlarının, evlatlarının zehirlenmesini istemiyoruz. Şu anda zehirleniyoruz. İnsanlar gezerken, gülerken, yürürken hep sürekli olarak zehirleniyor. Araştırma yapıldı, kanser olayının en fazla olduğu yer Ereğli. Her halde bu kendi kendine olmuyor.
“BARAJA HES YAPACAKLAR”
Baraja HES Projesi getiriyorlar. Kuraklık olduğu zaman ilk önce içme suyu kesilir, diye şartnameye koymuşlar. Asla bunu kabul etmiyoruz. İnsan hakkıdır, anayasal teminattır içme suyu. Kendi kafalarına göre bir şartname hazırlamışlar bize de göndermiyorlar, muhatap almıyorlar. Kuraklıkta enerji üretmek için içme suyunu keseceğiz, HES’e vereceğiz, diyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
“EN TEHLİKESİ ÖZEL ENDÜSTRİ BÖLGESİ ÇALIŞMALARI“
Özel Endüstri Bölgesi kurmak istiyorlar. Ereğli’nin geleceği için en tehlikeli çalışmalarından biri de bu. Niyetleri emlak vergisini belediyeden kesmek. İnşaat ruhsatlarını bakanlıktan almak, hiç bir harç vermemek ve kendilerini tamamen izole etmek. Aynı zamanda içeride 2 milyon metrekare hazine arazisi var. Özel Endüstri Bölgesi olursa kamulaştırma hakkı alacaklar, buraları ücretsiz kamulaştırabilecek. Yani ERDEMİR’in 450 milyar TL’lik yeri peşkeş çekilecek. Belediyenin de otopark alanında 10 bin metrekare yeri var. Bizim de elimizden parasız olarak bunu alacaklar. Erdemir içerisindeki arsalarda hissesi olan vatandaşların hisseleri de kamulaştırma yapılacak, itiraz da edemeyecekler ve ücretsiz olarak peşkeş çekilecek. Böyle bir şey olur mu? İnsanlarımızın haklarının gasp edilmesi gibi bir şeyi kabul edemeyiz.
“GÜLÜÇ HALKI NEDEN DUYARSIZ ANLAYAMIYORUM“
Hemen yan tarafında Gülüç’te taşeron firma var. Günde 35 kamyon cüruf getiriyor. En büyük sıkıntı Gülüç’te. Ancak Gülüç halkı farkında değil, en büyük kirlilik oraya gidiyor. Gülüç Belediyesi Ereğli Belediyesi’nin suyundan alıyor, parası karşılığında. 400-500 milyar borcu var bize şu anda. HES için su kesildiği zaman barajda Gülüç halkının da suyu kesilecek. Ama ne gariptir ki HES dosyasında Gülüç Belediye Başkanı’nın “Her ne kadar benim saham içerisinde kalmıyorsa da bu işlemlerin yapılmasının sakıncası yok” diye bir açıklaması var. Bir anlam veremiyorum buna. Esas tozu çeken, pisliği, zehiri çeken Gülüç halkı.
Kulağıma bazı dedikodular geliyor. Sanki ‘Belediye ile görüşme talebinde bulunmuşlar, Belediye kabul etmemiş’ diye duyuyorum. Yok böyle bir şey. İstanbul’dan benim başkan yardımcılarımdan birisine telefon etmişler, görüşelim, demişler. Burada Belediye Başkanı var, Belediye Meclis üyeleri var, bir tane memura düşer mi bu iş. Sonra o memurun eşi Demir-Çelik’te çalışıyor. Ona ben baskı yaptırır mıyım. Göndermedim, dedikleri laf bu.
“FATİH BAŞKAN BENİM DEĞİL EREĞLİ HALKININ PEŞİNE TAKILDI”
Geçen gün AK Parti İlçe Başkanı Fatih Beyle maça gittik. Kaymakam Bey ve diğer arkadaşlar da vardı. ‘Fatih Başkan, bu iş başladığımız gibi gitmiyor, kenara çekildiniz, toplantıya katılmadınız, temsilci göndermediniz’ dedim. “Başkan benim sıkıntım var, beni OYAK Yönetim Kurulu Başkanı’na ‘Halil Posbıyık’ın peşine takıldın’ diye şikayet etmişler” dedi. Benim peşime kimse takılmadı, Ereğli halkının peşine takıldı. Ben de Ereğli halkının peşine takıldım. Ereğli’deki gariban insanların, zehirlenen insanların peşine takıldım. Ben en arka sıradayım. 13 arkadaş el ele resim verdi. ‘Ereğli için canımızı veririz’ dediler. Bugünlerde el ele olmadığımız takdirde Ereğli halkı bunu unutmaz. Hesap sorar. Hesap sormanın da değişik yolları vardır.
“BENİM KAVGAM, EREĞLİ’NİN GELECEĞİ İÇİN”
Benim için “kavgacı” diyorlar. Ben niye kavga edeyim, belli bir yaşa gelmişim. Sağlıktan başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok çok şükür. Ben Ereğli’deki bu insanların evlatları, torunları için mücadele ediyorum. Eğer ben çıkarlarımı düşünen birisi olsam, 5 yıl belediye başkanı seçilmişim. Allah sağlık verirse 5 sene keyfime bakarım. Erdemir’in ne cürufuna karışırım, ne çocuklarımızın, torunlarımızın zehirlendiği kirli havaya bakarım, ne de HES’e bakarım. ERDEMİR kırmızı halılar serer, akşam gider yemeğimi yer, viskimi içerim. Konuşma esnasında dayımın oğlu var onu işe al derim alırlar eğer OYAK’ın yaptığı yanlışlara ses çıkarmazsam halamın da torunu var onu da işe alın derim alırlar. 20 ton falanca sac tüccarına sac gönder, oradan ben yolumu bulurum, derim. Eğer Ereğli’nin geleceğini düşünmeyen bir insan olsam böyle yapardım. Niye kavga edeyim. Siyaset için bile olsa bunu söylemek ayıptır. Biz Ereğli’nin menfaatleri için, bütün siyasetçilerin ve yaşayanların torunlarının, evlatlarının geleceği için, sağlığımız için büyük bir mücadelenin içerisine girdik. Yoksa ben de keyfime bakarım. Herkesin kaçtığı gibi ben de kaçarım. Hiçbir şeye karışmam, ne olursa olsun, derim. Bakın Ereğli’yi deniz kenti yapmak istiyorum. Sahilde insanları denize sokmak istiyorum, denize giremiyoruz. Aldığımız neticeler zehirli, metal… Balıklar öyle. Midye öyle. Yakında değerleri göreceksiniz. Maalesef bunlarla ilgilenen yok. İlgilenen olmayınca biz de Ereğli sevdalısı olarak, Ereğli halkına aşık bir insan olarak bu mücadeleyi veriyoruz.
“OYAK DEVAMLI BOĞAZIMIZI SIKIYOR”
Bana bir sürü tehditler geliyor. Ankara’dan da geliyor, “Ordu ile kavga edemezsin”… Ordu ile kavga etmek ne demek. Ordu benim her şeyim. Şeref duyuyoruz orduyla. OYAK olduğu için böyle diyorlar. Onlar bizim her şeyimiz. Ama burada çocuklarımızı da torunlarımızı da zehirleyemezsiniz yani. Yılda 6 buçuk milyar para kazanacaksan buradaki insanları hor görme. Sanayici ağlıyor, 60 bin dosya var şu anda icrada. Niye OYAK devamlı boğazımızı sıkıyor. Belediye meclis üyelerimle beraber sıktırmam arkadaş.
“ÇAMUR ATIYORLAR “
Hep beraber mücadele edeceğiz. Ant ediyorum tek başıma da kalsam eylem yapılacağı zaman eylem yapacağım. Ereğli halkı hakikaten saygıdeğer bir halk ama sessiz sakin kaderine razı olmuş, vur tokadı ensesine, ağzından lokmayı al. Bunun başka bir yerde olduğunu düşünün! Kavgacı diyerek bana çamur atmakla bir şey elde edemezsiniz, benim de şevkimi kırarsanız mücadele edecek adam kalmaz o zaman. Bu Ereğli’ye sahip çıkmamız lazım. Bu vatandaşlardan oy aldık Ereğli’yi iyi yönetiriz diye. Biz o aldığımız oylarla Ereğli’yi iyi yönetmemiz lazım.
“KARABÜK’TE YAPILANLARA BAKIN!”
Karabük’te temaslarda bulundum. Orada demir çeliği yönetenlerin hepsi Karabük’te yaşıyor. Bak diyorlar, Tıp Fakültesini kurduk. Daha yeni 1 milyon para verdik diyorlar. Amatör spor takımlarına 500 milyar, araştırma için 600 milyar daha yeni verdik ve veriyoruz diyorlar. Ama seninkiler diyorlar, Ereğlili olmadıkları için Ereğli’de yaşamadıkları için sizin yaşadığınız sıkıntıyı görmüyorlar, diyorlar. Maşallah Allah ziyade etsin 55 bin talebe var. İşsizlik denilen bir şey yok, her şey dört dörtlük ama ne yapmış çok takdir ettiğim bir belediye başkanı var. Bir mücadele büyük bir mücadele veriyor. Herkes aklını başına almış. Burada doğup büyüdü, bunun kaçak yolu yok.
“İNGİLTERE’DEN ARADILAR“
Ben buradan konuşuyorum, meclis üyelerine anlatıyorum, beni Erdemir maalesef duymuyor. Ama beni Ankara’dan İstanbul’dan gelenler arayıp tebrik edenler bile var. Emekli paşalar arıyor. İngiltere’den beni arıyorlar, mücadeleni tebrik ediyoruz, Ereğli’ye yapılan zulmü buradan izliyoruz diye. Sendikalardan, her taraftan arıyorlar. Türkiye’de herkes duydu ama maalesef OYAK sesimizi duymuyor. Ama duyuracağız, yasal yollarla demokratik yollarla sesimizi duyuracağız. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın.”
OYAK ÖNCESİ EREĞLİ, OYAK SONRASI EREĞLİ BİLGİLENDİRME BROŞÜRLERİ DAĞITILDI
Meclis toplantısının ardından katılımcılara ve Belediye Meclis Üyelerine ‘Karadeniz Ereğli Geleceğine Sahip Çıkıyor’ Platformu tarafından hazırlanan ‘Oyak öncesi Ereğli ve Oyak sonrası Ereğli’ konularını içeren kitapçık dağıtıldı.
Broşürde, “Erdemir bizim Gözbebeğimiz” başlıklı bilgilerde, Erdemir’i öven ifadeler yer alıyor. Erdemir’in kamu hisselerinin OYAK’a satılmasının ardından ilçeye verdiği zararların bir bir anlatıldığı broşürde, OYAK’ın “Kâr odaklı anlayış” ile Ereğli’yi küçülttüğüne dönük örnekler, rakamlar ve fotoğraflarla yer alıyor. OYAK’ın “Endüstri Bölgesi” olmak için çalıştığına dikkat çekilen broşürde, OYAK; “Yasalara ve hukuka saygılı olmaya davet” ediliyor.
1546 Kez Görüntülendi. Etiketler: erdemir » oyak » özel endüstri bölgesi » posbyıkBENZER HABERLER