logo

HERAKLEİA PONTİKA’DA AKROPOLÜ VE JİMNAZYİMU


DR. CAN CANVER

Warning: Use of undefined constant user_email - assumed 'user_email' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/haberhayat/public_html/wp-content/themes/HaberMatikV3/single-kose-yazilari.php on line 34
cancanver7@gmail.com

Dönemin tüm Yunan site kentlerinde olduğu gibi Herakleia Pontika’nın da mimari yapıları onlardan farklı değildi. Tipik bir Yunan kentinin mimari ögelerine sahipti.

Herakleia Pontika’nın en yüksek noktası olan Kaletepe’de yer alan; kent yönetimi ve dinle ilgili başka yapıların bulunduğu, savunmaya yönelik bir ‘akropolis’ vardı. Kentin kuruluşu dinsel bir anlam taşıdığından tanrıların oturacağı yerler inşa etmek Herakleia kent planlamasının da temel ögelerinden bir olmuştur. Akropolis’in bir tepe üzerinde olması hem dinsel, hem de askeri açıdan çok uygundu. Askeri açıdan, akropolis aynı zamanda bir içkale olmak zorundaydı. Dinsel açıdan ise tepeler ( mağaralar, kaynaklar, korular ve vadiler gibi ) tanrıların varlığını gösteren gizemli doğal oluşumlarla dolu olmaktaydı. Herakleia Pontika akropolü çevresindeki coğrafik, tabiat unsurlarıyla bütün bu özelliklere sahipti. Oldukça sarp ve surlarla çevrili bir tepe üstündeki bu akropolis, kentin kurucusu Herakles adına yapılmıştı. Bu alan içinde yarı tanrı için bir tapınak ve kent yöneticileri için saray yaptırılmıştı.

Akropolis’teki Herakles tapınağında, yarı tanrı heykeli, sağır duvarlarla çevrili, ‘cella’ denen bir iç odada dururdu. Tapınağın dışında, doğu ucunda, tanrıya kurban sunulan üstü örtülü bir sunak bulunuyordu. Herakles heykelinin bulunduğu bu iç kısma ‘naos’ da deniyordu. Herakles Tapınağı, Marmara Adası’ndan getirtilen mermerden yapılmıştı, zengin kabartmalarla bezenmiş çeşitli renklerle boyanmıştı. Bir subasmanı ( stilobat ) üstünde yükselen tapınağın çevresini sütunlar sarıyordu. Bunlar yapıyı örten beşik çatıyı taşıyordu.

Tapınağın girişinde yer alan ‘porfik’li yapıya ‘propylaion’ deniyordu. Yapının çevresinde sıralanan mermer sütunların üstündeki kiriş ya da kemerlere oturma yüzeyini sütun başlıkları oluşturuyordu. Yatay taşıyıcılardan gelen yükü toplayarak düşey taşıyıcılara ileten sütun başlığı aynı zamanda görsel bir estetik de sağlıyordu. Herakles tapınağının sütun başlıkları İon tarzında yontulmuştu ve ‘akantus’ ( akanthos )’larla bezenmişti. Bilindiği gibi akantus denilen bu bezekler, kenger yaprağı ya da yaban enginarından esinlenerek yapılmıştır.

Herakleia kentindeki diğer tanrılar adına yapılmış tapınakların üçgen şeklindeki alınlıklarının üst ve yan köşelerine de akantuslar veya tanrı heykelleri yerleştirilmiştir. Tapınak önünde kutsal su konulan geniş yalaklara ‘labrum’ deniyordu. ‘Labrum’lar evlerde banyolarda su ve şarap dökünmeye yarardı. Tapınakların çevresinden de ‘peribolos’ denilen ağaçlandırılmış alanlar bulunurdu.

Herakleia Pontika’nın biri Hellenistik dönemden kalma, diğeri Roma idaresi sırasında yapılmış iki adet tiyatro yapısına sahip olduğu düşünülmektedir. Hellenistik amfitiyatro muhtemelen bugün Akarca yokuşunun en üst yerinde, Kirmanlı Cami’nin altında bulunan yarım ay şeklindeki alanda bulunuyordu. Zira Ereğli’nin sur içi kent yapısı ve arazi şekillerine bakıldığında, tiyatro yapılabilecek başkaca müsait bir mevkiye sahip olmadığı kolayca anlaşılabilir. Bilindiği gibi Roma döneminde kent bugün Kadıtarlası denen alana açılmış, Roma villaları buraya inşa edilmişti. Nitekim bu mevkide modern binaların temelelri atılırken, çocukluğumdan hatırladığım, Roma dönemi mozaikleri sıkça gün ışığına çıkar ancak bir gecede üzerleri betonla kaplanarak inşaat temellerine kurban edilmişlerdi. Ereğli’nin gökyüzü fotoğraflarına bakıldığında, Kaletepe’nin bugün askeri alanına dahil bölümünün yamacında nal biçiminde toprak altı çöküntüsü farkedilmektedir ki; Roma dönemi amfitiyatrosu muhtemel bu mevkide toprak altında bulunmaktadır. Yamaç eğiminde bulunması nedeniyle de Bergama tarzı bir amfitiyatro üslubundadır. Tiyatronun ‘proskenion’ denilen sahne kısmı ile sahnenin önündeki ‘skene’ denilen ve sanatçıların soyunup giyindikleri odaların bulunduğu yüksek duvar tarzı yapı yıkılmış…

Çıplak beden eğitimi ve çeşitli spor etkinliklerinin gerçekleştirildiği Herakleia ‘gymnasion’unun nerede olduğunu tespit etme ancak şehrimizde yapılacak arkeolojik kazılar sonucu gerçekleştirilebilecektir. Muhtemelen kent yönetimince inşa ettirilmiş, giderek soyunma odaları, hamamları, antreman bölümleri ve yarışmalar için ayrılmış alanları ile görkemli bir komplekse dönüşmüştür.

‘Gymnasion’, güreş ve beden eğitimi okulu ‘palaistra’dan farklı olarak, 18 yaşın üzerindeki atletlerin, halak açık spor gösterilerinde yer alan yarışmalar için hazırlanmış kamu kuruluşuydu. Bu kuruluşun yöneticisine ‘gymnasiarkhos’ denilirdi. Atletlerin eğitmenlerine ve antrenörlerine ise ‘gymnastes’ adı verilirdi. Güreş, pankreas, yürüme, cirit, disk atma, ‘pugilatus’ denilen yumruk döğüşü gibi sporlar en sık yapılırdı.

‘Gymnasion’da top oynanan yer ‘sphairisterion’ denirdi. Topla oynanan oyuna ‘sphairisis’ adı verilirken, top oyuncusu da ‘sphairistes’ olarak çağrılırdı. Kompleksin bir bölümü olan üstü kapalı talim yeri de ‘ksystos’ diye bilinirdi.

Herakleia ‘gymnasionu’nda ayrıca felsefe, edebiyat, müzik de öğretildiği gibi halka açık kütüphaneler de bulunurdu.

Paylaşın:
Etiketler:
Share
2014 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • CANVER YAZDI : KDZ EREĞLİSİ BASIN TARİHİ

    28 Eylül 2023 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Akarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Cumhuriyet Tarihi Bölümü yüksek lisans öğrencisi Dilşad Yırsutemur’un Ağustos 2008 tarihinde sunduğu ‘’Kdz Ereğli Gazeteleri-Zonguldak Basın Tarihi ( 1923-2007 )’’ başlıklı tezinde kentimizde 1951 yılından günümüze yayınlanmış yerel gazete ve dergiler hakkında bilgiler sunulmaktadır. Ereğli Postası, 26 Ağustos 1951’de kurucusu Necati Tanyolaç tarafından yayınlanan haftalık bir gazetedir. 9 Kasım 1959’da yayınlanmaya başlayan Öğrenci Postası’nın sahibi ve yazı işleri müdürü Ereğli’nin duayen ...
  • POSBIYIK’IN MURADI NE?

    28 Eylül 2023 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    25 Eylül Pazartesi tarihli “GÜNDEMİ OKURKEN” başlıklı yazımda Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi olmak istemesini değerlendirmiş ve Belediye ile şirket arasındaki karşılıklı taleplerin dikkate alınarak her iki tarafı memnun edecek “sen de haklısın”   formülü bulunmasını önermiştim. Aynı yazıda, “Bakalım rövanş ustası Posbıyık, Pazartesi konuşmasında bu konuda yeni bir hamle mi yapacak, yalnızlaşmaktan mı şikayetçi olacak, yoksa yeni bir formül mü üretecek?” diye soru/öngörü ortaya atmıştım. Aynı gün makamında basın toplantısı...
  • ORTA CAMİ’DE YER ALAN BİZANS TAŞ ESERLERİ ÖRNEKLERİ

    11 Eylül 2023 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Bizans dönemi Herakleia Pontika’sında kilise olarak inşa edilmiş olan Ereğli Aya Sofya’sı, mimari yapısında birçok Bizans taş eserini barındırmaktadır. Mersin Üniversitesi Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı mezunu Ali Kıpramaz, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Ekim 2019’da tamamladığı ‘’Herakleia Pontike ( Karadeniz Ereğli ) Bizans Dönemi Taş Eserleri’’ adlı yüksek lisans tezinde bunları etraflıca anlatmaktadır. 4-6.yz.a tarihlendirilen mermer malzemeden yapılmış impost ( yastık taşı ) başlık caminin mihrap üzerinde bulunan pencere açıklığında ye...
  • CANVER YAZDI : “KDZ EREĞLİSİ’NİN İKİ YAZARI”

    28 Ağustos 2023 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Kdz Ereğlisi, ünleri Türkiye sınırları dışına aşmış, iki değerli yazarı yetiştirmiştir. Bu iki yazarımızı tüm ülke insanımız bilir ama bir anket yapıldığında veya bir ön tespit çalışmasında, bu iki değerli şahsiyetin Ereğli’li olduklarını pek az hemşehrimizin bildiği ortaya çıkacaktır. Ereğli’mizin bu iki kültür değerinden ilki İlhami Soysal, diğeri Egemen Berköz’dür… Gazeteci yazar İlhami Soysal ( 4 Nisan 1928, Kdz Ereğlisi-199 Ayvalık ); Bursa Erkek Lisesi’ni 1948 yılında bitirmiştir. Gazeteciliğe 1949’da öğrencilik yıllarında, Bursa’...