Herakleia Pontika’nın ‘nymphaion’ denilen anıtsal çeşmesi muhtemelen Orta Cami’den Akarca yokuşuna doğru yayılan ‘agora’sında yer alıyordu. Önceleri içinde su perileri denen ‘nympha’ların yaşadığına inanılan, bir akarsu ya da kaynağının bulunduğu doğal ‘grotto’ ( su kaynağı )’ları tanımlamak için kullanılmıştır ki, !akarca’; su kaynayan, sürekli su akan yer anlamındadır. Daha sonraları ise bitkiler, çiçekler, heykeller, çeşmeler ve resimlerle dolu yapıları belirtmek için tanımlanmıştır. Nymphaion’lar tapınak, sarnıç ve düğünlerin yapıldığı bir toplantı alanı olarak işlevler görmüştür.
Herakleia Pontika ‘nymphaion’u, sütunlarla desteklenen yarım çatıyla örtülüydü. Cephesinde yer alan nişler içinde tanrı, tanrıça, kahraman veya önemli kişilerin büst ve heykelleri yer alıyordu.
Kentin bir diğer önemli mimari yapısı da ‘odeion’ idi. Müzikçilerin ve hatiplerin becerilerini sergiledikleri ya da yarıştığı, üstü örtülü bir tür küçük tiyatro yapısı niteliğindeydi. Bugün Kaletepe’deki askeri alanın ağaçlıklı bölümünden aşağıya bakıldığında belli belirsiz yarımay biçiminde fark edilebilen temel kalıntıları muhtemelen Herakleia ‘odeion’una aittir.
Halkın ve halk meclisinin toplandığı Herakleia ‘agora’sının iki yanında ‘stoa’lar yer alırdı. Bunlar ‘kolonad’ ya da üzeri örtülü yaya yolları idiler. Arka cepheleri boylu boyunca bir duvarla kapalı, ön cephesinde bir ya da çok sayıda sütun sırası bulunan ince uzun galerilerdi ve alışveriş dükkanlarını barındırırdı.
Hellenistik dönem Herakleia Pontika’sının nüfusuna yeterli gelen su kaynakları, Romalılar döneminde yaşayanların sayısının artması sonucu yetmemeye başlayınca, kentin idarecileri şehire çevredeki su kaynaklarından içme ve kullanma suyu getirebilmek için ‘akedük’ denen su kemeri inşa etmişlerdir. Balı köyünde bulunan iki adet su kemeri ve açılan su kanalı ile su akropol altına getirilmiş, buradaki su terazisi marifetiyle hakim tepeye çıkarılıp buradan kente dağıtılmıştır.
Romalılar kenti büyütürken Kızkapısı’ndan mağaralara doğru yönelen yolu oluşturabilmek ve ilave sur duvarlarını bütünleştirmek için ‘kantara’ adını verdikleri taştan yapılmış kemerli köprü de inşa etmişlerdi.
Herakleia’lılar kentte, bugün halk arasında Herakles Sarayı olarak bilinen bir kamu binası da yükseltmişlerdi. ‘Prytaneion’ denilen bu yapıda; ‘prytanis’ler ( kamu görevlileri ) ve şehre faydalı kişiler yemek yerlerdi. Kentin oteline ise ‘leskhe’ denirdi.
Herakleia Pontika’nın iki adet ‘nekropol’ü olduğu bilinmektedir. Kentin mezarlıkları olan bu alanların biri bugün Kız Yetiştirme Yurdu’nun bulunduğu yerden başlayıp, Ereğli Lisesi’ne, şehir mezarlığına ve Göztepe’ye kadar uzanan bir alanda yer alıyordu. Nitekim Göztepe köprüsü ve altındaki yol açılması sırasında Krispos’un anıt mezarı buradan çıkmıştı. Diğeri ise Çavdarlı altında, eski hastahane yol ayrımından başlayıp Kemer boğazına doğru uzanan mevkide bulunuyordu.
Nekropol’lerde bulunan lahitler, içine gömülenin statüsüne ve ekonomik durumuna göre sade veya görkemli olabiliyordu. Mermerden, oyma bezemeli, figürlü olanlar aristokrat ve zengin yurttaşlara aitti. Tiranlar veya kent yöneticilerinin mezarları ise kubbeli ve yuvarlak olup, yanında küçük bir yan yapısı olan mezarlardı. Bunlara ‘tholos’ denirdi.
Herakleia Pontika’nın soylu ve zengin yurttaşlarının evleri avlulu idi. ‘Khalkidikon’ denen revaklı girişleri olurdu. Bunlar ya binanın cephesinde ya da yanlarında yer alırdı. ‘Megaron’ denilen, ortasında bir ocak bulunan dikdörtgen şeklindeki büyük odalara sahiptiler. Kadınlar dairesini erkeklerin bölümünden ayıran avluya ‘nesaulos’ denirdi. Kadınların yaşadığı bölüme de ‘gynaikeion’ adı verilirdi. Evlerin yanında genellikle pişmiş topraktan yapılmış ve ‘klibanos’ denilen delikli bir fırın yer alırdı.
Gerek kamu gerekse yurttaş binaları ‘anathyrosis’ denen duvarlarla birbirinden ayrılıyordu. Yontulmuş dört köşe taşlarla örülen duvarlara ise ‘isodomon’ adı verilirdi. Binaların kapı ve pencerelerinin ağaç, harç ve taştan üst eşiklerine de ‘lento’ denirdi.
Yapılarda sütun yerine kullanılan giysili kadın figürlü heykelelre ‘karyatid’ ismi verilmişti. Duvarlarda açılan nişlere, ‘kore’ ( genç kız heykeli ), ‘krizelefantin’ ( vücudu fildişi, giysileri altın heykel ) ve ‘kuros’ ( genç erkek heykeli )’lar yerleştirilirdi.
Etiketler: can canverİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
22 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler
08 Kasım 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler