Endüstriyel miras, endüstri ile ilgili tüm faktörleri içerisine alan bir kavramdır. Bu faktörler fabrika, depo, atölye ve bu alanlarda kullanılan eski makineler olduğu gibi endüstriyel alanlarda iş gücünü oluşturan insan kaynaklarının yaşadıkları mahalleri de kapsamaktadır. Bu çerçevede eğitim, dini amaçlı ya da yönetim maksatlı kullanılan binalar taşıdıkları çeşitli özellikler sayesinde endüstriyel mirasın konusu olabilmektedir. Buna ek olarak bölgedeki soyut nitelikli değerlerin çeşitli anıt ya da benzeri yapılar ile hayat bulması da yine endüstriyel miras değerleri içerisinde sayılabilmektedir. Nizhny Tagil Sanayi Miras Tüzüğü’ne göre endüstriyel miras; tarihsel, toplumsal, teknolojik, mimari ya da bilimsel değeri olan endüstri hafıza kültürünün kalıntılarından oluşmaktadır.
Endüstriyel yapı ya da tesislerin zaman içerisinde işlevini yitirmesi, kullanım ömrünü tamamlaması ya da daha gelişmiş veya çevreye daha az zarar veren yöntemlerin keşfedilmesi ile kullanım dışı kalması bu yapıları günümüzde birer turistik arz haline getirebilmektedir. Tıpkı endüstri devrimi gibi endüstriyel değerlerin korunması ve yeniden bir işlev kazandırılması düşüncesi ilk defa İngiltere’de başlamıştır. Bu düşüncenin temelinde atıl vaziyette ve çöküntü haldeki endüstriyel mekanların günümüz ihtiyaçları gözetilerek yeniden ayağa kaldırılması amaçlanmaktadır. 1970 yılında endüstriyel arkeoloji kavramı ortaya çıkarak bu alanların korunmasına dair bilimsel adımlar atılmıştır. Endüstriyel mirasın turizm için kullanılması ise 1980’li yıllardan sonra Avrupa’da kullanım süresini doldurmuş kömür madenleri ve benzer alanların turistik yerler olarak yeniden dizayn edilmesi ile başlanmıştır.
2000’li yıllara gelindiğinde endüstriyel miras turizmi pazarının turizm pastası içerisinde giderek büyüdüğü ve endüstriyel mirasa sahip destinasyonlar için oldukça önemli bir gelir kaynağı olabildiği de görülmeye başlanmıştır. Bu kapsamda verilecek en iyi örneklerden biri İngiltere’nin York kentidir. Dünyanın en büyük demiryolu müzesi olan Birleşik Krallık Ulusal Demiryolu Müzesi, York kentine yılda ortalama 770.000’den fazla ziyaretçiyi çekmektedir. Türkiye’de önemli endüstriyel miras müzelerinden olan Rahmi Koç Müzeleri 2020 yılında 1 milyonu aşan turist sayısına ulaşırken, Zonguldak Maden Müzesi’nin 2018 yılında 14 bin civarında turist ağırladığı kayıtlara geçmiştir.
Bülent Ecevit Üniversitesi Karadeniz Ereğli Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği öğretim üyesi Doç. Dr. Tolga Fahri Çakmak, Turist Rehberliği Nitel Araştırmalar Dergisi ( TURNAD )’ nin 2021 yılı 2(2) sayısında yayınlanan ‘’Zonguldak İlinin Endüstriyel Miras Turizmi Üzerine Bir Tur Rotası’’ başlıklı makalesinde Ereğli ve Zonguldak’ın endüstriyel mirası değerleri hakkında önemli bilgiler vermektedir.
Endüstriyel miras turizmi açısından Zonguldak ili ve Karadeniz Ereğlisi ilçesinin çeşitli çalışamalarda ele alındığı ve bölge potansiyelinin ortaya koyulduğu görülmektedir. Zonguldak ili bir bütün olarak değerlendirildiğinde endüstriyel mirasın ve özellikle kömür madenciliğinin her bir aşamasının gözlemlenip deneyimlenebileceği eşsiz bir kaynak niteliğindedir. Kömürlerin madenden çıkartıldığı ocaklar, çıkartılan kömürlerin yıkama alanları, yıkama sonrası oluşan atıkların taşınma aşamaları gibi önemli süreçlerin gerçekleştirildiği tüm alanlar gezilip yerinde incelenmeye oldukça müsaittir. Zonguldak ili geçmiş yıllarda endüstriyel değerlere sahip olup bugün bu niteliğinin kaybetmiş destinasyonlardan biri değildir. Şehirde hala kömür madenciliği önemli bir gelir kaynağıdır. Ayrıca Karadeniz Ereğlisi ilçesinde bulunan ve Türkiye’nin en önemli demir çelik üretim fabrikalarından biri olan Erdemir tesisleri ile yine bu ilçede bulunan tersaneler bölgenin endüstriyel alanda hala yaşayan bir merkez olduğunu da göstermektedir.
Sahip olduğu endüstriyel miras potansiyeli sayesinde Zonguldak, Türkiye’nin hiçbir yerinde yaşanmayacak bir endüstriyel miras deneyim fırsatı sunmaktadır.
Türkiye’nin ilk maden müzesi olma özelliğini taşıyan Zonguldak Maden Müzesi, 2016 yılında Zonguldak ilinin merkezinde 7000 m2 bir alan üzerine inşa edilmiştir. Müze sadece madencilik mesleği ve teknik ekipmanlarının sergilendiği bir alan olmayıp aynı zamanda Zonguldak ilinde neredeyse 200 yıldır varlığını sürdüren madenciliğin, ilin sosyal hayatı ve sosyolojik yapısı ile olan ilişkilerini de gözler önüne sermeye odaklanmaktadır. Endüstriyel turizm kapsamında, Almanya’da olduğu gibi TTK’ya ait 5 Müessese’de turistik amaçlı maden gezileri düzenlenebilir.
Zonguldak Maden Şehitleri Anıtı, Türkiye Taş Kömürü Kurumu ve Genel Maden İşçileri Sendikası’nın ortaklaşa girişimi ile ortaya çıkmıştır. 2003 yılında tamamlanan anıt 1911 yılından anıtın yapıldığı seneye kadar olan süreçte madenlerde hayatını kaybeden yaklaşık 4500 madencinin anısına dikilmiş olup anıt üzerinde madencilerin isimleri pirinç levhalar üzerinde yazmaktadır.
Benim yaptığım öneriyi dikkate alan TTK Armutçuk Müessesesi eski Teknik Müdür Yardımcısı rahmetli Muammer İnan’ın girişimleri ile müessese içinde Armutçuk maden ocaklarında şehit düşen madencilerin isimlerini yansıtan bir anıt ile artık kullanım ömürlerini tamamlayıp devre dışı kalmış maden araç, gereç ve makinelerinin yeniden restore edilip sergilendiği bir sembolik alan oluşturulmuştur. Ayrıca Kandilli Belediyesi ile Amele Birliği Armutçuk Şubesi’nin girişimleri ile belde yerleşim alanında bir maden şehitleri anıtı da tesis edilmiştir.
Zonguldak Fener Mahallesi, 1893-1896 yılları arasında o dönem bölgedeki kömür üretim ocaklarının işletmeciliğini yapan Fransız şirketi tarafından meskun mahal olarak belirlenmiş ve Fransız Mahallesi ismi ile anılmaya başlanmıştır. Alana 1908 yılında yapılan Zonguldak Deniz Feneri sonrası Fener Mahallesi olarak isimlendirilmeye başlanmıştır. Bugün ise resmi kayıtlarda Yayla Mahallesi olarak geçmektedir. Mahelle kurulduğu dönemden bu yana Cumhuriyet öncesi süreç itibarı ile prestijli bir yerleşim alanı olarak anılmaktadır.
Ereğli’mizde de Demir Çelik Fabrikaları’nın uzun yıllar personeli için ikametgah alanı olarak kullandığı Lojmanlar alanı son zamanlarda kaderine terk edilmiş, birçok bina yıkılmıştır. Bu alan bir dönem Ereğli kültürel yapısının şekillendirilmesinde çok önemli fonksiyon görmüştür. Aynı şekilde Kandilli beldesinde yer alan işçi ve çalışan lojmanları da kendi kaderlerine terk edilmiştir.
Türkiye Taş Kömürü Kurumu varageli; ‘’Yer çekiminden yararlanarak dolu vagonları aşağıya, dolu vagonları da yukarıya çıkmasını sağlayan eğimli yüzey üzerinde fren ve halat kullanılarak yapılan nakliyat yolu’’ olarak açıklamaktadır. Zonguldak Varagel Tüneli, Fener Mahallesi’nde endüstriyel kullanım amacı ile karstik yapıdaki kayalar oyularak, içerisine inşa edilmiştir.
Ancak Ereğli’mizin Kandilli bölgesinde bulunan ve uzun yıllar endüstriyel fonksiyon gören Kandilli varageli de işe yaramaz, görüntü kirliliği yapmakta ve hurda anlayışı ve görüşlerine yenik düşerek kaderine terk edilmiş, hatta belirli aşamalarda sökülerek götürüldüğü için gerek Kandilli ve Ereğli, gerekse ülkemiz bir endüstri turizm değeri unsurunu kaybetmiştir.
Lavuar, kömür yıkama tesislerine verilen isimdir. Zonguldak il merkezinde bulunan lavuar alanı 1956 yılında inşa edilmiş olup 2006 yılında ekonomik ömrünü tamamladığı gerekçesi ile kapatılmış ve yer yer sökülüp yıkılmıştır. Aynı sene Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi’nin 2006 yılını ‘’Dünya Endüstrisi Mirası Yılı’’ ilan etmesi ve TMMOB Mimarlar Odası başvurusu ile lavuar alanının Cumhuriyet dönemi sanayi tesisleri içerisinde önemli bir yeri olması ve bu önemin gelecek nesillere de aktarılmasının sorumluluğu kapsamında alan taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Böylece arazi üzerinde üç kule ve yeraltı siloları tescil edilmiştir.
Kandilli’de faaliyet gösteren TTK Armutçuk Müessesesi alanında da bir lavuar kompleksi hala fonksiyon görmekte ancak hiçbir yenileşme ve yatırım girişimleri olmadığından o da kendi haline terk edilmiş izlenimi yansıtmaktadır.
Ereğli-Kandilli arasında geçmiş yıllarda gerek personelin ulaşımının en büyük işlevini ve gerekse Erdemir’e kömür nakletme fonksiyonunu görmüş olan tren ahtı da Erdemir’in kömür alımını durdurması nedeniyle önemini kaybettiği için fonksiyonel özelliğini kaybettiği için raylar sökülmüş, hurda fiyatına satılmış olup, Ereğli’nin endüstriyel mirası açısından çok önemli bir değer unsuru olan lokomotif de yine bir gecede oksijen kaynağı ile parçalara ayrılıp hurda değersizliğine indirilerek yok edilmiştir.
Son günlere kadar kentimizin en önemli endüstriyel mirası niteliğindeki DDY Bakım Atölyesi de geçmiş yıllarda tescil edilmesine ve endüstri müzesine dönüştürülmesi kararına rağmen, Ereğli’nin başka yerinde inşa alanı yokmuş gibi Engelliler Okulu yapılması gerekçesi ile ortadan kaldırılmıştır. Ereğli’mizin duayen gazetecilerinden Eyüp Bektaş’ın tabiri ile ‘’Tarih yıkanlar, tarihe geçmiştir’’.
Ereğli’nin endüstri mirasının yok edilmesinde Zonguldak milletvekillerinin, Ereğli yerel yöneticilerinin, Ereğli halkına açıklama yapmaları için birçok neden bulunmaktadır.
1156 Kez Görüntülendi. Etiketler: can canverBENZER HABERLER