logo

GÖNÜLLÜ YAZDI: TARİH BABA BİZİ YÜZLEŞTİRECEK

Doğan GÖNÜLLÜ

Doğan GÖNÜLLÜ
haber@haberhayat.net
GÖNÜLLÜ YAZDI: TARİH BABA BİZİ YÜZLEŞTİRECEK

Ne garip; Türkiye Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı ilk meclisin
açılışının 100. yıl dönümünü –23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını– evlerimizde kutlayacağız. Küçüklerin heyecanla söylediği Gazi
Mustafa Kemal Atatürk
şiirlerini TV’den izleyeceğiz.

Ve bayrağımızı şimdilik balkonlarımızdan ama yine coşkuyla dalgalandıracağız…

Çünkü kaynağı bile hala öğrenilemeyen Coronavirüs(Kovid-19) hayatımızı
alt üst etti. Şoktayız!

***

Kovid-19 salgınının insanlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olması öngörülüyor.
Küresel çapta milyonlarca vaka ve yüzbinlerce ölümle büyük bedel
ödeyeceğimiz döngünün ne yöne olacağı tartışması ise bizi aşıyor…
Kapitalizm ebediyen gidiyor mu, yoksa tam da bu durum, vahşi sistemin
türevsel yeni bir ürünü müdür? Veya da tersi “En yalın hayata
geçişin”
bedelli bir başlangıcı mı?
Tüm bu konular ve daha fazlası bilimin, felsefenin, hatta dinin, sosyolojinin ya da küresel ekonomi politiğin gündemi olabilir.

Dolayısı ile bizler küçücük dünyamızda hatta an itibarı ile
evimizde, evrensel düşünüp yerel hareket etmeye devam edeceğiz. Hem
de en yerelini; yani kişisel sağlığımızı…
Günümüzde hayatta kalmak için/bu sorunla nasıl baş edeceğimizi tıp
insanlarından öğreniyoruz.

Aslında en değerli olanı –hayatımızı- korumanın en basit önlemlerini
öneriyorlar:
“Maske tak, temas etme, özellikle elini sıklıkla yıka, bağışıklığını
güçlü tut ve mümkünse evden çıkma.”

Ve bunlar hayatta kalmak için öyle pratik çareler ki; herkes hemen
uygulayabilir: “Bulaşma/bulaştırma” Hepsi bu.

Sonuçta tarih baba, kimin neyi yanlış neyi doğru yaptığı konusunda
bizi(ya da nezdimizde gelecek kuşaklarımızla)gerçeklerle yüzleştirecektir.
Ve aslında tecrübelerimizle sabit olduğu üzere; normalin sorunlarla
birlikte yaşamak; anormalin ise sorunsuz yaşamak olduğunu geç de olsa anlamış durumdayız.

Benim şahsen anladığım başka bir şey de; Kovid-19’da sorunun ne
kadar da yalın/yatay (hemen hemen hiçbir statü ayrımı yapmadan yayılım
potansiyeli)) olduğudur.
Anlamadığım ise bu kadar kolay uygulamaları nasıl bu kadar zor hale
getirdiğimizdir.
Bu bağlamda, adeta akıl tutulması yaşayarak önlemlere
aldırmadan başıboş mayın gibi dolaşanlara akıl sır erdiremiyorum.
Ben erdiremesem de, değiştiremeyeceğimiz şeyler karşısında alacağımız/
almayacağımız kişisel tavır, kim olduğumuza ve neyi ne kadar anladığımıza / anlamadığımıza işaret ediyor zaten!
Öğrenen-uygulayan mı, yoksa… Yoksa inatla kendisine ve insanlığa
zarar veren mi?
Hepimize inatçılarla baş etme konusunda çok iş düşüyor.
Neyse konu dağılacak!..

Kdz. Ereğli özelinde Kovid-19 salgınına karşı her türlü önlemi hemen
alan ve uygulayan; kamu yöneticilerimiz Kaymakam İsmail Çorumluoğlu
ile Belediye Başkanı Halil Posbıyık’a ve emeklerinin karşılığı ödeyemeyeceğimiz sağlıkçılarımıza çok teşekkür ederiz.

Detaya girmeye gerek yok; bu süreçte Ereğli’de gerçekten gerek işbirliği-
güçbirliği sağlamada, gerekse moral-motivasyon anlamında doğru
işler yapıldı. Bu arada sürecin başından beri titizlikle çalışan Zonguldak
Valisi Erdoğan Bektaş
’ın sağlıkçılarla ilgili “kendilerini korumadılar,
yük oldular”
özetinde maksadını aşan spontane konuşması hepimizi
üzdü. Sayın vali özür dilese de “Söz ağızdan çıkana kadar o senin esirin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisindir” ata sözünü hatırlattı.

Şimdi de KOVİD 19 sürecine ilişkin birkaç soru ve öneri:

  • Maneviyatın ve duanın gücüne inanan biriyim. Ancak camilerden bozuk ses düzeni ve bozuk diksiyonla sık sık ve bağırarak yapılan uyarılara gerek var mıdır? Kamusal yayınlar, belediye, medya bunu yeterince yapıyor.
  • Yaşı 65’in üzerindekilere ve 20’nin altındakilere getirilen kısıtlara ‘belirli saatlerde izin gibi’ çözümler üretilemez mi?
  • Bunca genel-yerel üretime rağmen neden hala maskeye ulaşım sorunu yaşanıyor?

Bilgi kirliliğinin önlenmesine ve halkın doğru bilgiye ulaşma hakkına istinaden, sağlık teması ile radyo-tv kanalları açmak ve sürekli yayınlar yapmanın zamanı gelmedi mi?

***

Yüce Atatürk’ümüzün Ulusal Bağımsızlığımızın simgesi olarak çocuklara armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu, geleceğimiz aydınlık ve sağlıklı olsun.

Paylaşın:
Etiketler: » » »
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANIMADIĞIMIZ İNSANLARA DUYDUĞUMUZ YAKINLIK

    16 Aralık 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Tanımadığımız İnsanlara Duyduğumuz Yakınlık (Parasosyal Çağın Sessiz İlişkileri) Artık hayatımızda tuhaf bir yakınlık türü var. Hiç tanımadığımız insanlar için üzülüyoruz. Onların ayrılığına seviniyor, başarısızlığına kırılıyor, bir cümlesiyle günümüzü mahvedebiliyoruz. Adını Cambridge koydu: Parasosyal. Ama yaşatan biziz. Parasosyal ilişki, tanımadığın biriyle kurduğun tek taraflı bağdır. O seni hiç bilmiyordur. Ama sen onun ses tonunu, mimiklerini, çocukluğunu, travmalarını, kahve tercihini bilirsin, garip olan şu: Bu bilgi...
  • YAVAŞ YAVAŞ ENERJİMİZİ ÇALAN GÖRÜNMEZ YORGUNLUK!

    08 Aralık 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    DİJİTAL ÇAĞ TÜKENMİŞLİĞİ: YAVAŞ YAVAŞ ENERJİMİZİ ÇALAN GÖRÜNMEZ YORGUNLUK! Günümüz dünyasında “Yorgunluk” artık fiziksel bir mesele değil; zihnimizin derinlerine işleyen, görünmez bir ağırlık. Belki de gün içinde defalarca hissettiğimiz ama adını koyamadığımız bir hal; "Dijital Çağ Tükenmişliği." Sabah gözümüzü açar açmaz ekran ışığıyla güne başlıyor, gece yatmadan önce yine bir ekranla günü kapatıyoruz. Bir günde yüzlerce bildirim, yüzbinlerce uyaran, bitmeyen mesaj akışı, yeni çıkan uygulamalar, sürekli güncellenen platformlar… Farkınd...
  • DURDURUN DÜNYAYI, İNECEK VAR!

    04 Aralık 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Zamanın Ritmini Kaybettiğimiz Bir Çağın Anatomisi: Eskiden yıl biterken toplumun ortak bir duası vardı: “Bitsin artık şu yıl da yenisi gelsin; kötülükler geride kalsın.” Takvimin son sayfası, bir umut alanıydı. Yeni yıl; beyaz sayfa, yeni başlangıç, ferahlık demekti. Aynı cümleleri tekrar tekrar duyardık: “Bu yıl bizi çok yordu… İnşallah yenisi daha güzel gelir.”Farkındaysan artık kimse bunu söylemiyor.Çünkü yorulmak için bir “Yıl”a bile ihtiyaç kalmadı. Bugünün insanı için kötülükler yıl yıl değil, gün gün, hatta saat saat akıyor. Eskid...
  • KDZ EREĞLİSİ’NİN TESCİLLENMİŞ ANIT AĞAÇLARI

    02 Aralık 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Kentimizde Avrupa Konseyi Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma envanterine giren ve Türkiye Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından tescillenmiş anıt ağaçlarımız bulunmaktadır. Bunlardan iki çınar ağacı şehir merkezinde; İnönü Parkı’nda yer almaktadır. Bunlardan biri aynı kökten üç ana gövdeye ayrılmış, diğeri kalın bir kök ve gövdeye sahiptir. Fetih Çınarları olarak da bilinirler. ( Tescil Kararı : GEEAYK : 09.09.1982/3791, Revizyon : Ankara TKTVKK : 02.07.1987/3441 ) İlçe merkezi Pazaryeri’nde, halk arasında Millet B...