logo

HERAKLEİA PONTİKA’NIN KÖLELİK AYIBI

Herakleia Pontika uygarlığı, demokrasi idaresinden şöyle böyle sıyrılınca, orada tiran Klearkhes zamanında zengin, toprak sahibi ya da tüccar ‘oligarki’lerin borusu ötmeye başladı. Kentte kölelerin sayısı; seçimlerde oy verme hakkına sahip hür hemşehrilerinden daha fazlaydı. Bunlardan başka Herakleia’lıların ‘liman haytaları’ dedikleri ve kentin deniz ticaretini yürütenler vardı.

‘Metiokoslar’ın siyasal hakkı hiç yoktu. Toprak sahibi olamazlardı; ev bark sahibi olamazlardı… Erkek iseler, bir Herakleia’lı hür kız ya da kadınla evlenemezler; kadın iseler, Heraklea’lı bir erkeğin eşi olamazlardı. Bunların kadınları ancak ‘heteir’ yani bir çeşit metres olabilirlerdi.

Herakleia’lılarca, kentten olmayan insan, aşağı çeşitten bir yaratık sayılırdı. Bundan dolayı onlar tarafında, Herakleia’lı olmayan insan, doğal olarak köle yaratılmıştı. En insancıl duygulu Herakleia’lının kanısı işte bu idi. Hatta ünlü filozof Aristoteles bile bu kanıdaydı. Onun gibi düşünüp inanan yalnız o değildi : Sokrates de, Platon da  aynı fikirdeydi… Doğal olarak Platon’un öğrencisi, Herakleia Pontika Tiranı Klearkhes, bu fikiri, yönettiği kentte icraata geçirmişti… Buna inanılınca da, Herakleia’lı olmayan herkes, doğal olarak Herakleia’lıların kölesi olmak için yaratılmıştı.

Herakleia Pontika’da bir köle, yargıç karşısına tanıklık etmeye çağrılınca, yalancı şahitlik etmesin diye, kendisine pek acı işkenceler edilirmiş…

Herakleia’da üç çeşit köle vardı : Birinci çeşit; ‘oligark’ların aile köleleriydi, bunlar üçten onbeşe, yirmiye kadar olabilirlerdi. Ev işlerini görürlerdi. Öyle ya, Herakleia Pontika’nın hür hemşehrisi, bütün aklını sitenin ciddi işlerine vereceğine; sıradan işlerle mi uğraşacaktı? Köleler, zaten böyle pis işler görmek için yaratılmamışlar mıydı?

İkinci takım köleler; yapımevlerinde ve madenlerde, özellikle ‘agora’daki esnafın yanında ve kent endüstrisinde çalıştırılan kölelerdi. Bunlar kentin emekçileriydi.

Bazı zengin soyluların çok sayıda köleleri vardı ve gerekince bunları, belirli süreler için başka kent soylularına kiralayabiliyorlardı.

Üçüncü takım köleler de; devletin köleleriydi : kent işlerinde kullanılırlardı. Köleler o zamanların iş makineleri gibiydiler ve çok ucuzdular. Sokrat, Platon ve Aristoteles filozof üçlüsünün yaydığı mistik ve metafizik düşünce akımından ötürü Herakleia Pontika’lılar da, uzun yıllar köleciliği bir marifet saymışlar ve zenginliklerinin ölçüsünü kölelerinin sayısıyla ölçmüşlerdir.

Paylaşın:
1124 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ