logo

SARIKAMIŞ DENİZ ŞEHİTLERİ TÖRENLE ANILDI

Kdz. Ereğli’de ‘7 Kasım Sarıkamış Deniz Şehitlerini Anma’ programı düzenlendi.

Kdz. Ereğli’de, 1. Dünya Savaşı devam ederken, İstanbul’dan hareket ederek Kafkas Cephesi’ne yardım götüren ancak 7 Kasım 1914 sabahı Ereğli açıklarında Rus Savaş gemilerince batırılan Bezm-i Alem, Bahr-ı Ahmer ve Mithat Paşa gemilerinde şehit olan ve tarihe Sarıkamış Deniz Şehitleri olarak geçen şehitleri anma etkinliği düzenlendi.

Ereğli’de sahil bandında bulunan Sarıkamış Şehitleri Anıtı önünde düzenlenen tören çelenk sunumu, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı.

Törende konuşan Sarıkamış Platformu Kurucu Başkanı Recep Ergül, Sarıkamış’ta şehit düşen askerlerin 1. Dünya Savaşı içerisinde birbirinden çok farklı iklim ve coğrafyaya sahip cephelerde savaşmak zorunda kaldığına dikkat çekti. Bugüne kadar Sarıkamış harekatı ile ilgili 2005 yılında Bir Beyaz Ölüm, 2008’de Sarıkamış’a Varamadan, 2014’te ise Sarıkamış Destanı isimli çalışmalara imza attığını belirten, Ergül şöyle konuştu:

“GERİ DÖNMEYİ DÜŞÜNMEDİLER”

“Sizlerle bir mektup paylaşmak istiyorum. 4 Kasım 1914’te Iğdırlı Ali Çavuş, arkadaşlarıyla beraber, Yemen Çöllerinden sağ kurtulan askerler olarak, 4 ay yol yürüyerek Sarıkamış’a geldiler. Sarıkamış’ın korkunç soğuğu karşısında Yemen’in çöl sıcaklarını aradığını belirten Ali Çavuş, ‘Kıymetli Valideciğim, 4 ay yol yürüyerek Yemen Çöllerinden Sarıkamış’a geldik. Yemen çöllerinin korkunç sıcaklığını Sarıkamış soğuğu karşısında arar vaziyetteyiz, çünkü Yemen’den yazlık kıyafetlerle geldik. Ama neyse ki başkomutan vekilimiz –Enver Paşa’yı kastediyor- yakın zamanda Sarıkamış’a gelecek ve bizlere kışlık giyecek ve yiyecek getirecekler.”
Iğdırlı Ali Çavuş, titreye titreye bu mektubu yazarken, Osmanlı İmparatorluğu’nun üç nazlı gelini –çünkü onlar Osmanlı İmparatorluğu’na ilk geldiğinde gelin gibi süslenmişti. Bezm-i Alem, Bahr-ı Ahmer ve Mithat Paşa’ya ‘Nazlı Gelin’ lakabı verilir- Karadeniz açıklarında seyrederken, Osmanlı bandıralı bu gemilerimiz Rus topçuları tarafından batırıldı. Dolayısıyla Iğdırlı Ali Çavuş ve arkadaşlarının hayalleri hiçbir zaman gerçekleşmedi. Ancak onlar, yüz beş yıl sonra bugün, bu vefalı toplum tarafından unutulmamışsa, vatan için yaptıkları bundan sonra da unutulmayacak demektir. Onlar geri dönmeyi düşünmeyenler. Onlar onbinler, yüzbinler, bu topraklar için can veren erler, sanılmasın ki belirsiz mezarlarda kaldılar, hür ufuklarında vatanın hem gece, hem gündüzüne doğacak aylara yıldız oldular. Ruhları şad olsun.”

SÖNMEZ: “KIRIM BU KADAR BÜYÜK OLMAYABİLİRDİ”

Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez de yaptığı konuşmada, kuvvetli bir donanma olmadan askeri zaferlerin mümkün olamayacağına vurgu yaparak şunları söyledi:

“6 Kasım 1914’te Bezm-i Alem, Bahr-ı Ahmer ve Mithat Paşa adlı gemiler, Sarıkamış Harekatına malzeme desteği sağlamak amacıyla, İstanbul’dan asker, yiyecek, cephane, askeri araç, harita, iki uçak, dört pilot ve Kafkasya’da isyan çıkarmak üzere Teşkilat-ı Mahsusa tarafından eğitilen çerkez liderlerle Trabzon’a yola çıktı. Amaç, Trabzon’a gelmek, tek şose, Trabzon’dan Erzurum’a bu malzemeleri iletmekti. Gemilerde, iki alay olduğu bilinen ama tam sayısı bilinmeyen asker vardı ama en değerli ve en çok ihtiyaç duyulan altmış bin kışlık giyecek vardı. Eğer bu kışlık giyecekler ulaşsaydı, kırım bu kadar çok olmayacaktı. Gemiler donanma komutanına haber verilmeden, askeri konvoy şeklinde koruma olmadan yola çıkmıştı.

7 Kasım sabahı Rus donanması Zonguldak’ı bombalamış, geri dönerken, korumasız olan bu üç gemimiz, Ereğli açıklarında, Kandilli Mevkiinde rus donanmasının içine düşmüş, üç saat içinde batırılmıştır. Çok yağmurlu ve sisli bir gündü. Bu gemilerin batıkları donanmanın tüm imkanları ve sualtı araştırmacısı Selçuk Kolay tarafından aranmış ama izine rastlanamamıştır. Karadeniz’in yapısı nedeniyle kıyıda olan gemiler sürüklenerek derine gitmiş olmalılar. Gemilerin 221 personelinden 36 tanesi yüzerek kıyıya çıkarak kurtulmuş, 16’sı boğulmuş, 13’ü esarette şehit olmuş, 1 tanesi esaretten dönememiştir. Diğerleri hakkında hiçbir malumat yoktur. Bu mürettebatın ayrıntılı künyesi, Ereğli’de bulunan Deniz Şehitleri Anıtı’na değerli bir anı olarak işlenmiştir. Bu gemiler Trabzon’a gidebilseydi, savaş yine kaybedilebilirdi ama kırım bu kadar çok olmazdı. Bu anıt bize, donanma desteği olmayan kara harekatlarının başarılı olamayacağının kanıtıdır. Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun.”

POSBIYIK: “ÖLÜM KALIM MÜCADELESİNE MİLLET KARAR VERİR”

Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık ise İsmet İnönü’nün 1925’te vurguladığı, ‘Ölüm ve kalım mücadelesine karar vermek, bir kimsenin, bir heyetin hakkı değildir. Bizzat Milletin kararıdır” sözünü hatırlattığı konuşmasında şunları kaydetti:

“Kalabalık bir grupla bu anma törenini birlikle yapıyoruz. Sayın Bingür Sönmez olaya başladığında görüştük, bana anlattı, gemilerden bahsetti ve şehitlerin bu bölgede olduğunu söyledi. Biz de elimizden geleni yapacağımızı söyledi. Bir proje hazırlandı bu anıtı buraya yaptık. Karadeniz Bölge Komutanı, Kaymakamımız ve bir avuç insanla anma yapmıştık. Bugün bu kalabalığı görünce çok seviniyorum. Bu iş bölgemizde iyice bilinmeye başladı. Bizler Sarıkamış harekatında verdiğimiz binlerce şehitleri unutmadık. Unutmayacağız. Birinci dünya savaşında Sarıkamış Harekatına destek malzemeleri taşırken Karadeniz Ereğli’de batırılan Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa gemilerini ve orada şehit düşenleri unutmuyoruz, unutturmuyoruz. Rus donanması tarafından batırılan üç nakliye gemisinde şehit olan askerlerimizin yazdığı kahramanlık destanını hatırlıyoruz. İsmet İnönü’nün 1925’te vurguladığı çok çarpıcı bir söz vardır. ‘Ölüm ve kalım mücadelesine karar vermek, bir kimsenin, bir heyetin hakkı değildir. Bu milletin bizzat vereceği bir karardır’ der. Tarihimizde büyük kahramanlıkların yanında büyük facialar da yaşanmıştır. Kuşkusuz çıkarmamız gereken çok önemli dersler de vardır. 2007 yılından bu yana Sarıkamış Deniz Şehitleri anısına burada bir araya geliyoruz. 2009 yılından bu yana da şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak için yaptırdığımız bu anıtın etrafında buluşuyoruz.”

ÇORUMLUOĞLU: “BU TÖRENİN TÜRKİYE’YE MAL OLMASINI İSTİYORUM”

Karadeniz Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu ise bu tür etkinlik ve törenlere artan ilginin kendisini memnun ettiğini dile getirerek, “Üç konudan bahsedeceğim. Birincisi bu törenlerin anlamı hakkında her geçen gün iyiye gitmesinden mutluluk duyuyorum. Öyle arzu ediyorum ki bu tören daha da büyüsün ve Türkiye’ye mal olan bir tören haline gelsin. İkinci husus, ne yaparsanız yapın güçlü bir deniz kuvvetlerine sahip olmalısınız. Bunu ben son yıllarda büyük bir mutlulukla müşahede ediyorum. Bölge komutanlığına son yapılan gemiler geliyor ve yerli yapımı, göz nurumuz olan gemileri gördükçe geleceğe olan güvenimiz çok daha gelişiyor. Son cümle olarak da şunu söylemek istiyorum, bize gelen bilgi notlarında üç gemi Trabzon’a varsaydı tarihin akışı değişecekti deniyor. Ben bir şeyi biliyorum. Biz bu topraklarda var oldukça, birlik ve beraberlik içinde oldukça, çalıştıkça, geleceğin dünyasındaki tarihi her zaman değiştirecek güce ve ruha sahip olacağız” dedi.

İSTİKLAL MADALYASI TORUNUNA VERİLDİ

Törende ayrıca İstiklal Madalyası Sahibi ve Milli Kahraman Kamil Yener’in madalyasının torunu Reha Yener’e verildi. Karadeniz Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, İstiklal Madalyası Sahibi ve Milli Kahraman Kamil Yener’in madalyasının torunu Reha Yener’e takdiminde, “geç de olsa bu madalyanın kahramanımızın torununa takılmasından mutluluk duyuyorum” diyerek Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık ve Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Hüseyin Sami Uyar’ı kürsüye çağırarak, Yener’e madalya takılmasını ve berat takdimini birlikte gerçekleştirdi.

YENER: “BU GÜN BENİM EN MUTLU GÜNÜM”

Milli Kahraman Kamil Yener’in torunu Reha Yener de madalya ve berat takdiminden sonra yaptığı konuşmada, “Bu gün benim hayatımın en önemli günlerinden birisi. Yıllardır hayalini kurduğum dedemin İstiklal Madalyası’nı büyük bir çaba neticesinde bugün sizlerin elinden almak beni son derece mutlu etti. İnanın bu sabahı zor çektim. Bayram çocukları gibi saat başı uyandım ve buraya öyle geldim. Çok mutluyum. Bu madalya dedeme ait. Fakat yıllarca ulaşılmamış bir madalyaydı bu. Şu anda benim hayatımda sahip olduğum en değerli miras, dedemden kalan en değerli miras bu madalyadır. Şimdi benim de çocuklarıma, yavrularıma emanet edebileceğim bir mirasım, en kıymetli mirasım bu madalya olacaktır. Bu madalyayı sizlerin elinden ve bu değerli hazirunun önde almak hayatımın hiç unutulmayacak vakası. Ayrıca bu gururu sizinle paylaşırken bana çok büyük desteği olan, bu madalyaya sahip olmamı gayret ve teşvikleriyle yardım eden Askerlik Şube Başkan Vekilimiz Onur Şahin Astsubayıma da huzurunuzda teşekkür ediyorum” dedi.

Sarıkamış Şehitleri Anıtı önündeki tören madalya takdimiyle sona ererken, törende hazır bulunan protokol üyeleri ve konuklar, Bezm-i Alem Bahr-i Amer ve Mithat Paşa gemilerinin batırıldığı noktada denize çelenk bırakmak üzere askeri firkateyne binmek için limana hareket ettiler.

DENİZE ÇELENK BIRAKILDI

Protokol ve konukların açıkta denize çelenk bırakmasının ardından Sarıkamış Deniz Şehitleri’ni anma programı tamamlanmış oldu.

Törende Sarıkamış Belediye Başkanı Harun Hayali, AK Parti Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Mehmet Fatih Çakır, CHP Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, belediye başkan yardımcıları, meclis üyelerinin yanı sıra öğrenciler, vatandaşlar ve ilçe dışından gelen misafirlerden oluşan kalabalık bir topluluk hazır bulundu.

TÖREN ÖNCESİ POSBIYIK’I MAKAMINDA ZİYARET ETTİLER

Öte yandan; Sarıkamış Belediye Başkanı Harun Hayali, Sarıkamış Platformu Başkanı Recep Ergül ve heyeti, Sarıkamış Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Kılıç ile Sarıkamış Dayanışma Grubu Kurucu Başkanı Prof. Bingür Sönmez Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ı tören öncesinde makamında ziyaret ettiler.

Posbıyık, ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek misafirlerini Ereğli’de ağırlamaktan mutlu olduğunu söyledi.

Paylaşın:
870 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ