logo

CANVER YAZDI : HERAKLEİA PONTİKA’DA SANAT


DR. CAN CANVER

Warning: Use of undefined constant user_email - assumed 'user_email' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/haberhayat/public_html/wp-content/themes/HaberMatikV3/single-kose-yazilari.php on line 34
cancanver7@gmail.com

Hellenistik Herakleia Pontika kültüründe jimnastik, dilbilgisi, retorik, müzik, matematik, coğrafya, doğa tarihi, felsefe gibi konuları içeren; ‘paideia’ denilen bir eğitim programı vardı. Latince’de ‘humanıstas’ denen bu program, Hıristiyan Bizans dönemi eğitiminde de örnek alınmıştır. Başına ‘en kykoi’ ( tekili kykos: çember ya da bütünsel sistem ) getirildiğinde terim, geniş kapsamlı bir genel eğitim kitabını ifade eder. Ansiklopedi sözcüğü de buradan türemiştir. Kentte çocukların eğitimine gözkulak olan resmi görevliye ‘paidonomos’ denirdi.

Herakleia Pontika’da genellikle mitolojik ve romantik temaları işleyen ve bir  vurgulu, iki vurgusuz altılı ölçüyle yazılan kısa şiirlere ‘epillon’ deniliyordu. İlkçağ Herakleia’sında manzum bir parçanın ve özellikle bir epik şiirin okunmasına da ‘rapsodi’ adı veriliyordu.

O dönemlerde övgü konuşması ya da methiyelere de ‘panegyrikos’ denirdi. Bunlar ‘panegyris’ denen genel toplantılarda yapılan konuşmalardır. Herakleia zaferleri üzerine uzun uzadıya övgüler düzülür, anlatılırdı. ‘Epitaphion’ denen cenaze konuşmaları da ‘panegyrikos’a benzerdi.

Roma dönemi Herakleia Pontika’sında bir başka övgü konuşması da, kamu görevine talip olanların yaptığı ‘gratiarumactio’ydu. Şükran sunma denilen bu konuşmaların derlendiği XII PanegyriciLatini, Genç plinius’un MS 100’de imparator Traianus tarafından konsüllüğe aday gösterildiğinde yaptığı şükran konuşmasını içerir.

Heraklei’da trajedi ve komedilerde, koroşeflerine ‘koryphaios’ denir ve bu eserlerin okunmasına nezaret ederlerdi. Kentin masalcılarına ise ‘phapsodos’ adı verilirdi.

Herakleia Pontika’da rağbet edilen önemli bir sanat dalı; mim ve pantomim idi. Mısırlı genç sanatçı Krispos’un kente getirip sevdirdiği bu sanat dalı, yaşamdan alınan sahnelerin genellikle gülünç bir tarzda canlandırıldığı dramatik gösterilerdi. Günümüzde gerçekçi ya da simgesel beden hareketleriyle bir karakteri ya da öyküyü canlandırma sanatı için kullanılır.

Herakleia’daki Hellenistik-Roma dönemi mimi taklitçi hareketlerin vurgulandığı bir farstı. Bu dönem mimleri günlük yaşamdan sahneler ve mitolojik olayların gülünçleştirilmesiyle ilgiliydi. Roma mimlerinin olay örgüleri daha çok zina ve kötü sayılan başka davranışlara ilişkin sahneler çerçevesinde gelişen günün konularına dayanıyordu.

Roma dönemi Herakleia pantomimi iki yönüyle ‘mim’dem ayrılıyordu. Konuları genellikle daha ağırbaşlıydı ve oyuncuları mim oyuncularından farklı olarak canlandırdıkları karakterleri tanımlayan ama yüz ifadesini gizleyen maskeler takıyorlardı. Dolayısıyla sanatları öncelikle duruş ve jestlere dayanıyor ve el hareketleri özel önem taşıyordu.

Tragedya oyuncusu gibi uzun tunik ve pelerin giyen pantomim oyuncusu zil, flüt, kaval ve trompet gibi çalgılardan oluşan bir orkestra eşliğinde genellikle tek başına sahneye çıkardı. ‘Libretto’yu koro okur ya da söyler, konu herhangi bir tarihsel ya da mitolojik öyküden alınabilmekle birlikte çoğunlukla ünlü bir tragedyadan uyarlanırdı. Pantomimlerin müzik ve librettoları genellikle sanatsal açıdan değersiz sayılırdı. Önemli olan pantomimcinin yeteneği ve ustalığıydı. Büyük pantomimciler varlıklı ‘patriciler’in, hatta Roma döneminde imparatorların ya da eyalet valilerinin koruması altındaydı.

Herakleia Pontika’da, MÖ 5.ve 4.yz.larda şenliklerdeki tiyatro gösterilerini finanse eden varlıklı kişilere ‘khoragos’ denirdi. Kentte tiyatro oyunları sitenin resmi kutlamalarının bir parçası olduğundan, oyuncuların ücretini devlet öderdi. Koro üyelerinin ücretleri ve eğitim giderleri, koro ve müzikçilerin kostümleriyle figüranlara yapılan ödemeler gibi öteki harcamalar ise dönüşümlü olarak ‘khoragos’lar tarafından karşılanırdı.

Tanrı Dionysos onuruna kışın düzenlenen Lenaia şenliği ve ilkbaharda düzenlenen Büyük Dionysia şenliğinde ‘dithyrambos’, tragedya ve komedya yarışmalarına katılacak oyun yazarlarının ‘khoragos’ları, yazarlara süre tanımak için bir önceki yılın Temmuz ayında kurayla belirlenirdi. Yarışmalar çok çekişmeli geçtiğinden, zengin ve eliaçık bir ‘khoragos’la çalışmak büyük avantajlıydı ama oyun yarışmayı kazanırsa ödülü de ‘khoragos’ alırdı.

Herakleia Pontika tiyatrosunda kullanılan, karşılıklı dizelerden oluşan diyaloga ‘stikhomythia’ denirdi. İki karakter, özlü ve çarpıcı her bir dizeyi sırayla okurlar. Bu teknik, çoğu kez karakterleri şiddetli çekişme içinde göstermek ya da bir sahnenin duygusal yoğunluğunu artırmak için kullanılır. Karakterler karşıt durumları sırayla ifade edebilirler ya da birbirlerinin sözcüklerini alarak onlara başka anlamlar yükler, sözcük oyunları yaparlar.

Herakleia Pontika’da müziğe çok değer verildiği bilinmektedir. Müziğin insan ruhunu kalıcı bir biçimde etkilediğine inanılırdı. Hatta, çeşitli müzik modlarını etkilerine göre sınıflandırarak, iyi bir karakterin oluşturulması için çalışmışlardı. Müziği temel matematiksel doğruların açıkça ortaya çıkması olarak değerlendiriyorlardı.

Herakleia müziği daha çok sese dayanmaktaydı. Bu; tek melodi çizgisinden oluşan, yani eşsesli müzikteki en önemli kompozisyonlardan biri Dionysos onuruna bestelenen ve koronun seslendirdiği bir şiir olan ‘dithyrambos’tu. Korolar gelişerek zamanla Herakleia tragedyasının temeli haline geldi. Şiirlerin bazen müzik biçiminde tek bir kişi tarafından okunduğu da oluyordu.

Herakleia Pontika’da çalgı müziğinin gelişmemiş olduğu sanılmaktadır. Vurmalı, nefesli ve yaylı çalgıların hepsi kullanıldıysa da, en başta gelen iki çalgı, ‘dithyrambos’ta koroya eşlik eden çift dilli bir kaval olan ‘avlos’ ile solo şarkılara eşlik için çalınan bir lir olan ‘kithara’ydı.

‘Rhapsoidos’lar şarkılarını kendi çaldıkları kithara eşliğinde söylerlerdi. Daha sonraları kithara; ‘kithapoidos’ denen profesyonel şarkıcıların liri oldu. ‘Phorminks’ büyük bir olasılıkla bu çalgının bir çeşidiydi. Bir de ‘hydrausis’ denen bir antikçağ çalgısı vardı.

Herakleia’lıların düğünlerde söyledikleri şarkılara ‘hymenaios’ denirdi. ‘Kommos’ ise trajedilerde oyuncuların koro ile karşılıklı söyledikleri yas şarkısıydı. Destan melodilerine de ‘nomos’ denirdi. Bir koroda yer alan kişiye ‘khorcutes’ denirdi. Tiyatro ve müzik yarışmalarına katılacak koro sanatçılarını toplamak, eğitmek ve masraflarını kaşılamakla görevli zengin yurttaşlara ise ‘khoregos’ dnilirdi.

Herakleia’lıların el ele tutuşarak halka ve sıra oluşturarak ve çoğunlukla erkekler tarafından oynanan oyunlarına ‘khoros’ ( hora ) denirdi.

Oyuncuların yan yana dizildiği danslara ise ‘sirto’ adı verilmekteydi. Erkekler ve kadınlar ayrı sıralar oluştururlardı. Dansçılar basit bir temel adımı sürdürür, sıranın başını çeken ise sık sık zincirden koparak doğaçlama yapar. Sirtonun bir türü olan ‘kalamatianos’ta her dansçı doğaçlama yapmaktadır.

Paylaşın:
Etiketler:
Share
2694 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • 12 YILIK RAPOR: YAZDIĞIMIZI YAPTIK, YAPTIĞIMIZI YAZDIK

    22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Haber Hayat Yayıncılık çatısı altındaki İş’te Haber Hayat Gazetesi ile dijital mecramız www.haberhayat.net’i 1 Aralık 2012’de eşim Ülkü ile birlikte yayına başlattık. “Haber=Hayat” benim 25 yıl emek verdiğim Demokrat Yayın Grubu dönemimdeki köşe yazılarımın ve Radyo-tv programlarımın da ortak başlığı idi. Başına “İŞ” kelimesi getirerek "iş-ekonomi dünyasındaki haberleri ve hayatları” konu etmeyi hedefledik. Hayat’ın sonundaki “t” yi de o zaman popüler olan yeni TL’ile tamamlayarak logomuzu özgünleştirdik. Kuruluşumuzda da açıklamıştı...
  • CANVER YAZDI: KDZ EREĞLİSİ AĞNAM VE AŞAR MEMURLARI

    22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Feridun Emecen, TDV İslam Ansiklopedisi’nin ‘’Ağnam Resmi’’ başlıklı yazısında; İslam devletlerinde çeşitli adlarla rastlanan bu vergi, Osmanlı’da resmi kayıtlarında ‘resm-i ganem’, ‘adet-i ağnam’ şekillerinde geçer demektedir. Ağnam vergisi genellikle koyun yavruladıktan sonra Nisan veya Mayıs aylarında alınır, kuzlu koyun kuzusu ile bir hesaplanırdı. Vergi miktarı Fatih kanununa göre üç koyundn bir akçe iken daha sonra iki koyundan bir akçe olarak tesbit rdilmişti. Ağnam resmi bilhassa büyük ölçüde koyun besiciliği yapan konar göçer T...
  • GÖNÜLLÜ YAZDI : UŞAK – KUŞADASI NOTLARI

    08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    . Gazetecilikte güzel bir gelenektir, gidip-gezip-görüp yazmak... Ne demişti Önderimiz Atatürk: "Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır." İşte samimiyetle yazmaya çalışıyoruz... Uluslararası Gazeteciler Konfederasyonu’na dönüşen Avrasya Medya ve İletişim Konfederasyonu- AVKON'un Yönetim Kurulu Başkanı Kadim Dostum Şakir Gürel’in daveti üzerine TİMEF Yöneticisi olarak önce Uşak ilinde, devamında Aydın’ın Kuşadası ilçesinde eşim Ülkü ile birlikte geçtiğimiz hafta sonunda mesleki temaslarda b...
  • 1990’LI YILLARDA EREĞLİ’DE YAYINLANAN GAZETELER

    08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Ağustos 2008’de yüksek lisans öğrencisi Dilşad Yırsutemur, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Cumhuriyet Tarihi Bölümüne sunduğu ‘’Kdz Ereğli Gazeteleri-Zonguldak Basını ( 1923-2007 )’’ başlıklı tezinde 1990’lı yıllarda Ereğli’de neşredilen gazeteler hakkında bilgiler vermektedir. 1 Aralık 1987’de yayın hayatına başlayan Demokrat’ın ilk sayısında yayınlanış amacı şu ifadelerle açıklanmaktaydı : ‘’Ereğli’mizde yeni bir gazete olarak yayın hayatına atılıyoruz. Gazete konusundaki çalışmalarımız yaklaşık altı aydan bu yana devam...