logo

KONYA -2


Doğan GÖNÜLLÜ

Warning: Use of undefined constant user_email - assumed 'user_email' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/haberhayat/public_html/wp-content/themes/HaberMatikV3/single-kose-yazilari.php on line 34
haber@haberhayat.net

Kurban Bayramı’nda 4 günlük Konya gezimizden notları bir önceki “KONYA BİR ŞEHİRDEN DAHA FAZLASINI SUNUYOR!” başlıklı yazımda aktarmış ve “Mevlana Müzesi ve Çatalhöyük gezileri ile FURUN Kebabını bir sonraki yazıya bırakalım…” demiştim. Eklemeliyim ki; iç içe geçmiş 6 tane kocaman organize sanayi bölgesine sahip, kolektif olma kültürünün, ticaretin, sanayinin ve tarımın daha da büyüttüğü Konya’nın ekonomisine ve iş dünyasına bu yazımda değinmeyeceğim.

MEVLANA’YI ANLATAMAMAK!

“Gönüllerin şehri” unvanının Konya’ya verilmesinin müsebbibi olan Mevlana’dan başlayacağım ama ne aklım, ne satırlarım ne de bilgim buna yeteceği için birkaç not ekleyip Alman filozof Ludwig Wittgenstein‘ın “Konuşulamayan hakkında susmak gerekir” dediği gibi susacağım. Bu arada Mevlana Kültür Merkezi‘ndeki Semah Törenini 2016 yılı medya gezimde çıt çıkarmadan izlediğimi ve etkilendiğimi, özet bilgi için de https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/konya/gezilecekyer/mevlna-muzesi sitesinin ziyaret edilmesi tavsiyemi eklemeliyim.

Bilindiği gibi Hz. Mevlâna hoşgörü ağırlıklı fikirleri ve felsefesi ile insanlığı aydınlatmış, Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr gibi önemli eserler bırakmıştır. Onun “Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim; bugün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim.” ve “Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol!” gibi sözleri dünyadaki tüm insanlar tarafından benimsenmiş ve yol gösterici olmaya devam ediyor. Mevlana’nın sandukasının ayakucunda yer alan kitabede “….Bu kabri ziyaret eden mutlaka kutlu ve uğurlu olur. …” cümlesi de yer alıyor.

ÇATALHÖYÜKTE İZ ARAMAK!

Konya’nın Neolitik Çağ’dan (Cilalı Taş Devri) günümüze kadar uzanan süreçte bir yerleşim yeri olarak çağlar boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını öğreniyoruz. İnsanlık tarihine ışık tutan ve  2012 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Çatalhöyük Neolitik Kentine de bu medeniyetlerin izlerini gözlemlemeye gittik. Konya’ya 40 km. uzaklıktaki Çumra Çatalhöyük, dünya genelinde ilk defa yemek kültürünün başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin kullanıldığı, yerleşik hayata geçildiği ve vahşi hayvan saldırılarına karşı ortak savunmanın yapıldığı merkez olarak kabul ediliyormuş.

Çatalhöyük’e uçsuz bucaksız tarım alanlarının ortasından keyifli bir yoldan gidiyorsunuz. Alana yaklaştıkça heyecanın yerini aşırı sadelikle karşılaşmanın burukluğunu yaşasanız da, gezdikçe karşılaşacağınız ve “Vay canına” dedirtecek şaşırtıcı birçok yeni bilgi, kısa sürede “İyi ki gelmişim” demenize neden oluyor. Örneğin o dönemde evlerin kapısının olmadığı, çatılardan girildiği ve aralarında hiç boşluk olmadığı, ölülerin evin eşiğine gömüldüğü gibi…

Mimarlarımız Hande ve Sefa için de harika bir laboratuvar teşkil eden Çatalhöyük’ten ayrılmamız zor oldu. Günün sürprizi ise alanda gezerken “Siz nereden geliyorsunuz” sorusu ile başlayıp tesadüfen tanıştığımız Ereğli’yi iyi bilen Zonguldaklı inşaat mühendisi Turgut Onan ve eşi ile karşılaşmak ve kısa sohbetimiz oldu. Laf aramızda, dedikodu bile yaptık!

LEZZET KÜPÜ ‘FURUN KEBABI’NI TATMAK

Ve Konya restoranlarından Lokmahane’de başımızı döndüren fırın kebabı; yani Konyalıların deyimi ve marka adı ile FURUN KEBABI.

Etten uzak duran eşim Ülkü‘nün bile, bir parça tattıktan sonra kulağıma fısıldayıp “Biz de aynısını evde yapabilir miyiz?” demesi, lezzet küpü yemeğin şahaneliğinin bana göre en pratik kanıtı idi.

Kökeni Selçuklulara kadar uzandırılan, kuzu ya da koyun etinden meşe odunu ateşinde pişirilen furun kebabını tarif edecek değilim. Hafifliği ile tandır kebabı ile kuyu lebabından hemen ayrılan furun kebabı Konya’da birçok yerde başarı ile yapılıyor. Biz tavsiye üzerine, peynir ve bıçak arası kuşbaşı ile yine odun ateşinde pişen bir tür pide olan Mevlana ile birlikte yemeyi çok sevdik. Bu arada, Konya’nın ünlü mü ünlü bamya çorbasını Ayfer kardeşimizin hünerli ellerinden yediğimiz için mekanlardaki menülerde saymadım. Küçücük bamyalara bu lezzetin nasıl verildiğinin sırrı ise havasından-suyunda, el emeği-göz nurunda olsa gerek…

Evet, Sertan Yalçın dostumuzun sosyal medya paylaşımıma yaptığı “Artık yarı hacı sayılırsın” yorumu ile Meliha Araç dostumuzun “Gez dünyayı gör Konya’yı” yorumunu ekleyip Konya izlenimlerimi sonlandırıyorum.

Son olarak; Roma ve Bizans dönemlerinin önemli şehirlerinden biri olan Konya’nın Hristiyanlığın ilk yıllarında önemli bir din merkezi sayıldığı, Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olarak  Konya’nın  seçildiğini hatırlatıyorum ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Konya’da geçmişten bu yana emek verenlere, tanıtımına vesile olanlara “turizm her şeydir” notu ile teşekkür ediyorum.

Not : Ne güzel geleneklerimiz var bizim “dünür ziyareti” gibi; İyi ki varsınız Aydemir ailesi.

Paylaşın:
Etiketler:
Share
970 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • GÖNÜLLÜ YAZDI : UŞAK – KUŞADASI NOTLARI

    08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    . Gazetecilikte güzel bir gelenektir, gidip-gezip-görüp yazmak... Ne demişti Önderimiz Atatürk: "Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır." İşte samimiyetle yazmaya çalışıyoruz... Uluslararası Gazeteciler Konfederasyonu’na dönüşen Avrasya Medya ve İletişim Konfederasyonu- AVKON'un Yönetim Kurulu Başkanı Kadim Dostum Şakir Gürel’in daveti üzerine TİMEF Yöneticisi olarak önce Uşak ilinde, devamında Aydın’ın Kuşadası ilçesinde eşim Ülkü ile birlikte geçtiğimiz hafta sonunda mesleki temaslarda b...
  • 1990’LI YILLARDA EREĞLİ’DE YAYINLANAN GAZETELER

    08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Ağustos 2008’de yüksek lisans öğrencisi Dilşad Yırsutemur, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Cumhuriyet Tarihi Bölümüne sunduğu ‘’Kdz Ereğli Gazeteleri-Zonguldak Basını ( 1923-2007 )’’ başlıklı tezinde 1990’lı yıllarda Ereğli’de neşredilen gazeteler hakkında bilgiler vermektedir. 1 Aralık 1987’de yayın hayatına başlayan Demokrat’ın ilk sayısında yayınlanış amacı şu ifadelerle açıklanmaktaydı : ‘’Ereğli’mizde yeni bir gazete olarak yayın hayatına atılıyoruz. Gazete konusundaki çalışmalarımız yaklaşık altı aydan bu yana devam...
  • NEYİ BEKLİYORUZ?

    25 Ekim 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    . Batı Karadeniz’in en gelişmiş ilçesi Kdz. Ereğli’de inşasının tamamlanması beklenen kamu yapıları ve bağlı hizmetleri, halka “Neyi bekliyoruz?" dedirtti. Daha bir yıl öncesine kadar il olma ihtimali tüm dinamikler tarafından canlı tutulan Karadeniz Ereğli ilçesi kamusal yatırım ve hizmetlerden yeterli payı alamıyor. 2023 yılı ortalarında Kdz. Ereğli TSO Başkanı Keleş’in başını çektiği “Hayalimiz gerçek olsun, Kdz.Ereğli İl olsun” sloganı adeta ortada kaldı. Öte yandan, Erdemir’in Endüstri Bölgesi ilan edilmesinin yaptırımları h...
  • HERAKLEİA PONTİKA’DA HADES KÜLTÜ

    25 Ekim 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Yunanca Hades ( Aides = Görünmeyen ), Latince Pluto ( Pluton = Zengin ) olarak bilinen bu mitolojik kişilik, yeraltı dünyasının tanrısı olup, Titan’lardan Kronos ile Rhea’nın oğludur; baştanrı Zeus ile Denizler Tanrısı Poseidon’un kardeşidir. Kyklops’lar ona ‘kynee’ adlı bir miğfer verdiler. Ölümün sembolü olan bu başlık Hades’i görünmez kılıyordu. Kronos öldükten sonra üç kardeş dünyayı paylaşırken, yeraltı dünyasının krallığı ona kalmış, o da; karısı Persephone ile birlikte cehennem güçlerini ve ölüleri yönetmiştir. Bu nedenle hakimiy...