logo

MEDYA ETKİSİ

Doğan GÖNÜLLÜ

Doğan GÖNÜLLÜ
haber@haberhayat.net
MEDYA ETKİSİ

Son dönemlerde siyasilerin söylem ve çabalarına şahit oldukça erken seçim havası seziyorum. 

Erken mi normal mi bilemem ama önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı/ Milletvekilliği Seçimleri ile 2024 Yerel Seçimlerinin ciddi çekişmelere sahne olacağını öngörmek zor değil. Bu süreçte, ‘Yönetim’ ile ‘İletişim’in bileşkesi olan  “Yönetişim” kavramı ile iletişim teknolojilerinin kullanılma kapasitesi, profesyonel medya araçları ve bu alanlarda görev yapanlar daha da önem kazanacak. 

Algı oluşturmanın en önemli araçlarından olan medya, tarih boyunca dünyanın her tarafında ekonomik, kültürel ve siyasi amaçların gerçekleştirilmesi için (tabiri caizse) kullanılmıştır.  Özellikle iktidar kanadının gücünü sürdürmesi için medyanın ürettiği algıya ihtiyacı olduğu bilinen gerçekken, genel veya yerel muhalefetin de iktidar gücüne ulaşabilmesi için medya ile ilişkisini profesyonelce sürdürmesi gereği de aynı değerde bir gerçektir.

Bu süreçte asimetrik bir etkileşimden de bahsedebiliriz. Zira İktidarlar finans kaynağı ve yaptırım gücünü elinde bulundurmanın avantajını kullanırken, muhalefet ise her ikisinde de dezavantajlı konumdadır.

Ancak ve lakin kişisel çaba ve becerilerle bu asimetrik orantı tersine çevirebilir. Bu konuda CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ı örnek gösterebilirim. Demirtaş, muhalefet milletvekiliyken, ülke ve bölge gündemini hemen hemen hiç aksatmadan tutar ve ekonomi-politik, sosyal-kültürel konulardaki açıklamaları ile soru/araştırma önergeleri ile sık sık medyada yer alıyor. Gözlemlediğim kadarıyla “Medya Etkisi” bilinci ile demokrasinin, partisinin değirmenine su taşıyor.

Tam da burada, CHP’nin Ereğli’de gerçekleştirdiği ‘Ekonomi Masası Heyeti’nin etkinliklerinden de bahsetmek isterim. Daha başarılı yönetişimle heyetin temaslarının basında daha etkili yer alması sağlanabilirdi. Tersaneler Bölgesi ziyareti, TSO toplantısı ve akşamki yemekli toplantıyı parti adına takip edecek olan bir/birkaç iletişim profesyonelinin servis edeceği basın bülteni ile kamuoyu bilgilendirilebilirdi. Ben CHP Genel Merkezi yetkilisi olsam, Ekonomi Masası Heyetine iletişimci bir profesyonel dahil eder veya yerel teşkilatlardan bu konuda destek talep ederek bu eksikliği giderirdim. 

Ak Parti’ye geçelim: Son katıldığım 2 etkinlikte mesaj(lar)ın özününün kaybolmasın neden olabilecek uzunlukta konuşmalar ve fazla sayıda konuşmacılar olduğunu gözledim. 2 hafta önce düzenlenen bin kişilik kaynaşma kahvaltısında tam 11 konuşmacıyı dinlenmek zorunda kaldık. Çoğu da propagandavari sözlerdi. İyi de, oradakiler partili zaten! Ha keza geçtiğimiz Pazar günkü İlçe Danışma Meclisi toplantısında da 7 konuşmacı vardı. Her konuşmacı katılımcıları selamlarken aynı gerçek ve tüzel kişileri unvanları ile sayarken tekrara düştüler. (Bu vesile ile tüm parti ve protokol konuşmacılarına sesleniyorum) İktisatlı olmak varken ne gerek var popülistliğe! En baştaki konuşmacı veya sunumu yapan kişi protokolü saydıktan sonra tekrara gerek yok ki. Anlıyorum; tekraren selamlayarak ve temsilen konuşturularak onurlandırılmak ve içerik çeşitlendirilmek isteniyor ama dediğim gibi ana mesajın kaybolma riskini de içinde barındırıyor. Ya da danışma toplantısı yapıldıktan sonra yazılı veya sözlü basın açıklaması yapılır, sözcü aracılığı ile mesaj iletilebilir.     

Örneklerden gidecek olursak; İyi Parti’nin Yavuz Ağıralioğlu gibi en önemli isimleri ilçemize gelerek Ormanlı Belde teşkilatı açılışına katılıyor, konuşmalar yapılıyor ama medyaya benzer yönetişim hatalarından dolayı yeterince yansımıyor.

Ha keza; Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Ereğli’de katıldığı toplantıda da yerel yöneticilerin yine aynı yönetişim hataları nedeni ile önemli bir fırsatı kaçırdıklarını düşünüyorum.

Genelde ve yerelde örnekler uzar gider…

Medya mesajı ileten bir araçtır. Ve kurumlar, partiler-kişiler mesajlarının kamuoyuna doğru yansıtılmasını ister ve bunu beklerler. Buradan da medyanın başta demokratik rejime olmak üzere, kamusal güç ile siyasete nicelik ve nitelik olarak değer kattığı anlaşılır.

Evet, eli taşın altında olmadan-bol keseden atan sosyal medya kullanıcılarını, kopyala yapıştırcı-emek hırsızlarını ve mesleğini yalanla-tehditle-şantajla sürdüren yüz karalarını bir yana bırakırsak eğer; profesyonel medya, objektif değerlendirmelerle eleştirdiğinde yanlışa dikkat çekip doğru yapılmasını sağlar, alkışladığında ise taraftar toplar. Yani her halükarda profesyonel medyanın üretimi; kamuoyuna, otoriteye ve siyasete kazanç sağlar.

İyi de; Gündemin merkezinde yer alan medyanın kazancının ise kendi mecrasına içerik sağlamaktan ibaret olmaması gerekir.

Madem demokrasilerde “yasama-yürütme ve yargı”dan sonra dördüncü temel güç medyadır; O halde ilk üç güç, görevlerini yaparken formel ölçüler içerisinde kamusal kaynağı kullanırken, medyanın kendi yağı ile kavrulması sürecinde kontrolsüzce savrulması içten bile değildir!

Şunu öneriyorum: Niceliği, niteliği ve yönü ne olursa olsun; profesyonel medya kuruluşları, haberin kutsallığı- yorumun özgürlüğüne ve editöryal bağımsızlığına zeval getirilmeden, belirlenecek adil ölçütler doğrultusunda siyaset kurumunca ve kamu kaynaklarınca desteklenmelidir. 

Paylaşın:
Etiketler:
1145 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KDZ EREĞLİSİ’NDE 1844 YILI EMLAK GELİRLERİ

    11 Temmuz 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Ana Bilim Dalı İktisat Tarihi Bilim Dalı’na 2010 yılında sunduğu ‘Temettüat Defterlerine Göre Karadeniz Ereğli’nin Ekonomik ve Sosyal Tarihi’ başlıklı yüksek lisans tezinde Tansu Hilmi Hançer; Ereğli kasabasında 1844 yılında toplanan emlak gelirleri hakkında bilgiler vermektedir. Belirtilen defterlerde Ereğli kaza merkezinde bulunan taşınmazlar tespit edilmiştir. Birim olarak ‘bab’ ile hesap edilen dükkanlar 98.375 bab, ‘asiyab’ denilen değirmenler ise 14.71 bab olduğu görülmüştür. ...
  • “SÖZ, GÖZE SÖYLENİR”

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Söz Ustası, Liderlik Eğitmeni Yaşar Ateşsoy, “Etik Gazetecilik” konulu toplantıda muhatabın anladığı dilden konuşulması gerektiğini ifade ederken “Söz, göze söylenir” derdi. Toplantının ana konusu olan mentörlükle ilgili ise “Dinlemek anlamak amaçlı olmalı, cevap vermek amaçlı değil” sözleri ile bir çırpıda ne çok şey söylemişti aslında. Tıpkı espriyle karışık, "Ağlaşmayın yahu, ne güzel ‘AĞ’ laşıyoruz işte" dediğinde olduğu gibi..! Sahi "söz" için demişti Koca Yunus : "Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı... Söz ola agulu aşı balı...
  • KDZ EREĞLİSİ İLÇE İDARE MECLİSİNİN TABİİ ÜYELERİ

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Bir ilçenin tüm kararlarını alan, ilçenin yapılması gereken işlerini planlayan, gözden geçiren, memurların yargılanıp yargılanmamasına karar veren vb birçok görev ve yetkilere sahip olan ilçe idare meclisinin iki üye grubu bulunmaktadır. Bunlardan ilki; Azay-ı Tabiiye adını alır ve kaymakam başta olmak üzere memurlardan oluşur. Azay-ı Müntehabe ise ilçe idaresinin sivil halk temsilcilerinde oluşturulan kısmıdır. Meclisin tabii reisi ilçe kaymakamıdır. İlçe idare meclisinin alacağı kararları kayıt altına alacağı memur üyeleri de bulunmaktad...
  • DR.GÜNEN “İŞBİRLİĞİYLE İYİLEŞMENİN GÜCÜNÜ” YAZDI!

    20 Mayıs 2025 Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Hekiminize Güvenin, Sağlığınıza Ortak Olun: İşbirliğiyle İyileşmenin Gücü İyi bir tedavi yalnızca reçeteyle değil, güvenle başlar. Modern tıpta bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Birkaç tuşla hastalığınız hakkında binlerce makaleye ulaşabiliyor, semptomlarınızı arama motorlarına yazıp kendi tanınızı koyabiliyorsunuz. Ancak bu bilgi bolluğu, kimi zaman kafa karışıklığına, hatta hekim-hasta ilişkisinde güven kaybına neden olabiliyor. Giderek artan bu “her şeyi ben bilirim” hali, ne yazık ki tedavi sürecini olumsuz etkiley...