Selda Güner, Doğu Kütüphanesi Yayınlarından, İstanbul 2018’de yayınlanan ‘’V. Murad ( 1840-1904 )’’ adlı kitabında 33. Osmanlı padişahı V. Murad’ın 93 gün süren hazin hikayesini anlatmaktadır.
I.Abdülmecid’in kardeşi Sultan Abdülaziz, katı istibdat yanlısı olduğundan ‘’Hürriyetperver’’ Yeni Osmanlı Cemiyeti üyeleri, Namık Kemal aracılığı ile Kurbağalıdere’deki köşkünde yaşamakta olan Veliaht Murad Efendi ile sık sık görüşüyorlardı. Amcası tarafından bu nedenle kuşkuyla bakılan ve Veliaht yeğeni yerine kendi oğlu Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’yi tahta çıkarmak isteyen Sultan Abdülaziz, Murad Efendi’yi göz altında tutuyordu.
I.Abdülmecid büyük oğlu Şehzade Murad Efendi’yi batılı tarzda yetiştirmişti. Fransızca’yı, Fransa İmparatoru III. Napoleon ile mektuplaşabilecek düzeyde iyi biliyor, klasik batı müziğinin ‘’Valse in e flat Sultan 5. Murat’’ adlı valsi besteleyecek kadar aşinası idi.
Meşrutiyetçi liberal Midhat Paşa, yurtsever Süleyman Paşa ile Hüseyin Avni Paşa’lar anlaştılar. Önce 10-12 Mayıs 1876 tarihinde Talebe-i Ulum isyanı başlatılıp Abdülaziz’e bağlı Mahmud Nedim Paşa sadaret makamından düşürüldü. 30 Mayıs günü Serasker Hüseyin Avni Paşa, Veliaht Murad Efendi’yi Dolmabahçe Sarayı’ndan alıp Bab-ı Seraskeri’ye getirdi. Bu sırada orada Sadrazam Mütercim Rüştü, Midhat Paşa, Namık Paşa, Abdülaziz’in hal’i için fetva veren Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efend, Mekatib-i Askeriyye Nazırı Süleyman Hüsnü Paşa yeni sultana biat için bulunuyorlardı. Veliaht Murad Efendi yeni sultan ilan edilip Sultan V: Murad olarak Osmanlı tahtına oturtuldu. Amcası Abdülaziz ve ailesi Topkapı Sarayı’na gönderildi.
V. Murad, akli melekelerinde ortaya çıkacak sorunlar nedeniyle, 93 günlük sürecek saltanatının üçüncü gününde bir cülus hattı, Sadrazam Mütercim Rüşdü Paşa’ya yönelik emirler mahiyetinde olmak üzere şu ana temaları ihtiva ediyordu:
*Cülus, Tanrının takdiri ve bütün tebaanın arzusu üzerine vuku bulmuştur,
*Sadrazam, vükela ve diğer memurlar memuriyetlerinde ibka edilmiştir ( bırakılmıştır ),
*Devletin iç ve dış işlerinde görülen müşkilatın amme efkarında yaratmış olduğu emniyetsizliğin bir an önce giderilerek emniyetin sağlanması için idare usulünün sağlam bir esasa istinat ettirilmesi ve bütçenin dışında sarfiyat yapılmamasının temini; bütün devletlerle dostluk esasları üzerine siyasi münasebetlerin yürütülmesi…
Diğer taraftan Sultan Abdülaziz’in son zamanlarına doğru imparatorluğun borçlarını ödeyemeyecek hale geldiği düşünüldüğünde, tebaanın maddi ve manevi saadetinin temini maddesi öenm arz etmektedir. Hatta bunun için ilk önce padişahın yakınlarından, Hazine-i Hassa’dan ( Padişah Hzinesi ) başlanarak tahsisatında 300 bin liralık bir tenzilata gidilmiştir. İkinci olarak devlet gelirini arttırmak için Hazine_i Hassa’ya bağlı Ereğli Kömür Madeni gibi bazı maden ve fabrikalar maliye hazinesine dahil edilmiştir. Böylece Ereğli Havza-i Fahmiyesi’nde yeni bir dönem başlamıştır.
1876 yılına ait Kastamonu salnamesi’ne göre bu tarihte Ereğli Kömür Maadin-i Hümayunu Nazırı Miralay Hasan Bey olup, ona bağlı çalışan memurlar; Muhasebeci İsmail Hakkı Efendi, Muhasebe Başkatibi Mehmed Said Efendi, Refiki Hüseyin Niyazi Efendi, diğer refiki Mehmed Taib Efendi, Tahrirat katibi Abdullah Efendi ve Veznedar Hasan Hüseyin Efendi görev yapmakta idiler.
Salname’ye göre Alacaağzı Ocağı’nda çalışanalar şöyle kaydedilmiştir: Alacaağzı Mevki Memuru İsmail Ağa, muavini Mehmed Ağa ve katibi İsmail Hulusi Efendi…
713 Kez Görüntülendi. Etiketler: can canverBENZER HABERLER