logo

YHT İLE ŞEBİ-İ ARÜS’E ULAŞMAK…

Doğan GÖNÜLLÜ

Doğan GÖNÜLLÜ
haber@haberhayat.net
YHT İLE ŞEBİ-İ ARÜS’E ULAŞMAK…

Gittik, gezdik, gördük; sıra paylaşmakta…

Mevlana’nın şehri Konya’da “Dostluk Vakti” sloganı ile düzenlenen Konya Şebi-Arüs törenlerinden bahsediyorum.

Konya’ya daha önce Uluslararası Medya Kurultayı ve ayrıca Ayfer & Nuri Aydemir dünürlerimizle bayramlaşmak için olmak üzere iki kez gittiğimi ve gelişmişliğine, genişliğine, düzenine hayran kaldığımı ifade etmiştim.

Ailecek üçüncü gidişimiz geçen hafta sonu Şeb-i Arüs programı için kızım Hande ile eşi Sefa Aydemir ve dostları Demet & Erdem Ayçiçek çiftinin (Mimarların farklı kültür disiplinleri ve dünya ile ilgilenen aydın insanlar olduğunu gezi boyunca da gözlemleyerek düşüncemizi pekiştirdik. İyi ki varsınız gençler!) teşvikiyle oldu.

İyi ki de olmuş.

Böylece muhteşem Yeni Hızlı Tren(YHT) yolculuğunu keşfetmiş olduk.  

İstanbul’dan tam dakikasında kalkıp sanki hava yastığında gidiyormuşçasına sessiz, rahat koltukta, ferah vagonda, laptop-cep telefonu konforu ile 5 saatte(İstanbul-Konya arası karayolu ile yaklaşık 700 km) Konya’ya tam dakikasında varmak lüksü ile tanışmış olduk. Üstelik ekonomik(260 tl.) ve güvenlikli…

Zaman zaman 250 km hızla seyreden Yeni Hızlı Tren, yaklaşık 500 kişiye aynı anda gerçekten harika bir yolculuk macerası sunuyor. Kafemsi vagonda ise soğuk meşrubatlar ile atıştırmalıkları uygun fiyata satın alıp sohbet masalarında oturabiliyorsunuz.

Eşim Ülkü’nün tabiri ile “Anlatılmaz yaşanır” diyelim ve bize aynı güzergaha “tren mi uçak mı?” diye sorsalar, kesinlikle tercihim YHT olur cevabını vereceğimizi belirtelim.

Unutmadan; sosyal medyada YHT paylaşımımda “Sakarya Arifiye-Akçakoca-Ereğli-Zonguldak tren yolu hattı” özlemimi dile getirmeme gelen yorumlara bakarsak demiryolu ile ulusal ağa bağlanmamız her açıdan kazançlı olacağı gün gibi aşikâr. Ah keşke; bir an önce!..

DOSTLUK VAKTİ: ŞEB-İ ARÜS

Yolculuk bir araçtı; Amaç ise Kültür ve Turizm Bakanlığı, Konya Valiliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliği ve “Dostluk Vakti” sloganı ile düzenlenen Şebi-İ Arüs programına katılmaktı.

Sloganının içini biz Sevgili dünürlerimiz Aydemir Ailesi ile dostluğumuzu daha da pekiştirerek doldurmuş olduk. Sempatik Mimarlar Demet & Erdem Ayçiçek çifti ile tanışmaktan ise son derece memnun olduk.  

10- 17 Aralık tarih aralığında düzenlenen etkinliklerin finali, 17 Aralık cumartesi günü 2 bin 800 kişi kapasiteli Mevlana Kültür Merkezi Sema Salonu’nda Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından Sema (Ayin-i Şerif) programı ile gerçekleştirildi. Program biletleri internetten satılıyor ve çok kısa sürede tükeniyor)

Ben önceden İletişim Bölge Müdürlüğünden basın akreditasyonu (Yakın ilgisinden dolayı İletişim Başkanlığı Konya Şube Şube Müdürü H. Rahmi Dalmaç‘a teşekkürlerimle) yaptırdığım için programın bir kısmını tribünden değil sahne kenarında dizlerimin üstünde(yoğunluk nedeni ile) izlesem de Sanatçı Ahmet Özhan’ın Tasavvuf Müziği Konseri ve sema sırasında salonun en üstünde dolaşmayı tercih ederek o mistik havayı, sakinliği izledim.

 Şeb-i Arüs’ün Türkçesi; Düğün Gecesi. Mevlevilikte Mevlânâ Celaleddin-i Rumi‘nin öldüğü gece olarak anılıyor. Mevlana, bu geceyi Rab’bine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü için düğün gecesi olarak adlandırır. Yani bir kutlama değil Hz. Mevlan’nın 749.vuslat(ölüm) yıldönümü ve bir anma programı… Finalde Mevlevilerin ahenkli dönmeleri de aslında bir zikir. Sema ise sözlük anlamı gök evren anlamında, mevlevilik’te de işitmek anlamına geliyormuş. Mevlevilerin dönme hareketi de inanca göre; insanın oluşumunu ve yüce allaha ulaşmayı kainatın oluşumunu ve insanın kainatta dirilişini sembolize ediyor. Törenin ritüellerini broşürle veya salonda tok bir sesle açıklamaları tavsiyemi buradan iletmiş olayım.  

Şeb-i Arüs programları kapsamında şehrin değişik alanlarında sergiler ve tiyatro gibi farklı etkinlikler de düzenleniyor. Konya yerli yabancı turistlerle dolup taşıyor. Gelenler farklı kültürler değerler tanıyarak, Konya ise turistleri ağırlayarak kazanıyor. Biz Aydemir ve Gönüllü Aileleri olarak Şebi-i Arüs dışında Selçuklu Kongre Merkezi Fuaye alanında düzenlenen Kutsal Emanetler Fotoğraf Sergisine de katılarak eserleri hayranlıkla inceledik. Konya’nın devasa mekânları ile bulvarlarına, tramvay ve caddelerine hayranlığımızı ise misafirperver ev sahiplerimize “kıymetini bilin dostum” tavsiyesi ile dışa vurduk.

Konya denilince gastronomisini elbette pas geçemeyiz. Ev sahibemiz adeta Yeryüzü meleği Ayfer kardeşimin eşsiz el maharetlerini sözle anlatmam mümkün değil ama; Dedeler Lokantası’nda Konya’nın Muhteşem Fırın Kebabını, inanılmaz lezzeti ile Şendağlı’nın Yağ Somununu,  Havzan’da yediğimiz Etli Ekmeği ve Mithat’ta tattığımız Tirit’i günlere yayarak yediğimize şükür ediyorum. Yoksa halimiz yamandı! Tüm mekanlar turistlere son derece sıcak davranıyor.

Evet, Konya kültürel gezimizi Anadolu insanı samimiyeti sayesinde başarılı bir şekilde (tavla mağlubiyetlerim hariç ;)) tamamladık ve aynı YHT konforu, zaman disiplini ve keyfi ile İstanbul’a oradan da Ereğlimiz’e ulaştık.

Mevlana’nın “dost ol da dostu gör” sözü ile yola çıktık, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın selamlama konuşmalarında yer verdiği “Sevgi Barış Dostluk” kentine ulaştık.

VE KÜRKÇÜ DÜKKANINDAYIZ!..

Sahi; Saraçhane mitingi kimlerin kimlere karşı çıkışıydı, Ereğli Belediye Meclisinde neler olmuştu, Bozhane liman zaten belediyede değil miydi, Kampüs için Erdemir parayı ne zaman yatıracaktı, Camiyi denize değil de karaya yapmayı ne zaman akıl etmiştik ve de her gün operasyonlarda yakalanan bunca uyuşturucu bolluğu nereden geliyordu?

Gökten düşen elmalardan payımızı aldıktan sonra…

Az sonra…

Paylaşın:
Etiketler: »
2951 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KDZ EREĞLİSİ’NDE 1844 YILI EMLAK GELİRLERİ

    11 Temmuz 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Ana Bilim Dalı İktisat Tarihi Bilim Dalı’na 2010 yılında sunduğu ‘Temettüat Defterlerine Göre Karadeniz Ereğli’nin Ekonomik ve Sosyal Tarihi’ başlıklı yüksek lisans tezinde Tansu Hilmi Hançer; Ereğli kasabasında 1844 yılında toplanan emlak gelirleri hakkında bilgiler vermektedir. Belirtilen defterlerde Ereğli kaza merkezinde bulunan taşınmazlar tespit edilmiştir. Birim olarak ‘bab’ ile hesap edilen dükkanlar 98.375 bab, ‘asiyab’ denilen değirmenler ise 14.71 bab olduğu görülmüştür. Tüm ...
  • “SÖZ, GÖZE SÖYLENİR”

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Söz Ustası, Liderlik Eğitmeni Yaşar Ateşsoy, “Etik Gazetecilik” konulu toplantıda muhatabın anladığı dilden konuşulması gerektiğini ifade ederken “Söz, göze söylenir” derdi. Toplantının ana konusu olan mentörlükle ilgili ise “Dinlemek anlamak amaçlı olmalı, cevap vermek amaçlı değil” sözleri ile bir çırpıda ne çok şey söylemişti aslında. Tıpkı espriyle karışık, "Ağlaşmayın yahu, ne güzel ‘AĞ’ laşıyoruz işte" dediğinde olduğu gibi..! Sahi "söz" için demişti Koca Yunus : "Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı... Söz ola agulu aşı balıla y...
  • KDZ EREĞLİSİ İLÇE İDARE MECLİSİNİN TABİİ ÜYELERİ

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Bir ilçenin tüm kararlarını alan, ilçenin yapılması gereken işlerini planlayan, gözden geçiren, memurların yargılanıp yargılanmamasına karar veren vb birçok görev ve yetkilere sahip olan ilçe idare meclisinin iki üye grubu bulunmaktadır. Bunlardan ilki; Azay-ı Tabiiye adını alır ve kaymakam başta olmak üzere memurlardan oluşur. Azay-ı Müntehabe ise ilçe idaresinin sivil halk temsilcilerinde oluşturulan kısmıdır. Meclisin tabii reisi ilçe kaymakamıdır. İlçe idare meclisinin alacağı kararları kayıt altına alacağı memur üyeleri de bulunmaktad...
  • DR.GÜNEN “İŞBİRLİĞİYLE İYİLEŞMENİN GÜCÜNÜ” YAZDI!

    20 Mayıs 2025 Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Hekiminize Güvenin, Sağlığınıza Ortak Olun: İşbirliğiyle İyileşmenin Gücü İyi bir tedavi yalnızca reçeteyle değil, güvenle başlar. Modern tıpta bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Birkaç tuşla hastalığınız hakkında binlerce makaleye ulaşabiliyor, semptomlarınızı arama motorlarına yazıp kendi tanınızı koyabiliyorsunuz. Ancak bu bilgi bolluğu, kimi zaman kafa karışıklığına, hatta hekim-hasta ilişkisinde güven kaybına neden olabiliyor. Giderek artan bu “her şeyi ben bilirim” hali, ne yazık ki tedavi sürecini olumsuz etkiley...