“Deniz sonsuz hareket, tükenmez titreşim, ebedi canlılık, yaşam karmaşasının kaynağı ve bu gezegende ortaya çıkmış tüm hayatların başlangıcıdır. Deniz hayattır. Deniz gelecektir. Akıl ve cesaretin kaynağı, çağdaşlık ve uygarlığın ilk durağı, geniş su kitlelerinin büyük şiiri, bilinmeyenin hareketi, sonsuzluk gizem ve çelişkilerin başlangıcıdır.
Deniz uygarlıktır. Deniz, farklı bir bakış, farklı bir dokunuştur. Deniz yeniden var olmaktır. Deniz evreni, doğayı ve insanı sevmektir. Deniz, yolu beklenen sevgilidir. Hasrettir, özlemdir. Kaptandır, tayfadır. Ekmek teknesidir. Ekmeğini sudan çıkaranların hikayesidir. Deniz, misinadır, ağdır. Lüferdir, çinekopdur. Balıkçı köyüdür.
Tersanede çekiç sallayan işçinin kursağından geçen her lokma denizdir. Alınteridir deniz. Deniz mücadeledir, yaşam enerjisi tükenmeyenlerin bitmeyen romanıdır. Kalplerimizde yarattığı özgürlük dürtüsüdür. Deniz kabullenmemektir. Deniz haykırabilmektir. Deniz cesarettir. Deniz coşkudur, sevinçtir, heyecandır. Deniz genç kalmaktır. Deniz, tuz korkmaktır. Dalgalarla boğuşmak, rüzgârlara karışmaktır. Yelken açmaktır. Kürek çekmek, kulaç atmaktır. Ruhlarımızda yarattığı yalnızlık duygusu ve sınırsız ufkuyla deniz, yaratıcılığın ve akılcılığın kaynağıdır. Deniz şiirdir. Doğanın yazılmış en güzel eseridir.
Deniz bilimdir. Deniz düşünülmeyeni düşünmek, sorgulanmayan sorgulamak ve sonunda daima gerçeği bulmaktır. Deniz engin kaynaklara ulaşmaktır. Refahtır, zenginliktir. Deniz mutlu yaşamaktır. Deniz güvende olmaktır. Derinliklere ulaşmak, derinliklerde kaybolmaktır. Deniz sonsuzluktur. Deniz martıdır; martıların beyazlığını saflığı denizdir… Deniz temizdir. Deniz mavi bir buluşmanın ev sahipliğidir. Deniz merak ettiğin ama hiç göremediğin bir yer gibidir deniz. Bizler için deniz, henüz başlayamadığımız bir yolculuk, mavi bir hülyadır. Deniz vatandır. Dipleri ve içindeki kaynaklarıyla yaşayan ve gelecek kuşaklara zenginlik sunan “Mavi Vatan”dır deniz. …”
Yukarıdaki satırları ben bir araya getirecek kadar denizcilik kültürüne ne yazık ki sahip değilim. Bu mavi satırlar “KÜLTÜRÜ VE GÖRGÜSÜYLE DENİZCİLİK” kitabının(YKY Yayınları-2022) yazarı, Emekli Tuğamiral Denizci-Yazar Cem Gürdeniz’e ait.
Yatların iç tasarımını meslek edinen ve bu vesile ile denizciliğe yönelen Yüksek İç Mimar Kızım Hande (Aydemir) ’in hediye ettiği 206 sayfalık kitabı bir solukta okumaya çalıştım ama daha “Denizcilik Gücü İçinde Denizcilik Kültürü” başlıklı ilk satırları okumam bile beni önsöz sayfalarına yeniden yönlendirdi.
Bunca birikimin tezahürü olan bu anlamlı satırlara ilave edecek denizcilik kültür ve birikimine sahip olmadığımı söylemiştim.
Ancak yazarın “Osmanlı imparatorluğu ve Türkiye cumhuriyeti tarihinde denizcileşmek ve deniz uygarlığına geçmek Mustafa Kemal Atatürk dönemi hariç hiçbir zaman devlet politikası olmadı” cümlesindeki serzeniş ve eleştirisi, beni de olayın yerel boyutunu düşünmeye sevk etti: Ereğli’de de yeni denizcilik politikalarına ihtiyacımız olduğunu düşündüm.
Tarih boyunca doğal liman olmuş ve zamanında küçük bir sahil kasabası olan Kdz. Ereğli’nin, serpilip büyüyerek il olma arifesinde olduğu bu günlerde özellikle siyasilerimize ‘denizcileşme’ konusunda daha çok iş düştüğü gün gibi ortada.
Gerçi Belediye Başkanı Halil Posbıyık bu güne kadar; sahile yaptığı yatırımlarla, ‘Denizin Mavisi…’ ile başlayan sloganıyla, ısrarla sürdürmeye çalıştığı Kabotaj Bayramı yağlı direk geleneğiyle, Hamsi Festivaliyle, plajlara yaptığı yatırımlarla vs. denizciliğin turizm değirmenine çok su taşıdığı biliniyor ama yetmez!..
Beni asıl umutlandıran; Ereğli’de tersaneciliği başlatan İrfan Erdem’den bayrağı devir alan DTO Başkanı Oğuz Ünlüer ve Meclis Başkanı Kamil Ustaoğlu’dur, denize merakı olduğunu bilinen ve şu sıralar Kafes Balıkçılığı konusunda çalışan TSO Başkanı Arslan Keleş’tir. Tam bir deniz insanı olan Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul’dur, dinamik Milletvekili Saffet Bozkurt’tur. Hatta Belediye Başkanlığına aday adaylığını açıklayan Deniz Acentesi Sahibi Muhittin Dikmen’dir. Bu işe gönül vermiş Sezai Çimenoğlu’dur, Deniz kızı-siyasetçi Buket Müftüoğlu’dur, İş insanları Tümay ve Serdar Bakkaloğlu’dur. Echomar Hastanesi Başkanı Alp Demir Zorlu ise “Ereğli’nin çılgın projesi neden marina olmasın” manşetinin kaynağıdır. Dahası, denizcilik ruhunda ve yaşam felsefesindedir. Karadeniz Bölge Komutanlığımız, Liman Başkanlığımız, Denizcilik Fakültemiz, Denizcilik lisemiz, Yelken Kulübümüz, tersanelerimiz, hatta Gazi Alemdar Müze Gemimiz, Alaplılı tersane ustalarımız ve daha nice potansiyelimiz var.
Nereye mi geleceğim: Ereğli denizcileşmek için başta doğa olmak üzere, insan kaynaklarına ve her türlü sosyal, kültürel ve ekonomik olanağa sahip görünüyor. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Atatürk’ün “Denizciliği Türk’ü Milli Büyük Ülküsü olarak benimsemesi” hedefini yerel boyutta düşünüp neden bir “DENİZCİLİK-MAVİ EREĞLİ HAMLESİ” yapmıyoruz?.. Madem un yağ şeker var ; Şimdi tam MAVİ HELVA yapma zamanı! Haydi Oğuz Ünlüer Başkan ve dinamik ekibi; bu işin bayraktarlığı size düşer.
Evet, su gibi akıttığı satırlarla; bize vatanın sadece karada değil suyun altında ve üzerinde de ‘Mavi Vatan’ olarak yer aldığını tekrar hatırlatan, mavi uygarlığa yani denizcileşmeye teşvik eden Cem Gürdeniz’in gönlüne, kalemine sağlık diyoruz.
Şanlı Bayrağımızın daha nice yüzyıllar boyu karada, denizde, havada dalgalanması dileği ile Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum.
Etiketler: doğan gönüllü » Mavi EreğliİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler