logo

KANDİLLİ’NİN TABİAT HARİKASI : KİREÇLİK

DR. CAN CANVER

DR. CAN CANVER
cancanver7@gmail.com
KANDİLLİ’NİN TABİAT HARİKASI : KİREÇLİK

Ereğli’ye bağlı Bayat ve Ballıca köylerinin yakınından doğup denize doğru ilerleyen iki dere denize ulaşmadan önce birleşirler ve bir sapan şekli alırlar sonra da Kireçlik koyunda denizle buluşurlar. Bayat ve Ballıca derelerinin denize döküldükleri bu yer, denize dik tepelerin arasında bulunan küçük bir kumsaldır. Burası aynı zamanda Ereğli-Zonguldak arasında kalan son doğal plajlardan biridir.

Kireçlik’e Zonguldak-Ereğli karayolundan ayrılan iki yolla ulaşılabilir. Ereğli’den Zonguldak’a doğru gidiliyorsa birinci yol Bayat köyü sapağına girilerek tutulur. Fındık bahçeleri arasında dolana dolana inen yoldan gidildiğinde 1980’li yılların başına kadar Ereğli-Zonguldak yolu olarak kullanılan yola ulaşılır ve Bayat köyüne girilir. Yol buradan Aşağı Bayat mahallesine gider. Birkaç dakikalık yolculuk sizi Bayat Deresi’nin üstünde yer alan küçük bir köprüye götürür. 2-3 km gidildiğinde de kendinizi karşıda Ballıca Tepesi, sağ tarafta Ballıca’dan gelen dere ve sol tarafta denizin bulunduğu geniş boşluğa yani Kireçlik’e bakarken bulursunuz.

İkinci yol ise Sücüllü-Ballıca yolunun içinden geçer. Bayat sapağından 3 km sonra sağa ayrılan bir yoldan girilir. Zonguldak-Ereğli yolunun altında bulunan bir geçitten geçerek girilir bu yola. Yoldan hiç ayrılmadan gidildiğinde önce Sücüllü köyünden geçerek eski Ereğli-Zonguldak yoluna, tam karşıdaki yoldan ise Ballıca köyüne ulaşılır. Buradan asfalt boyunca devam edildiğinde, Ballıca tepesinden denize inişi sağlayan yer yer dik bir yokuştan Kireçlik’e inilir. Kısa süre önce asfalt yapıldığından, Bayat yoluna göre daha iyi bir zemine sahiptir ikinci yol. Yolun Kireçlik’e indiği noktada ise karşı tarafta ormanın içinde kalmış viran evler arasında Bayat köyünden inen yol ağzı görülür. Dere boyu takip edilince de sahile ulaşılır.

Kireçlik, 1980’li yıllarda Ereğli Kömürleri İşletmesi ( EKİ ), Türkiye Taş Kömürleri ( TTK )’ne dönüşmeden önce, Kandilli Müessesesi’ne bağlı bir maden ocağına ve yerleşim merkezi müştemilatına da ev sahipliği yapmıştır. O günlerde buradaki bir Ekonoma, burada çalışan mühendislerin ve işçilerin devam ettiği sinema binasının kalıntısı kumsala indiğinizde sol tarafta görülmektedir. Hemen ilerisinde gazino binasının enkazı bulunmaktadır ki eskiden burada çay içilip kağıt oynanırmış. Sağ tarafta ise kömür silosunun kalıntısı, onun hemen yanında da kömür taşımacılığında kullanılan katırların ahırının yıkıntısı durmaktadır. Madenin girişi bugün çalılar ve dikenlerden oluşan devasa bir yığının altında kalmıştır. Tam karşıda dik tepenin yamacındaki mühendis evleri yıkıntı halindedir.

Kireçlik 40 yıl önce bir madenci yerleşimiymiş. Kömür kamyonları ocak girişinin hemen solundaki kömür silosundan Kandilli’de bulunan lavuara aralıksız kömür taşımışlar. EKİ lojmanlarının önünde de çocuklar oyunlar oynamışlar. Çalışanlar akşamları buradaki sinemaya giderlermiş. Sosyal yaşamı çok yüksek seviyede olan Kireçlik’te yaşayan bir aileye gelin gitmek komşu köyler için büyük prestij övüncü sayılırmış.

1980’lerin sonuna doğru Kireçlik ocağında kömür üretimi tamamen durdu, mühendisler, şefler, çavuşlar, nezaretçiler ve işçilerle birlikte aileleri ya köylerine döndüler ya da başka üretim sahalarında çalıştırılmak üzere buradan ayrıldılar. Bugün Kireçlik’in o şaşaalı günlerini yaşayan ailelerden sadece ikisi halen burada yaşamaya devam etmektedir.

Kireçlik plajının sağ tarafındaki sırttan devam eden biri, hemen sahilin yakınında beton kalıntılar görür. Burada eskiden Fransızlar tarafından inşa edildiği söylenen iki iskele kalıntısı görülebilir. O zamanlar demir iskeleti üzerinde çürümeye yüz tutmuş bir platformdan iskelenin ucuna kadar gidilebiliyormuş. Bugün iki iskeleden küçük olanın sadece ufak bir kısmı  sahile bitişik bir noktada durmaktadır. Büyük iskeleninki ise sadece en ucundaki ayağı denizin birkaç metre açığında beklemeye devam etmektedir. Bu iskelelr aracılığı ile şileplere kömür yüklendiği bilinmektedir.

Bu iskelelrin hemen üzerinden, kayalığın hemen üstündeki daracık bir patikadan Kireçlik koyunun sağ ucunu oluşturan kayalık buruna ulaşmak mümkündür. Bölge halkı burayı ‘Mağara’ olarak tanımlamaktadır. Kireçlik koyunun sağ tarafındaki ucunu oluşturan kayalığın başlangıç noktasında bulunan, denizin içine kadar girdiği ve birkaç metrelik bir girişten sonrası çöken kayalarla tıkanmış bir mağara girişinin varlığından kaynaklanır. Bu mağaranın girişi, bölgede balık avlayanların dalgalı denizde sığınmalarına olanak sağlayan bir sığınak gibidir.

Mağara girişine 30 m. mesafede, yekpare kayadan çıkan duru ve buz gibi su kaynağından susuzluğunuzu giderebilirsiniz. Kayıklar su ikmali yapmak için hala bu kaynağa gelmektedirler. Piknik için Kireçlik koyunun seçilmesinin bir diğer nedeni de, karadan 10 m. açıkta, üst yüzeyi diz yüksekliğinde su içinde bulunan ve koyda bulunan en iri midyelerin çıkarıldığı kayalıktır. Aynı zamanda trekking, yüzme, kamp turizmi, günübirlik turizm, amatör balıkçılık, deniz vb faaliyetlere de olanak sağladığı için de önemli bir doğal zenginliğimizdir, Kireçlik kumsalı… Denizin yanı sıra buraya dökülen dere boyunda bulunan şelaleler de görsel ziyafetler sunmaktadır.

Zonguldak-Ereğli arasında pek çok doğal plaj bulunur ancak Kireçlik koyu hem en büyük doğal plaja, hem de en geniş ekoturizm olanaklarına sahip olması nedeniyle diğerlerinden kolayca ayrılmaktadır. Ulaşımın güçlüğü nedeniyle bakir, izole bir tabiat harikasıdır burası…

Kireçlik koyuna birkaç yıl önce termik santral kurma girişiminde bulunulmuş ancak yöre insanının kararlı tepkisi ve bu doğal cennete sahip çıkmaları sonucu bu düşünceden vazgeçilmiştir. Buraya tesis kurması için şartlı izin verilen Bülent Ecevit Üniversitesi de verilen sürede yatırım yapmadığı için bu proje de yürürlükten kaldırılmıştır.

Paylaşın:
2767 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KDZ EREĞLİSİ’NDE 1844 YILI EMLAK GELİRLERİ

    11 Temmuz 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Ana Bilim Dalı İktisat Tarihi Bilim Dalı’na 2010 yılında sunduğu ‘Temettüat Defterlerine Göre Karadeniz Ereğli’nin Ekonomik ve Sosyal Tarihi’ başlıklı yüksek lisans tezinde Tansu Hilmi Hançer; Ereğli kasabasında 1844 yılında toplanan emlak gelirleri hakkında bilgiler vermektedir. Belirtilen defterlerde Ereğli kaza merkezinde bulunan taşınmazlar tespit edilmiştir. Birim olarak ‘bab’ ile hesap edilen dükkanlar 98.375 bab, ‘asiyab’ denilen değirmenler ise 14.71 bab olduğu görülmüştür. Tüm ...
  • “SÖZ, GÖZE SÖYLENİR”

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Söz Ustası, Liderlik Eğitmeni Yaşar Ateşsoy, “Etik Gazetecilik” konulu toplantıda muhatabın anladığı dilden konuşulması gerektiğini ifade ederken “Söz, göze söylenir” derdi. Toplantının ana konusu olan mentörlükle ilgili ise “Dinlemek anlamak amaçlı olmalı, cevap vermek amaçlı değil” sözleri ile bir çırpıda ne çok şey söylemişti aslında. Tıpkı espriyle karışık, "Ağlaşmayın yahu, ne güzel ‘AĞ’ laşıyoruz işte" dediğinde olduğu gibi..! Sahi "söz" için demişti Koca Yunus : "Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı... Söz ola agulu aşı balıla y...
  • KDZ EREĞLİSİ İLÇE İDARE MECLİSİNİN TABİİ ÜYELERİ

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Bir ilçenin tüm kararlarını alan, ilçenin yapılması gereken işlerini planlayan, gözden geçiren, memurların yargılanıp yargılanmamasına karar veren vb birçok görev ve yetkilere sahip olan ilçe idare meclisinin iki üye grubu bulunmaktadır. Bunlardan ilki; Azay-ı Tabiiye adını alır ve kaymakam başta olmak üzere memurlardan oluşur. Azay-ı Müntehabe ise ilçe idaresinin sivil halk temsilcilerinde oluşturulan kısmıdır. Meclisin tabii reisi ilçe kaymakamıdır. İlçe idare meclisinin alacağı kararları kayıt altına alacağı memur üyeleri de bulunmaktad...
  • DR.GÜNEN “İŞBİRLİĞİYLE İYİLEŞMENİN GÜCÜNÜ” YAZDI!

    20 Mayıs 2025 Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Hekiminize Güvenin, Sağlığınıza Ortak Olun: İşbirliğiyle İyileşmenin Gücü İyi bir tedavi yalnızca reçeteyle değil, güvenle başlar. Modern tıpta bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Birkaç tuşla hastalığınız hakkında binlerce makaleye ulaşabiliyor, semptomlarınızı arama motorlarına yazıp kendi tanınızı koyabiliyorsunuz. Ancak bu bilgi bolluğu, kimi zaman kafa karışıklığına, hatta hekim-hasta ilişkisinde güven kaybına neden olabiliyor. Giderek artan bu “her şeyi ben bilirim” hali, ne yazık ki tedavi sürecini olumsuz etkiley...