logo

CANVER YAZDI : HERAKLEİA PONTİKA ORDUSU


DR. CAN CANVER

Warning: Use of undefined constant user_email - assumed 'user_email' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/haberhayat/public_html/wp-content/themes/HaberMatikV3/single-kose-yazilari.php on line 34
cancanver7@gmail.com

Kurulduğu yıllarda site halkının ve çevresindeki ‘demos’ların köylülerinin sur içine alınması ile şehir savunması yapılan Herakleia Pontika’da, Klearkhos’un tiranlık sistemini oluşturması ve fetihlere başlaması sonucu fetih yapabilecek ve geniş alanları savunabilecek nitelikte bir ordu ve donanmaya ihtiyaç duyulmuştu.

Bu dönemde ‘demos’ların ana unsuru olan ‘phyle’ ( kabile )’lerden toplanan fertlerden oluşturulan zorunlu ve ücretli asker ordusu kentin savunmasını üstlenmiş, ileri fetihleri yapmıştı. Site devletin en büyük siyasal alt birimini oluşturan ‘phyle’ler, akrabalık grupları olarak bütün yurttaşları kapsıyordu ve kendi memurları ile rahipleri bulunuyordu. ‘Phyle’ler yönetsel ve askeri amaçlı yerel birimleri oluşturuyordu. Site’de yönetimin yapısında ya da yurttaşların bileşiminde görülen değişiklikler ‘phyle’lere de yansırdı. Herakleia Pontika demokrasisinin hükümet organları belirli ‘phyle’lerden seçilmiş kişilerden oluşurdu. Toplam ‘phyle’ sayısı genellikle 122yi geçmezdi.

Tiranlık döneminde, Herakleia Pontika’da da, tüm Yunanistan devletçiklerinde olduğu gibi yanaşık düzende savaşmakla görevli, ‘hoplites’ denen ağır zırhlı piyade sınıfı oluşturuldu. MÖ 8.yz.ın sonlarına doğru ‘hoplites’ler ortaya çıkıncaya dek savaşlarda teke tek dövüş ağır basıyordu. Hoplites’lerin metal miğferleri ile göğüs ve baldır zırhları onlara daha iyi korunma sağlamıştı. Hoplites, eski piyadeler gibi kalkanını boyun çevresinde değil, sol kolunda taşıyor, eskiden olduğu gibi fırlatarak değil, saplanarak kullanılan bir mızrak ve bir kılıçla döğüşüyorlardı.

Hoplites’lerin ortaya çıkmasından sonra savaşlarda teke tek dövüşçülerin bireysel üstünlüğü değil, omuz omuza dövüşen hopliteslerin oluşturduğu ve kütle halinde davranarak düşman saflarını yarmaya çalışan ‘phalanks’ların başarısı belirleyici oldu. ‘Phalanks’lar genelde sekiz sıradan oluşuyordu ve donanımlarının ağırlığı ile hantal bir yapıya sahipti.

Ağır silahlarla donatılmış olan ‘hoplites’ler aynı zamanda tiranları da koruyordu. Tiranın kılıçlı muhafızlarına ‘spatharios’ deniyordu. Mızraklı muhafız askerlerine ‘doryphoros’ adı veriliyoru.

Ağır zırhlı piyadenin omuz omuza ve genelde sekiz sıra halinde dizilerek aldığı savaş düzenine ‘phalanks’ deniyordu. ‘Phalanks’ta yer alan ağır zırhlı ‘hoplites’ler ( piyadeler ) yuvarlak bir kalkan, deri ve metalden ağır bir göğüs zırhı, baldır zırhları, uzunluğu 2.5 m. İle 6.5 m. Arasında değişen bir mızrak ve 60 cm. uzunluğunda iki ağızlı bir kılıç taşırlardı. Süvari saldırılarını mızraklarla engelleyebilen ‘phalanks’lar atlı ya da yaya okçulara karşı savunmasızdı. Aralıksız sıralardan oluştuğundan ve yalnızca merkez ve kanatlara bölündüğünden, ‘phalanks’ düzeninde genellikle subay gerekmezdi ve bütün birlik flüt sesiyle uygun adım yürürdü.

Herakleia Pontika ‘phalanks’ının bir bölümü olan ‘tetrarkhia’nın komutanına ‘tetrarkhes’ denilirdi. Herakleia ordusunda 1000 kişinin komutanı ‘khiliarkhos’, 200-500 kişilik askeri birliğin komutanına da ‘lokhos’ adı veriliyordu. ‘Pentekontarkhia’ ise; 50 kişilik birliğin komutanıydı.

Ağır piyade ‘phalanks’ ve ‘hoplites’lerin yanı sıra site ordusunda hafif zırhlı, zırhsız ve kalkansız ücretli piyade erleri de vardı ki bunlara; ‘psilos’ denmekteydi.

500 kişilik Herakleia Pontika süvari tümenine de ‘hipparkhia’ deniliyordu.

Herakleia askerleri kalkanlarını birbirine birleştirerek ilerledikleri bir yürüyüş biçimi uygularlardı. Buna ‘synapspismos’ adı verilmekteydi.

Herakleia ordusu kent savunması veya fetih yapacağı zaman askerler ‘pyrrıkhe’ denen savaş dansı yaparlardı. Silahlı olarak yapılan bu dansta, bir çarpışmanın çeşitli safhaları flüt eşliğinde canlandırılırdı.

Herakleia Pontika’da askeri kıyafetler; bir tuniğin üzerine çeşitli koruyucu kıyafetlerin ve teçhizatın giyilmesi esasına dayanmaktaydı. Arkaik dönemde askerler kumaş ve yünden pelerin giyiyorlardı. Koruyucu giysi olarak da; göğüs zırhı, korse, baldır zırhı, başlık, geniş metal kemer ve kalkan kullanmışlardır.

Arkaik dönemde, göğüs zırhı; metal diş veya levhalardan yapılıyor, omuz kayışlarıyla elbiseye tutturuluyordu. Bu zırha ‘kataphrakhes’ adı veriliyordu. Deri veya bronzdan yapılan başlıklar, çene kayışlarıyla başa tutturuluyordu ve hepsinde savaşçıların daha korkutucu gözükmesini sağlayan yüksek yeleler bulunuyordu. Baldır zırhı ise; bacakların alt kısmı için deri veya metalden yapılmış koruyuculardı. Bunlara ‘kremis’ denmekteydi.

Klasik dönemde ise; Herakleia askerleri, ‘chlamys’ denilen pelerin giymeye başladılar. Üzerine vücudu saran deri ‘curias’ giyiyorlar ve metal kemer ve bacaklarına yine baldır zırhı takıyorlardı. Ağır silahlarla donatılmış piyade askerleri metal ve deriden ‘curias’ giyiyorlardı. Bunun belden aşağıya sarkan deri şeritleri vardı ve bu şeritler vücudun aşağısını korumaya yarardı. Başlıklar boyun, yanak ve çeneyi korurdu. Erkekler sandaletle yalınayak ya da yüksek botlarla savaşa gidiyorlardı.

Piyade erlerinin kullandığı yarım ay biçiminde oyulmuş, sorgun ağacından yapılmış eliptik biçimli kalkana ‘pelta’ denirdi. Herakleia ordusunda 30-120 cm. uzunluğunda balta biçimli ‘berdiş’ ( bardis ) denen bir mızrak da kullanılmaktaydı ki bu; Mısırlılar’dan gelmişti.

Özellikle tiranlık döneminde güçlü bir donanmaya sahip olan Herakleia Pontika limanında bulunan en büyük ve güçlü savaş gemisi; ‘decemremus’ idi. On oturaklı ve her küreği bir veya birkaç kişi tarafından çekilirdi. Beş kürekli gemilere ise ‘pentekontoros’ denirdi. Üç sıra kürekli hafif kadırga ( trieres )’ların komutanlarına ise ‘trierarkhos’ diye hitap edilirdi. Savaş gemilerinin komutanına ‘palınoras’, ritmli bir şarkı ( keleusma ) ile küreklerin hareketlerini ayarlayarak gemilerin ilerlemesini sağlayan kürekçibaşlarına da ‘keleustes’ denmekteydi.

Gerek kara ordusu ve gerekse savaş gemileri, savaşlarda ‘katapestes’ denilen mancınıklarla düşmana tahrip malzemeleri atarlardı.

Paylaşın:
Etiketler:
Share
1844 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • GÖNÜLLÜ YAZDI : DÜNYADA İLK VE TEK!

    22 Nisan 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Türk milletinin siyasi iradesi bir asırdan daha fazla süredir 23 Nisan 1920’de ilk kez toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)’nde temsil ediliyor. Bu zor günlerde Cumhuriyeti’nin Kurucu Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün girişimi ile ilk kez toplanan TBMM’de  Türk halkını temsil eden milletvekilleri, milli egemenlik ve birlik iradesini ortaya koydu.  Atatürk, Cumhuriyetimizin ilanından sonra 23 Nisan tarihini Dünya’da örneği tek olan büyük öngörü ile çocuklarımızın milli bilinçle yetişmesini desteklemek amacı ile Ulu...
  • PANTEREKLİ’NİN AZİZ ANDREAS’I VE BİZANS’TA KUTSAL KİŞİLER

    22 Nisan 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Azizler ( Hagios ) ve kutsal kişiler ( hosios ), bütün Hıristiyan dünyası için önem taşır ama aziz kültürü Doğu Hıristiyan kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Genellikle bu kutsal kişiler öncelikle halk arasında yerel anlamda kabul görür ve bir saygınlığa ulaşırlardı. Giderek o kişinin ya da onun fiziksel kalıntılarının ( rölik ) etrafında yerel bir kült oluşurdu. Röliklerin bazı mucizeler gerçekleştirdiği inancı yayılır, insanlar burayı ziyaret etmeye başlar, ikonaları yapılırdı. Kilise tarafından, kilisenin ‘litürjik’ takvimine ve aziz k...
  • ÇOBANLARIN TANRISI

    08 Nisan 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    Herakleia Pontika yöresinde de yaygın olarak tapınılan ama hakkındaki mitosların oldukça belirsiz olan Aristaios; ‘çobanların tanrısı’ olarak bilinir. Genellikle kabul edilen bir açıklamaya göre, Apollon ile Nympha ( su perisi ) Kyrene’nin oğlu olarak Libya’da doğan Aristaios, daha sonra Teb’e gitmiş, burada Musalar’dan sağaltma ve kehanette bulunma dersleri almıştır. Kadmos’un kızıyla evlenerek Aktaion’un babası olmuştur. Uzun yolculuklardan sonra Trakya’ya varan Aristaios’un, Herakleia Pontika havalisine de gelip burada ‘khlaina’ dene...
  • POSBIYIK NASIL KAZANDI?

    08 Nisan 2024 Ekonomi, Genel, Gündem, KÖŞE YAZILARI, Tüm Manşetler

    13 Şubat’ta bu köşede kaleme aldığım “Seçime Doğru-2” başlıklı yazımda Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın seçimi kazanmaya en yakın aday olduğunu yazmıştım. Ayrıca, o tarihte adayı henüz yeni belli olan (Aday gösterilen İbrahim Sezer'in isminden soyutlanmış olarak) Ak Parti’nin ise adeta Ereğli’de seçimi almak gibi bir kaygısının olmadığını kast ederek, “Belki de, Ak Parti Ereğli’yi de kazanıp bir de buranın vaatlerini yerine getirme ‘zorluğuna-masrafına-risklerine(!)’ girmek istemiyordur kim bilir!!!” yorumunu kaydetti...