“Söz uçar yazı kalır” diye güzel bir atasözümüz vardır bizim.
Çaktırmadan “Söze güvenilmez” anlamını da taşır…
Günümüzde de sosyal medya paylaşımları tıpkı söz gibi, gün oluyor uçuyor, siliniyor, sahibi ya da birileri tarafından değiştiriliyor.
Oysa basılı medya öyle değildir; tam bir belgedir o!
Fikirler değişse de o orada öyle sapasağlam durur.
Güvenilirdir ve sadıktır o; ta ki tarih sonuna kadar!
Bende, geçtiğimiz gün duygusal bir sabah anımda sosyal medya hesabıma bir şeyler yazıverdim.
Ancak gördüm ki; kendimle bile dalga geçmeyi becerebilen ben, 6 sene önceki hayata yeniden tutunuş olayımdan hiç bahsetmemişim, hatta sanki özelikle aradan kaçırıvermişim. Yorumcularım bana bunu zarif ifadelerle hatırlatınca biraz mahcup oldum!
Öyle ya; nasıl olurda bunu atlar insan derken…
Ah tamam buldum:
Yazımın öznel olan başlığı bile “olayın ta kendisi” idi aslında. Nesnel olan ise kafamdaki izler…
Bu vesile ile 26 Aralık 2015’te beni hayata döndüren Türkiye’nin en önemli beyin cerrahlarından Prof. Dr Bektaş Açıkgöz Hocam ile Echomar Hastanesi ekibine, her zaman yanımda olan aileme… Yaşam koçlarım dostlarıma, siz değerli okurlarıma, destekçilerime tekrar teşekkür ediyor, sosyal medya yazımı “tarihe not” kıvamında virgülüne dokunmadan(2 kelime ilavesi ile) burada yineliyorum:
“YAŞAMIMI MOTİVE EDEN PAYDAŞLARIMA”
Yaşım bugün epeyce oldu.
Sadakatle bağlı olduğum harika bir eşim-çocuklarım, m’ailem ve dostlarım var.
Sağlığım şükür iyi;
Yürüyor, bisiklete biniyorum, olta atıyor-balığı ağlatmıyorum.
Balkonumda acı biber yetiştirip yiyorum.
Dostlarla bir arada sohbet, piknik/tatil yapıyorum.
Seyahat etmeye, lezzetleri tatmayı bayılıyorum.
Dans etmeyi seviyor, halay çekiyorum.
Tüm inançlara ve milli değerlere saygılıyım.
Hayatla cilveleşiyor; evrensel düşünmeye, yerel hareket etmeye çalışıyorum.
Devletçiyim, milletçiyim, ahlakçıyım; Atatürkçü-cumhuriyetçiyim.
Habere giderken heyecanlanıyor, yazarken ise hizmet aşkı yaşıyorum.
Doğayı-kırları, çalışanı, paylaşanı sever; yalanı-dolanı, kibirliyi, kıskanç ve övüngeçi, tembeli sevmem.
Yağmurda dua eder, güneşte ısınırım; karda iz yaparak yürür, sonbaharda sararırım.
Ah Tanrım; Ben neyleyeyim;
Bu sevgilere nasıl karşılık vereyim.
Durun en iyisi; Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpeyim.
Beni ben yapan değerlere başımın üstünde yer verip, kendimi de yükselteyim.
Sağ olun var olun; kaderin bana aile ettiği, dost ettiği, tanış ettiği yaşam paydaşlarım.
Hep birlikte, sağlıkla, huzurla nice yaşlara…
Not : Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın adeta yağan projeleri ile “Erdemir’le ilişkiler çok iyi “sözleri elbette yorumlanmaya muhtaç ama daha fazla bilgiye ve zamana ihtiyacımız var. Zira biz “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” diyen Üstat Uğur Mumcu’ları kendimize örnek almışızdır!
Kurban Bayramınızı kutlar, ibadetlerin kabul görmesi dileği ile “sağlıklı, aydınlık, refah içinde yarınlara” derim.
Etiketler: doğan gönüllüİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler