logo

GÖNÜLLÜ YAZDI : 101. YILIMIZ KUTLU OLSUN

Doğan GÖNÜLLÜ

Doğan GÖNÜLLÜ
haber@haberhayat.net
GÖNÜLLÜ YAZDI : 101. YILIMIZ KUTLU OLSUN

Oldukça zorlandığımız bir gazetemiz daha 204 sayı numarası
ile elinizde…

Bazen öyle oluyor ki haberler, olaylar, tanıtımlar ve insanlar üst
üste geliyor. Bu durumda da haber ve editöryal süreçte tek başıma
kalan bendeniz zorlanıyorum. Nasıl zorlanmayayım ki; Pandemide
ciddi gelir kaybına uğradık ama ilgili desteklerden faydalanamadık.

Zaman zaman personel ve işletme giderlerini karşılayamaz hale
gelip emekli maaşımızdan takviye ettik. Kula minnet eylemeden
derdimizi kibarca anlattıklarımıza ise ya biz anlatamadık, ya da onlar
anlayamadılar!

Hal böyle olunca “can sağ olsun, anlayanlar sağ olsun” deyip
yolumuza devam ediyoruz. Bu arada Allah’tan güçlü hafıza ve disiplinli çalışması ile eşim Ülkü bana yardımcı oluyor, yoksa cidden halim harap! Bu nedenle bazen yazılarda imla hataları ve özensizlikler oluyor. Peşinen affola!…

*

Bu sayıda ekonomi gazetenize yakışan bir manşetimiz var.
Alaplı’da mütevazı sayılacak bir tersanede ‘Starline Yachts’ markası
ile yat ve tekne üreten Metin Duman ve İşletme Müdürü Atilla
Kalaycı
ile yaptığım söyleşiyi kese-biçe bir solukta okunacak hale
getirdik. Yoksa hepsini yayımlasan herhalde üç sayfa yer tutardı. Fark
yaratan başarılı girişimcilere ve tanışmamıza vesile olan Faruk Yazıcı
Bey’e buradan teşekkür ediyorum.

Siyaset sayfamız da dolu dolu! Öyle ki; aynı sayfada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil, üç Genel Başkan, bir Genel Başkan yardımcısının Zonguldak-Ereğli programları var. Yorumlayacaksak eğer; iktidar tarafından ihmal edilmiş Zonguldak’ta siyasetin önümüzdeki yakın dönemlerde ısınacağının göstergesi olarak değerlendirilebilir. İhmal edilmişliğe “Ama Filyos Projesi ve TTK takviyesi var” itirazı ise yerel tabirle saylanmaz !

Bu arada Meral Akşener’li İyi Parti’nin yükselişine dikkat çekmek
isterim.
İlçe Başkanı Balbaloğu’nun gözlerindeki ışıltı, taşlı dikenli
siyaset yolunda hata yapmaz ise kendisini İYİ yerlere taşır.

“TÖRENLERLE KUTLANDI” başlığı ile Karadeniz Ereğli’nin
düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yılı etkinliklerini 3.sayfada
toparlamaya çalıştık. Detayları haberimizde var. Bir güne sığdırılan
yoğun programın finali “Sevgi Barış Dostluk için söyle” projesinin
galası idi. Ben katılamadım ama gönderilen basın bülteninden
edindiğim izlenim ve katılanların değerlendirmesine göre başarılı,
coşkulu ve eğlenceli bir etkinlik olmuş.
Her zaman söylüyorum Başkan
Posbıyık’ın en iyi yaptığı iş, tanıtım ve organizasyon işidir.
Başta
Belediye Başkanı Halil Posbıyık olmak üzere, yoğun programda
emeği geçenleri ve ayrıca belediye basınındaki emektar arkadaşları
samimiyetle kutluyorum. Bir de serzeniş ilavesi yapayım: Yazarımız
Yerel Tarihçi Dr. Can Canver ile Orhan Gazi büstü açılışı öncesi
Nergis-Nart Bozkurt çiftinin temas kurduğu ve işbirliği yaptığı halde
etkinliklere davet bile edilmemiş olması ciddi bir burukluk yarattı!

Özetlersek eğer; Sonuçta Vali Tutulmaz’ın da katılıp beğendiği
program, festival havasında olduğuna, Erdemir’le de işler iyi gittiğine
göre, sanırım Başkan Posbıyık her yıl bu tarihlerde mitolojik karakter
‘HERMES’ adına festival tadında toplu bir program yapar. Zira
çağımız iletişim çağı. Hermes de iletişimi sağlayan araç! Yani ulak;
tanrıların sözlerini, haberlerini insanlara iletiyor.

*

Yukarıda “kula minnet eylemeden…” demişken, kalan yerimi
Kul Nesimi’nin ‘Minnet Eylemem’ şiirine bırakayım:

Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabî, Farisî bilmem dile minnet eylemem
Sırat-ı Müstakim üzre gözetirim Rahim’i
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem…
Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hakk kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüda’dır kula minnet eylemem…
Ey Nesimi can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatkârımAhmed-i Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani Settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem.

Paylaşın:
Etiketler:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ZİHİNSEL DETOKS: BİLGİ KİRLİLİĞİ RUHUMUZU NASIL YORUYOR?

    11 Kasım 2025 Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Günümüz insanı, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar çok bilgiye maruz kalıyor. Sabah gözümüzü açtığımız anda telefon ekranına düşen bildirimlerden, sosyal medyada akan sonsuz içeriklere kadar zihnimiz sürekli bir “Girdi yağmuru” altında. Artık sorun bilgiye erişememek değil, hangi bilginin gerçekten değerli olduğunu ayırt edememek. İşte bu noktada zihinsel detoks kavramı, çağımızın en önemli psikolojik ihtiyaçlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Bilgi Kirliliği ve Zihinsel Aşırı Yüklenme Psikolojide “Bilişsel aşırı yüklenme” o...
  • HERAKLEİA PONTİKA’DA RAĞBET GÖREN MİTOLOJİK KÜLTLER

    08 Kasım 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Kdz Ereğlisi’nin antikçağdaki pagan dönemlerinde kent halkı arasında inanılan, itibar edilen mitolojik tanrı, tanrıça, kişilik ve yaratıklar efsanelere geçmiştir. Bunlardan Thebai Kralı Ogygos’un üç kızı; Alalkomencus, Telxure ve aulis, ölümlerinden sonra tanrılaştırılmışlardır. Boiotia bölgesinde Haliarros’ta bir tapınakalrı vardı. Ilımlılık ve yemin tanrıçaları olarak kendilerine tapınılırdı. Herakleia Pontika’ya Boiotia’lılar tarafından getirilmişlerdir. Poseidon’un oğulları olan Aloadlar, mitolojik devlerdir. Tanrılara karşı isya...
  • GÖNÜLLÜ YAZDI: SON GÜNLERİN SORULARI!

    07 Kasım 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Biz gazeteciler, “Haber kutsal yorum hürdür” deriz. “Gazeteci kimseye aleyhinde yazamayacak kadar yakın olmamalı” diye gardımızı alırız. Merhum Üstadımız Uğur Mumcu’yu anarken, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözü kulağımızda küpedir hep. Örnekleri çoğaltırız ancak, vefatının 87. yıl dönümünde hasret, minnet ve rahmetle andığımız Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” sözünün üstüne diyecek yoktur sanırım. Sadede gelecek olursak; bild...
  • NEDİR BU PAZARTESİ SENDROMU?

    03 Kasım 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Hafta sonunun dingin ritmi biter, şehir yeniden hareketlenir ve pazartesi sabahı çoğu kişide bir isteksizlik, ağırlık ve içsel gerilim doğar. "Pazartesi Sendromu" dediğimiz bu hali yalnızca işe dönmenin getirdiği kısa süreli bir stres olarak görmek eksik kalır; derinde zaman, anlam ve özgürlük ilişkilerimizdeki gerilimleri yansıtır. Modern yaşam rutinlerinin dayattığı hız, bireyin tercih ve özerklik hissini azaltabilir; ertelenmiş arzular, tamamlanmamış işler ve beklentiler pazartesi gününde daha belirgin hale gelir. Felsefi bakış açıla...