logo

HERAKLEİA PONTİKA’NIN KRALİÇE AMASTRİS’İ

Bir dönemin Herakleia Pontika Kraliçesi Amastris, son Pers Hükümdarı III. Darius ( MÖ 336-330 )’un erkek kardeşi Susa Satrapı Oxyathres’in kızıdır. Büyük İskender’in III.Darius’u mağlup ettiği Gaugamela Savaşı ( MÖ 332 )’ ndan sonra Dareios ailesi ile birlikte, İskender’in komutanı Parmenides tarafından Damascus ( Şam )’ta Pers saray ailesinin diğer üyeleriyle birlikte tutsak alınmıştır.

Büyük İskender’in Pers Krallığı’nın ele geçirmesinin ardından Oxyathres, yeniden düzenlenen Pers-Makedon sarayında önemli görevler almıştır. İskender’in Pers idari sistemini anlamasında ve yeniden düzenlenesinde anahtar rolü üstlenirken, Pers soylularının ve ordu komutanlarının yeni Makedon yönetimini kabullenmesini ve desteklemesini sağlamıştır.

Kızı Amastris, MÖ 324’te Susa’da, Büyük İskender ve komutanlarının da dahil olduğu Makedonyalı soylularla Pers soylularının kızlarının evlendirildiği düğün töreninde, Makedonyalı komutanlardan Krateros ile evlendirildiğinde 20 yaşlarında idi. Bu düğün, büyük İskender’in kurmayı düşündüğü Hellen imparatorluğunun yönetim kademesinin Pers-Makedon evlilikleri ile sağlamlaştırılarak oluşturulacak bir elit sınıf düşüncesinin ilk adımı olmuştur.

Böylece Amastris, Makedonya sarayına gelin gitmiştir. Ancak Büyük İskender’in ölümünün ardından bu politik evlilikler sona erdirilince, Krateros, Antipatros’un kızı Phila ile evlenmek için Amastris’ten MÖ 323-322 yıllarında boşanmıştır. Oldukça kısa süren ilk evliliğinin ardından Amastris, Krateros’un onayıyla, Herakleia Pontika Tiranı Dionysios ile evlenir ve bu kente gider.

Dionysios, Amastris ile evliliği ile aslında, İskender’in ölümünün ardından bölgedeki gücünü koruayı ve Makedonyalı Krateros ile iyi ilişkiler sağlamayı amaçlamıştır. Krateros’un dostluğu, Dionysios için Paphlagonia’da İskender’in ardından yaşanan yönetim karmaşası sırasında Makedonya Krallığı’nın desteğini sağlaması açısından önemliydi. Dionysios’un bu girişiminin bir diğer sebebinin de; yöneticisi olduğu  Herakleia’dan sürgün edilen demokrasi yanlılarının girişimlerini önlemeye yönelik bir destek arayışı olduğu anlaşılmaktadır. Dionysios, daha önce de Herakleia’da demokrasiyi yeniden oluşturmak isteyenlerin girişimlerini Büyük İskender’in kızkardeşi Kleopatra ile kurduğu ilişkiler sayesinde engellemiştir. Ancak İskender’in ölümünün ardından, Makedonya Krallığı’nın selefi olan Perdikkas’tan istediği desteği bulamayınca, Krateros’un dostluğu ile söz konusu girişimlere karşı tiranlığının güvencesini sağlamış oluyordu.

Bu politik diplomasinin dışında Dionysios’un Pers soylusu olan amastris ile evliliği Pers sarayının iç işleri ya da işleyişi ile ilgili de bilgilenmesine yardımcı olmuştur. Zira Paphlagonia, Pers hakimiyeti sırasında Akhaemenid hanedanı için Karadeniz’e açılan en önemli yol olması sebebiyle hep önemli olmuştu. Bu nedenle bölgede Persler’in kültür ve geleneklerinin etkisi de gözle görülür derecede önemlidir. Bölgedeki Pers etkisi Büyük İskender’in seferlerinin ardından da devam etmiştir. Böylece Herakleia Tiranı Sionysios’un bölgedeki etkisini arttırabilmesi için bir Pers prensesi ile evlenmesi ona politik bir üstünlük sağlamış olmaktaydı.

Amastris ile evliliği Dionysios’a büyük bir talih ve zenginlik de sağlamıştır. Dionysios, ölümünden kısa süre önce MÖ 306-305 yılında, Anadolu hakimiAntigonos’un ardından krallığını ilan etmiştir. İskender’in ölümünün ardından komutanlarının herbirinin  kendisini onun ardılı olarak görmesi nedeniyle başlayan çekişmeler sonucunda her komutan kendi hakim olduğu topraklarda krallığını ilan etmeye başlamıştır. Bunlardan ilk girişimde bulunan ‘diadokh’ ( komutan ), Anadolu’nun neredeyse tamamını elinde bulunduran AntigonosMonophtalmos olmuş ve MÖ 306’da krallığını ilan etmiştir.

Dionysios ölürken krallığının yönetimini kendisinden sonra tahta çıkacak olan oğullarının yerine vekalet etmesi için Amastris’e bırakmıştır. Amastris başlangıçta AntigonosMonophtalmos’un desteğiyle yönetimini sürdürmüş fakat ardından sürpriz bir şekilde Trakya Kralı Lysimakhos ile üçüncü evliliğini yapmıştır.

Dionysios’un ölümünün ardından Herakleia’nın vekil kraliçesi olması ve ardından Lysimakhos ile evliliği gösteriyor ki, Amastris sıradan bir Pers prensesi değildir. İyi eğitim almış, Yunan kültürüyle tanışık bir Pers soylusu ve Makedonya sarayından edindiği tecrübesi ile aynı zamanda iyi bir yönetici olduğunu kanıtlamıştır. Artık Amastris  sıradan bir kraliçe değildir. Bunu yakın gelecekte uygulamaya koyacağı kararları ile de ispatlayacak Helenistik dönemin en güçlü kadın karakterlerinden biri olarak karşımıza çıkacaktır.

Amastris’in, Lysimakhos ile olan evliliğinin politik bir evlilik olduğu açıktır. Amastris, Herakleia topraklarını ve elbette gelecekte tahta çıkacak olan çocuklarının güvenliğini sağlamak için böyle bir evliliği yapmış görünmektedir. Dionysios’un ölümünün ardından Antigonos’un desteğini almışken birden onun düşmanı ile evlenmesi, stratejik bir kararla krallığının gelecekteki varlığını sürdürebilmesi için zorunlu bir tercih olmuştur. Zira Amastris’in bu dönemde Lysimakhos’un desteğini tercih etmesi, Antigonos’a karşı Makedonyalı komutanlar arasında kurulan güçlü koalisyonda, müttefik arayışıdır.

Amastris MÖ 301’den sonra oğulları Klearkhos ve Oxyathris ile birlikte Herakleia tahtına geçmiştir. Bu sırada Amastris, Lysimakhos ile birlikte Sardes’e gider. Ancak Lysimakhos’unPtolemaios’un kızı Arsinoe ile evlenmesi üzerine ondan ayrılarak Herakleia’ya geri döner. Analarının Herakleia’ya dönüşü oğulları Klearkhos ve Oxyathres’in yönetimi ele geçirmesinden ya da en azından yönetimde etkili olabileceğinden endişe duymasına yol açmış olabileceği bir gerçektir.

Amastris’in Herakleia’da kalmak yerine kendisine bir krallık kurmuş olması da bu endişeyi destekleyen bir durum olmaktadır. Amastris, istirahate çekilerek yaşlanmayı beklemek yerine, Sesamos kentini yeniden imar ederek Amastris ( Amasra ) ismini vermesi ve buradan krallığını ilan etmesi hiç de şaşırtıcı değildir. Lysimakhos’un onunla politik evlilik yaparak, Karadeniz’de etki alanını arttırmayı ve Herakleia’dan sonra yeni bir liman kenti ile Karadeniz’e açılmayı amaçlamış olması, Amastris’e yaramış, onun kendi adına kurduğu kentte ‘basilessis’ ( kraliçe ) olmasına sebep olmuştur.

Amastris tarihteki ilk kraliçe değildir ama onlardan en önemli farkı; diğerleri gibi kocalarının ölümlerinin ardından yönetimi devralmış değil, tarihte adına para bastırarak yönetimini ilan eden ilk kadın yönetici olmasıdır.

Ancak Amastris’in kraliçe olarak gelecekteki hedefleri her ne ise, maalesef kendi oğulları tarafından sona erdirilmiştir. MÖ 288 yılında Klearkhos ve Oxyathres annelerini denizde boğdurarak öldürmüşlerdir. Oğulları annelerinin güçlenmesini istememişler, Amastris kentinin Herakleia’nın önüne geçmesini hazmedemişlerdir. Sonuçta iktidar hırsı, aile bağlarından önce gelmiştir.

Amastris’in öldürüldüğünü duyan Lysimakhos, MÖ 286’da Herakleia’ya gelerek, anne katili iki kardeşi idam ettirir. Şehri ve hazinelerini talan eden Trakya kralı, idareyi halka bırakıp gider. Ancak kentte yönetim karmaşası başgösterir. İdareyi bırakmak istemeyen soylular, halka baskı kurmaya başlarlar. Lysimakhos’un MÖ 281’de ölmesinin ardından Herakleia halkı ayaklanır; kentte büyük bir yıkım olur, kent surları temellerine kadar yıkılır. Kente hakim olan Herakleia halkı, Cumhuriyet rejimine geçer. Bithynia, Bergama ve Paphlagonia saldırılarına karşı kenti ve topraklarını korumayı başarır.

Paylaşın:
1033 Kez Görüntülendi. Etiketler:
#

SENDE YORUM YAZ