logo

“SANAYİDE KÜMELENME POLİTİKALARI, POPÜLER TARTIŞMANIN İÇİNE GİRİYOR”

.

OSTİM Teknik Üniversitesi yerleşkesinde gerçekleştirilen SEPIP 2019, konferansında konuşan OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek, ülkelerin sanayi stratejilerini önemsediklerini örnekleri ile açıklayarak, “hangi ülkeye, hangi kıtaya baksanız, sanayi ve sanayi politikaları giderek popüler tartışmanın içine giriyor. ” dedi.

Gelişmekte olan ülkelerde iktisadi kalkınmanın hızlanması ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasını hedefleyen akıllı sanayi politikaları ve iktisadi planlama konularında akademik çalışma ve karar alıcı tecrübelerinin paylaşıldığı konferans serisinin üçüncüsü olan SEPIP 2019, Ankara’da OSTİM Teknik Üniversitesi yerleşkesinde gerçekleştirildi.

OSTİM Basın Müşavirliğinden verilen bilgiye göre ; Etkinliğe Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, OSTİM Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın, çok sayıda yerli ve yabancı akademisyen, sanayici ve STK temsilcisi katıldı. 15-17 Ekim tarihleri arasında süren programın ikinci ve üçüncü günü Uygulamalı Endüstriyel Politikalar Çalıştayı yapıldı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Columbia Üniversitesi, SESRIC, UNCTAD ve TİKA gibi kuruluşların destek, iş birliği ve katkıları ile düzenlenen etkinlik, alanında uzman isimleri bir araya getirdi.

Ülkeler sanayilerini kaybetmek istemiyor

SEPIP 2019’un açılış konuşmasını yapan OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek, sanayi ve sanayi politikalarının giderek popüler tartışmanın içine girdiğini kaydetti. Yülek, “Geçen senenin başında Theresa May, İngiltere Başbakanı iken bir sanayi stratejisi açıkladı. İngiltere, sanayi kaybetme konusunda önde gelen bir ülke. Sanayiyi çeşitli sektörlerde kaybetme sürecinde ve sanayinin GSYH içindeki payı düşüyor. Theresa May’in ilk icraatlarından bir tanesi, sanayi politikaları ile ilgili bir strateji açıklamak olmuştu. Alman Sanayi Bakanı, Mayıs ayı içinde yeni bir sanayi stratejisini açıkladı. Almanya’nın yeni sanayi stratejisinde ‘milli şampiyonlar’ dediğimiz devlet destekli şirketlerin önem kazanacağını, Almanya’nın sanayisini kaybetmek istemediğini anlattı.” dedi.

Çin’in yerlileşme planı olan Vizyon 2025 ile sanayinin GSYH içindeki payını daha da yükseltmeyi hedeflediğini dile getiren Murat Yülek, sözlerini, “2 yıl önce devreye giren 13. Kalkınma Planı’ndan başlayarak yine benzer politikalar izliyor. Kısacası hangi ülkeye, hangi kıtaya baksanız, sanayi ve sanayi politikaları giderek popüler tartışmanın içine giriyor. SEPIP de 4-5 senedir sanayi politikalarının ve iktisadi planlamanın akademik olarak da tekrar ele alınmasını öne çıkartan bir konferanslar dizisi. OSTİM Teknik Üniversitesi, bir sanayi ve teknoloji üniversitesi olduğu için bundan sonra SEPIP’e OSTİM Teknik Üniversitesi sahiplik yapacak.” diyerek tamamladı.

“Kümelenme, sanayileşmenin en önemli araçlarından biri”

OSTİM Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın, sanayileşme, teknoloji ve bölgelerin kalkınmasının çok önemli ve değerli olduğunun altını çizdi. Aydın, OSTİM’in 50 yıldan fazla bir süredir Ankara’nın sanayileşmesine yol gösteren, hamilik yapan ve kuluçka merkezi olarak faaliyet gösteren bir bölge olduğunu vurguladı. Başkan Aydın, “Sanayileşmeyi yakından izliyoruz. Şu ana kadar dünyanın izlediği sanayileşme politikalarının en önemli araçlarından biri olan kümelenme politikalarını yerelde, şehirde ve ülkede de uygulamaya ve bunu yaygınlaştırmaya çaba sarf ediyoruz. Bu nedenle bu ekosistemimiz içerisinde üniversitemizin de bölgemizde faaliyete geçmesiyle beraber bunu daha hızlandırarak, geliştirerek, değiştirerek çabalarınızı artırarak hem bölgemize, hem ülkemize, hem insanlığa katkı sağlayabileceğimizi düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tam bağımsızlık için yerli, milli ve özgün teknoloji

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, sanayi politikalarının son dönemde yeniden küresel gündeme daha fazla gelen, uluslararası arenada çokça tartışılan alanlardan biri olduğunu söyledi. Sanayi politikalarının güçlü bir Türk ekonomisi için önemli olduğunu anımsatan Bakan Yardımcısı, şöyle devam etti: “Bizim en önemli önceliklerimizden bir tanesi savunma sanayiimizdeki başarı hikayemizden çıkardığımız derslerle, benzer bir başarıyı sanayinin ve teknolojinin diğer alanlarında hayata geçirmek. Sanayi politikalarını; bilim, teknoloji, yenilik, Ar-Ge politikalarından bağımsız görmüyoruz. Dolayısıyla bütün bu çerçevede yürüttüğümüz politikaları eşgüdüm içerisinde ele alıyoruz.”

Milli Teknoloji Hamlesi çerçevesinin iki temel ayağı olduğunu ifade eden Mehmet Fatih Kacır, şu detayları aktardı: “Birincisi; yüksek katma değer üreten bir sanayiyi inşa etmek. Küresel rekabette ileri teknoloji seviyesine sahip ürünlerle bu rekabete dahil olmak. İkincisi; tam bağımsızlık için olmazsa olmaz; teknolojik ürünleri yerli, milli ve özgün olarak geliştirmek ve üretmek. Tam bağımsızlığımız için kritik, stratejik ürünler dediğimizde akla öncelikle savunma sanayii geliyor. Fakat bugünün dünyasında teknolojide tam bağımsızlık sadece savunma sanayiinde birtakım kritik ürünleri yerlileştirmek, millileştirmekle mümkün değil. Teknolojide tam bağımsızlık için finans teknolojilerinde, enerji teknolojilerinde, sağlık teknolojilerinde, teknolojinin bütün dikeylerinde kritik bileşenleri, ürünleri yerli ve milli olarak geliştirmek ve üretmek durumundayız. Dolayısıyla bizim de önümüzdeki dönemde en büyük önceliğimiz; bu ürünlerin tespit edilmesi ve Türkiye’de yerli ve milli olarak geliştirilmesi, üretilmesi olacak.”

“Cumhuriyetimizin 100. yılına yönelik hedeflerimiz var.” diyen Kacır, “Hem 11. Kalkınma Planı’nda zikredilen, hem de Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nde birtakım yeni eklemelerle zenginleştirdiğimiz ulusal hedeflerimizin başında GSHY’de imalat sanayinin ürettiği katma değerin payının artırılması var. Yine son 10 yıllık periyoda baktığımızda; imalat sanayinin ürettiği katma değerin GSYH’ndeki payının ortalama yüzde 16,5 olduğunu görüyoruz. Her ne kadar 2018 yılında bu, yaklaşık yüzde 19 olarak gerçekleşmiş olsa da Türkiye ekonomisinde bu oranın son 10-15 yıllık periyotta yaklaşık yüzde 17 seviyesinde olduğunu görüyoruz. En önemli hedefimiz, bunu, 2023 yılına geldiğimizde 21 düzeyine çıkarmak.” açıklamasında bulundu. 

“Kamu alımları sanayileşmede önemli kaldıraç”

Kacır, önümüzdeki dönemde makine, elektronik, ilaç, kimya ve ulaşım araçları sektörlerine odaklanacaklarını ve bu sektörlerde ürün bazlı çalışmalar yaparak; Ar-Ge’den yatırıma, üretime ve ihracata bütüncül politikaları hayata geçireceklerini anlattı.

Kamu alımlarının, ülkelerin sanayileşme süreçlerinde çok önemli kaldıraç olduğunu, bu yönde de yenilikçi birtakım adımlar hazırladıklarını belirten Mehmet Fatih Kacır, kurulması planlanan Sanayileşme İcra Kurulu ile kamu alımlarında orta ve uzun vadeli ihtiyaç analizleri yapacaklarını söyledi.

Kacır, “Yerli üretim potansiyellerimizi, kamunun ihtiyaçlarına uyumlu bir şekilde tespit edebilecek, şartname havuzları oluşturacak ve özellikle yüksek ölçekli alanlarda kamu alımlarının bütüncülleştirilmesi yoluyla yerlileşmeyi sağlayacağız. Raylı sistemlere önümüzdeki 10 yıl içerisinde hem merkezi hükümet, hem belediyeler milyarlarca Dolar’lık yatırım yapacaklar. İşte biz bu alanda ve benzer pek çok alanda kamu alımlarını ortak bir plan çerçevesinde planlayabilirsek büyük bir yerlileşme fırsatı elde edebiliriz diye ümit ediyoruz.” dedi.

Konferans Oturumları

Konuşmaların ardından konferanslara geçildi. SEPIP’in, birinci oturumunda ABD Columbia Üniversitesinden Prof. Dr. Eric Venhoogen, ‘Teknolojik Gelişim ve Endüstriyel Kalkınma’ başlığında bilgiler verdi.

İkinci oturum, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. ‘Sanayi Politikaları ve Teknolojik Yayılımın Etkenliği’ isimli oturumda, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi’nden (SESRIC) Dr. Kenan Bağcı, Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Mustafa Erdoğdu ve İstanbul Teknik Üniversitesinden Dr. Mete Han Yağmur konuştu.

Üçüncü oturum, ‘Kalkınma Planları, Sanayi Politikaları ve Sürdürülebilir Kalkınma Araçları’ başlığında düzenlendi. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Murat Yülek’in yaptığı oturumda, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığından Çağatay Emrah Öngüt ve Arzu Önsal konuşmacı olarak yer aldı.

Dördüncü oturumda, dünyada girişimci üniversite kavramı ile tanınan Hollanda Delft Teknoloji Üniversitesinden Prof. Dr. Johannes Wissema, Girişimci Üniversite, İnovasyon ve Endüstri başlığında bilgiler verdi.

Konferansın son oturumu, ‘Sanayi Politikaları ve Dünya Ekonomisi: Güncel Zorluklar’ başlığında düzenlendi. Oturum, TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi ve Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Japonya Yamaguchi Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Akkemik, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından Ekonomist Doç. Dr. Seyit Mümin Cilasun, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Doç. Dr. Fatih Cemil Özbuğday, İsviçre Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’ndan (UNCTAD) Dr. Piergiuseppe Fortunato görüşlerini paylaştı.

SEPIP 2019’da ayrıca Prof. Dr. Ali Akkemik, Japonya’nın kalkınması ve sosyal tarihi ile ilgili ilk Türkçe kaynak olan Japonya’nın İktisadi ve Sosyal Tarihi kitabını tanıttı.

Paylaşın:
1226 Kez Görüntülendi. Etiketler: » »
#

SENDE YORUM YAZ