logo

KUZEY MARMARA’DA KAPLAMA LASTİK CANIMIZI ALIYORDU!

Doğan GÖNÜLLÜ

Doğan GÖNÜLLÜ
haber@haberhayat.net
KUZEY MARMARA’DA KAPLAMA LASTİK CANIMIZI ALIYORDU!

Geçtiğimiz günlerde İstanbul-Ereğli seyahatimizi Kuzey Marmara Otoyolu’ndan gerçekleştirdik.

Büyük dram yaşadık; eşim, ben ve arkadaşımızla az daha ölüyorduk, kabus gibi bir geceydi! Sözüm ona Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) Teknolojisi ile donatılmış otoyolda oldu tüm bunlar…

Olay şöyle oldu: Gece 20.30-21.00 civarında Ankara yönüne doğru Akyazı gişelerine birkaç kilometre kala hızımı azalttım ve 4 şeritli yolun sağdan 2. şeridinde sakince ilerliyorum. Yol sakin, hava açık…

Birdenbire çok büyük bir gürültü koptu ve araç korkunç bir şekilde sarsıldı!..  Aracımız sanki alttan taş yağmuruna tutulmuştu. Yavaşlayarak en sağa yanaştım, bariyerlere yakın durdum. Çok korkmuştuk ama soğukkanlı olmak zorundaydık.

Benim neye çarptığımı veya bana neyin çarptığını ilk anda anlayamadım. Zifiri karanlık vardı ve hiçbir şey görünmüyordu. Bizlere bağrış çağrış ve moral bozukluğu dışında çok şükür bir şey olmamıştı.

Lastiklere baktım sapasağlam ama aracın ön tamponu ile arka tamponu sağ bağlantı noktalarından yerinden kopmuş, ayrıca sağ ön ve arka kapılar çamurluklarla birlikte ciddi hasarlanmıştı. Anlaşılan sağdan darbe almıştım. Cep telefonu ışığı ile 100 metre geriye giderek yola bakmak istedim ama aynı cisme çarpacak/çarpmaktan kaçınacak başka bir aracın veya o cismin bana sürüklenmesi işten bile değildi.  Geri döndüm, emniyet- jandarma-alkol muayenesi- karayolları-sigorta-eş-dost vs. telefon trafiği başlattık.

Uzatmayalım; ağır araçlardan birinden kopan kaplama lastiğe sertçe vurduğumuzu Jandarma’nın gayretli çalışması sayesinde anladık. Zira karanlık yol ile aynı renkte olan katil adayı lastik ve bizim araçtan kopan parça bariyerden dışarıya araziye fırlamıştı ve hiçbir şey olmamış gibi az ileride öylece duruyordu.

O an içim eridi; çok üzüldüm, az kalsın gidiyorduk ve an itibarı ile mağdur olmuştuk!..

Kuzey Marmara Otoyolunu güvenli ve konforlu diye tercih etmiştik ama nerede güven, nerede konfor, nerede Akıllı Ulaşım Sistem teknolojisi?!.. O yol az kalsın mezarımız olacaktı. Işıklandırma yok, kamera yok, kontrol yok.

O lastik parçasına (nerede ise lastiğin tamamı) tam önden çarpsaydık veya ani fren yapsaydık küçük otomobilimizin birkaç takla atması ile oluşacak bizim dramatik durumumuz, haberlere konu olacaktı, Allah korudu…

Uzun ve çok zor bir geceydi! Ve bunun müsebbibi güvenli olmayan Kuzey Marmara Otoyolu idi.

Katil adayı sürücü, lastiğini yola istem dışı bırakmış olsa da sorumluğu gereği haber vermeliydi, bu durum keyfiyet değil zorunluluk veya edinilmiş bir disiplin kültürü hale gelmeliydi.  Tam da çıkışa yakın olan alan ışıklandırılmış ve kamera takibi olmalıydı. Bariyerlerde çarpmalara karşı sensör olmalıydı. Sürat yapılan yollara kaplama lastikli araçların girmesi yasak olmalıydı (Aslında kaplama lastik tamamı ile yasak olmalı-her yerde rastlıyoruz bu dışkılara). Bunun cezai müeyyidesi ağır olmalıydı. Karayolları araçları sık sık devriye gezmeliydi. Gecenin o saatinde sigorta şirketinin müdahalesini beklerken psikolojiden anlayan bir karayolu ekibi mağdurların yanında olmalıydı, sigorta şirketleri böyle durumlarda sigortalısının/müşterisinin yanında ve hızlı olmalıydı vs…

Güven ve konforu bedelini ödeyerek tercih ediyorsak bunun karşılığı mağduriyet olmamalı. Bu arada güvenliği sağlamakla görevli karayolları görevlisinin soğuk tavrına karşı Kürşat Komutan ve Jandarma ekibinin sıcak davranışı tesellimiz olmuştu.

Bize büyük geçmiş olsun ama Kuzey Marmara Otoyolu işletmesini yönetenleri, kaplama lastik kullanan sürücüleri, devlet yetkililerini uyarıyorum;

Bugün bize, yarın başkasına tehlike büyük ve her an yollarda kol geziyor!..

Kaza olunca, haber ajanslarında “Direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü ve yolcular… ” olarak kayıtlara geçmeyi kimse istemez, kimse bunu hak etmez!

Şiddetle kınıyorum!..

Paylaşın:
Etiketler:
2821 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • “SÖZ, GÖZE SÖYLENİR”

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Söz Ustası, Liderlik Eğitmeni Yaşar Ateşsoy, “Etik Gazetecilik” konulu toplantıda muhatabın anladığı dilden konuşulması gerektiğini ifade ederken “Söz, göze söylenir” derdi. Toplantının ana konusu olan mentörlükle ilgili ise “Dinlemek anlamak amaçlı olmalı, cevap vermek amaçlı değil” sözleri ile bir çırpıda ne çok şey söylemişti aslında. Tıpkı espriyle karışık, "Ağlaşmayın yahu, ne güzel ‘AĞ’ laşıyoruz işte" dediğinde olduğu gibi..! Sahi "söz" için demişti Koca Yunus : "Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı... Söz ola agulu aşı balı...
  • KDZ EREĞLİSİ İLÇE İDARE MECLİSİNİN TABİİ ÜYELERİ

    26 Haziran 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Bir ilçenin tüm kararlarını alan, ilçenin yapılması gereken işlerini planlayan, gözden geçiren, memurların yargılanıp yargılanmamasına karar veren vb birçok görev ve yetkilere sahip olan ilçe idare meclisinin iki üye grubu bulunmaktadır. Bunlardan ilki; Azay-ı Tabiiye adını alır ve kaymakam başta olmak üzere memurlardan oluşur. Azay-ı Müntehabe ise ilçe idaresinin sivil halk temsilcilerinde oluşturulan kısmıdır. Meclisin tabii reisi ilçe kaymakamıdır. İlçe idare meclisinin alacağı kararları kayıt altına alacağı memur üyeleri de bulunmaktad...
  • DR.GÜNEN “İŞBİRLİĞİYLE İYİLEŞMENİN GÜCÜNÜ” YAZDI!

    20 Mayıs 2025 Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Hekiminize Güvenin, Sağlığınıza Ortak Olun: İşbirliğiyle İyileşmenin Gücü İyi bir tedavi yalnızca reçeteyle değil, güvenle başlar. Modern tıpta bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Birkaç tuşla hastalığınız hakkında binlerce makaleye ulaşabiliyor, semptomlarınızı arama motorlarına yazıp kendi tanınızı koyabiliyorsunuz. Ancak bu bilgi bolluğu, kimi zaman kafa karışıklığına, hatta hekim-hasta ilişkisinde güven kaybına neden olabiliyor. Giderek artan bu “her şeyi ben bilirim” hali, ne yazık ki tedavi sürecini olumsuz etkiley...
  • DR. GÜNEN, EN KADİM İLACI YAZDI: “İNSAN GİBİ YAKLAŞMAK”

    02 Mayıs 2025 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Kdz. Ereğli Özel Echomar Hastanesi'nde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak görev yapan Op. Dr. Erol Günen "Hekimlik ve Doktorluk Arasındaki Fark: Beyaz Önlüğün Ötesindeki Meslek Ahlakı" başlıklı makalesinde "Teknoloji gelişse de, protokoller değişse de, iyileşmenin en kadim ilacı hep aynı kalacak: "İnsana insan gibi yaklaşmak." görüşüne yer verdi. Günen'in makalesi şöyle : Toplumda genellikle aynı anlamda kullanılan iki kelime: doktorluk ve hekimlik. Kimi zaman birbirinin yerine geçiyor, kimi zaman da farkları göz ardı ediliyor. ...